Hamilelikte 35. hafta

16-23 Mayıs 2013 tarihleri arasında kızımla 35. haftamızdı. Bu haftamız oldukça hareketli geçti diyebilirim. Anlatacak pek çok şey de birikti tabi...

Artık iş yoğunluğum eskisi gibi olmadığı için çalışmadığım zamanlarda evde vakit geçiriyor oluyorum. Kafamda yapacak bir sürü şey oluyor ama gün sonunda bir bakıyorum hiçbirini yapmamışım. Tam bir tembellik halindeyim.

Herkes bebeğin odası hazır mı, hastane bavulunuz hazır mı diye soruyor. Ama hepsi yarım yamalak :) Bu hafta odanın son şeklini verdik. Bebeğin bütün giysilerini Hacı Şakir'in lavantalı sabun tozu ile yıkadık. Annem sonra hepsini ütüledi ve dolabına yerleştirdik. Zaten hepsi el kadar şeyler, çok komik geldi bana :) yer bile kaplamıyor o nedenle rahat rahat dolabın raflarına yaydık. Bana hepsi çok yabancı çünkü çoğunu ben almadım. Hatta malesef ki kızıma kendim seçerek çok az şey aldım diyebilirim. Artık buna ilgisizlik mi, zamansızlık mı, rahatlık mı dersiniz bilemem ama İnci'nin şu an neredeyse tüm giysileri annem veya başkalarının hediyesi olan giysilerden oluşuyor. Ne zaman bir mağazaya girsem birşeyler beğeniyorum, sonra aman sonra alırım diye düşünüp almadan çıkıyorum. Neyse yerleştirirken ne neyin takımıdır öğrenmeye çalıştım ama bu biraz zaman alacak bence :)

Bebek odası için evdeki berjerlerimden birini kullanacağım ama odayı biraz daralttı ve büyük görünüyor. Şu an acaba küçük bir koltuk mu alsam yoksa bunu kaplatsam mı onu düşünüyorum. Halı, perde ve aydınlatma elemanları hala yok :) o konuya henüz gelemedim.

Bu hafta hastanede ziyaretimize gelecek misafirlerimize anı olsun diye vermek için bebek şekerlerimizin de siparişini verdim. Sanırım Haziran'ın ilk haftası teslim edilecek. Şeker hamuru ile yapılan kurabiyeleri (yeni moda bunlar ya) sevmediğim için ben daha klasik bir ikram düşündüm. Pembe tüle sarılmış bir lokumluk içinde lokum olacak. Şimdilik görsel sunamıyorum. Gelince eklerim. Siparişimi Hayaller Dükkanı sitesinden verdim. Facebookdaki grubunu takip etmenizi tavsiye ederim, gerçekten çok güzel ve kişinin isteğine özel şeyler üretiyorlar. Site sahibi Çiğdem Hanım da oldukça ilgili ve nazik biri. Heyecanla siparişlerimizi bekliyorum :)

Eminönü Hatırası

Bu haftasonu ofisteki randevularım bitince eşimin yüksek lisanstan arkadaşlarıyla geleneksel Karaköy buluşmamızı yaptık. Ne zamandır vapura binmemiştim bana çok iyi geldi. Aslında sıcak ve kalabalık tercih etmediğim bir dönemdeyim ama biraz da gezmek lazım. Gruptan bir arkadaşımız askerden geldi :) Yine Bej Cafe'ye gittik. Grup kalabalık olunca mekan önemli oluyor. Büyük bir masa ve sakin bir ortam gerekiyor. Ayrıca grupta yabancı da çok olduğu için ortak dil İngilizce konuşuluyor. Bu grupla en son bizim evde toplanıp buluşmuştuk sanırım o zaman 2 aylık hamileydim. Şimdi beni böyle görünce herkese değişik geldi ama iltifatlar aldığım için mutlu oldum. Çok kilo almayınca sadece karın oluyor o zaman da herkes iltifat ediyor tabi, hoş birşey...

Yemekten sonra grupla tatlı yemek ve gezmek için Eminönü'ne yürüdük. Çok kalabalıktı ve sıcaktı. Ama yürüyüş ve mekan değişikliği bana iyi geldi. Ne zaman Karaköy/Eminönü tarafına gelsem buraya daha sık gelmeliyim diye düşünüyorum ama olmuyor. Belki de az sıklıkta olması daha iyidir. Atmosferi daha çok içime çekiyorum galiba, bu da uzun süre yetiyor.

Hazır buraya kadar gelmişken eşimle bebek süsleri için herkesin tavsiye ettiği bir pasaja gitmeye karar verdik. Pasajın adı Havuzluhan Pasajı ve yerini herkes biliyor. İşiniz düşerse sorarak çok rahat bulabilirsiniz. Saat 18.00'i geçtiği için kapanmıştır dediler ama yine de şansımızı denemek istedik. Sanırım Cumartesi olduğu için pasaj henüz kapanmamıştı. Biz de alışverişimizi yapabildik. Gerçekten de pasaja girer girmez iyi ki gelmişiz hissini hemen yaşıyorsunuz. Bu kadar yorgun olmasam ve saat de bu kadar geç olmasa ben burayı talan ederdim ama hızlıca gezip ihtiyaçlarımızı alıp çıktık. Neler mi aldım? Şekerleri sunmak için bir sepet (sonra bunu odada ıvır zıvır koymak için kullanacağım), hastanede içecek ikramlarında kullanmak üzere plastik kadeh, ziyaretimize gelen çocuklara vermek üzere süsler, 3 metre pembe tül (bundan hastane odası için basit fiyonk süs yaptım), evdeki bebek odası için kapı süsü. Doğumgünü kutlaması, bebek odası, doğum, törenler vs. için aklınıza gelebilecek her türlü süsü ve malzemeleri burada bulabilirsiniz. Fiyatlar da internete göre oldukça düşük. Ben bir daha gelemem diye aceleyle sadece bunları aldım. Fazlasına da gerek yok bence ama bazı insanlar süs püs konusunda çok meraklı olabiliyor. Burası tam cennet işte :) İstanbul'da yaşıyorsanız hamileliğiniz çok ilerlemeden bir hafta içi buraya gelmelisiniz bence. Haftasonu çok kalabalık. Keşke ben de daha önce gelseydim...

Beslenme düzenim yine aynı şekilde devam ediyor. Devamlı ev yemeği yiyorum. Meyveyi bazen abartıyorum onun nedeni de her çeşitten yemek istemem. Ama zaten pek tatlı yiyen biri değilim. Artık parmak ucumdan şekerimi ölçmesem bile yine de dikkat etmeye çalışıyorum. Ama bu hafta Karaköy gezisi nedeniyle biraz Güllüoğlu tatlıları kaçtı :) eve alınca 1-2 gün üst üste yemiş oldum.

Babam
Annem bana ev yoğurdu yapıyor, süt ve ürünleri tüketimim gayet iyi. Bu hafta et tüketimim de iyiydi. Çünkü 19 Mayıs'ta Polonezköy'e mangal yapmaya gittik (Stella diye bir yer, hep buraya geliyoruz, herşeyinizi oradan alıyorsunuz, pratik oluyor, mekan çok nezih. Ağaçların içinde birkaç saat geçirmek bana iyi geldi). Eti normalden fazla yedim diyebilirim. Zaten tavuk nadiren yiyorum. Balık hala yok :( omega 3'e devam...

Bu hafta da böyle geçti. Artık geri sayım başladı, tam 4 haftamız kaldı!

Blog yazmakta gecikebiliyorum ama twitterda anında ve daha sık paylaşımda bulunabiliyorum. Takip etmek isterseniz tıklayın :)

Berra'nın 3. anaokulu mezuniyet töreninden :)


Diyetisyen Serap Orak Tufan
28 Mayıs 2013 Salı

Hamilelikte 34. hafta

34. hafta
9-16 Mayıs arası kızımla karın karına 34. haftamızdı. Geçinip gidiyoruz ama ben rahatı kaçınca huysuzlaşan biri olduğum için bazen gergin ve mutsuz oluyorum. Artık bu kadar gelgitli bir ruh hali normaldir herhalde. Zaten bir balık burcu olarak anı anını tutmayan biriydim buna ek 34 haftalık hamileyim ve de troid hastasıyım. Daha ne olsun...

Bu hafta annemle babam kısa bir Ankara seyahati yaptığı için yalnızdım. İnsan rahata çok çabuk alışıyor. Gelirken bana çok sevdiğim Ankara simitinden getirmişler. Ankara simiti yiyenler bilir, İstanbul'dakinden farklıdır. Önce pekmezli bir sosa batırılır daha sonra susama bulanır. O nedenle koyu renktir. Ebat olarak da daha ince ve küçüktür (1 Ankara simiti 3 dilim ekmek kalorisine sahipken İstanbul simiti 4 dilim ekmek kalorisine sahiptir). Benim gibi her Ankaralı için de vazgeçilmezdir. Çok özlemişim. Yatmadan önce neredeyse 1 simit aç olmadığım halde yedim :)

34. haftada artık yavaş yavaş işleri ciddiye almaya başladım :) hep ertelediğim bebeğin eşyalarını hazırlama aşamasına fikren yeni ulaştım. Bunun için öncelikle çamaşır makineleri için özel yapılmış sabun tozu deterjandan aldım. Gördüğüm kadarıyla sadece Hacı Şakir ve Dalan markaları var. İkisinden de aldım. Ben zaten kendi çamaşırlarımız için de Dalin'in hipoalerjik sıvı deterjanı ve yumuşatıcısını kullanıyordum. Bebek için de sadece sabun tozu kullandım. Başka tavsiyesi olan?

Artık bebek şekerleri ve sepeti, süsleri vs. gibi ayrıntılar için de harekete geçsem iyi olacak. Önümüzdeki hafta bu işleri halledeceğim...

Neyse ki doğum fotoğrafçısı olayını çözümledim. Çok yakın arkadaşım olan Melissa Mey doğumda yanımızda olacak. Kendisi çok iyi bir sanatçıdır, işi gereği dünyayı gezdiği için fotoğrafçımız olarak onu hiç düşünmemiştim bile. Ama o tarihlerde İstanbul'da olacağı için ve doğumda yanımda olmak istediğini ve fotoğraf çekmek istediğini söyleyince tabi ki bu teklifini reddedemezdim :) Şimdi kendisine yurt dışı hatta şehir dışına çıkma yasağı koydum :) Ben doğurana kadar hiçbir yere gidemez!

Gelelim beslenmeme...

Hava çok sıcak olduğu için artık normal su içemiyorum. Mutlaka soğuk su olmalı. Bol bol su içiyorum. Ev yemeği yediğim için çok sağlıklı besleniyorum. Bu ara meyve yeme işini biraz abarttım. Yeşil erik, yeni dünya, karpuz ve muz en sık yediğim şeyler. Ama tabi ki çok şişiriyor. Eskisinden çok farklı beslenmiyorum. O nedenle kilo alış hızım gayet iyi gidiyor. Ama çok fazla ödem sorunum var :(

Blog yazmakta gecikebiliyorum ama twitterda anında ve daha sık paylaşımda bulunabiliyorum. Takip etmek isterseniz tıklayın :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan
25 Mayıs 2013

Hamilelikte 33. hafta (İnci'ye doğum tarihi belirledik)

33. hafta

Geçen Perşembe yani 9 Mayıs kızımla hafta dönümümüzdü. 33. haftamızı da geride bıraktık. En kritik haftalar geride kaldığı için içim biraz rahatladı artık. Çünkü herhangi bir risk olmamasına rağmen erken doğum korkusu ister istemez yaşıyorsunuz. Çünkü etraftan, yaşayanlardan duyuyorsunuz. Annelik paranoyaları çoktan başladı anlayacağınız :)

Canım annem

10 Mayıs'ta saat 18.00'de doktor kontrolümüz vardı. O nedenle annemle Bağdat Caddesi'ne gittik. Kontrol öncesinde hem yemek yiyip vakit geçirdik, hem de güzel bir yürüyüş yaptık. Artık bünyem fazla yürüyüş de kaldırmıyor. Aralarda mola vermek zorunda kalıyoruz. Fazla kilo almadım ama yine de bu ağırlığı taşımak zor geliyor.

Bu haftadan önce ayakkabılarımı giyerken sıkıntı yaşamıyordum ama artık bağcıklı ayakkabıları giyerken (zaten spor ayakkabı giyebiliyorsunuz onlar da hep bağcıklı!) sıkıntı yaşıyorum. Kocam ilk kez (yalan olmasın 2. de olabilir) Cumartesi günü ayakkabılarımın bağcıklarını bağladı. Çok hoşuma gitti doğrusu :) Ama demek ki güzel bağlayamamış ki metroda yürürken bağcığımın teki açıldı. İşte o anda nerdeyse 2 metrelik adamın (eşim) önümde diz çökerek ayakkabımı bağlaması beni ne kadar mutlu etti anlatamam :) çünkü yıllar önce diz çökerek evlenme teklifi yapmazsan ilerde başına bunlar gelir işte :) sefam olsun ;) 

Gelelim kontrol sonuçlarımıza...

İnci kızımız yine yüzünü göstermedi. Çok az görür gibi olduk ama elleriyle yüzünü kapatmıştı. O nedenle fotoğraf alamadık. Boyu 47 cm, kilosu 2240 gram olmuş maşallah. 33. hafta için normal bir gelişimmiş. Bu rakamlarda sapma olasılığı olsa bile yine de büyümüş ufaklık. Zaten büyüdüğü aniden davul gibi olan karnımdan da belli oluyor. Randevularına gelen tüm danışanlarım her hafta farkı anlayabiliyor artık. Ayrıca tekmeler de cabası. Her geçen gün güçleniyor. Hala bu tekmelere alışamadım. Huylanıyorum :)

Artık İnci'nin doğum tarihi belli oldu! Tıbbi bir nedenden dolayı normal doğum yapmak istemediğim için doktorumla epidural sezeryane karar verdik. 18 Haziran Salı günü sabahı kısmetse kızımıza kavuşacağız :) Öncesinde kendi gelmek isterse yapacak birşey yok ama şimdilik biz günümüzü belirledik. Normal doğum olsa beklenen tarih 27 Hazirandı. Doğum Ataşehir Memorial Hastanesi'nde olacak. Yani hem evime hem de işime yakın. Artık geri sayım başladı! Son 5 hafta...

Mayıs ayının başından itibaren yeni üye randevusu vermiyorum. Bunun için web sitemde bir duyuru yaptım. Ama eğer sağlık açısından sorun yaşamazsam doğumdan 1 ay sonra yeniden çalışmaya başlayabilirim diye umuyorum. Bakalım...

Bu arada artık randevularım da azaldı tabi. O nedenle gün içinde uzun süre randevum yoksa eve gidiyorum ve annemle ev keyfi yapıyorum. Ofisten arayanların ulaşamama nedeni budur. Cebimden veya mail yoluyla ulaşabilirler.

Sanırım annemler geleli 1 ay oldu. Artık Değirmen'den yemek siparişi veremiyorum çünkü babamla eve gidip annemin yemeklerini yiyorum. Ama bu demek değil ki Ataşehir Değirmen'in tüm güleryüzlü personelini unuttum, unutmadım tabi ki şimdilik annemin yemeklerinin tadını çıkartıyorum ;)

Bir de her ne kadar henüz anne olmasam da bu Pazar Anneler Günü'mü kutlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Tabi ki mecburen ben de annemin gününü kutluyorum çünkü kutlamasam çok alınır. Eşim de bu anneler gününde annesinin mezarını yaptırarak ve çiçek ekerek annesini andı. Annesiz ilk anneler günüydü :( Biliyorsunuz ki ben bu tarz özel günleri pek sevmiyorum. Çünkü gereğinden fazla abartıldığı için başka insanları gereksiz incittiğini düşünüyorum. Ekonomi açısından değeri olabilir ama manevi olarak bu kadar değerli değil bence. Bir kere gözüne soka soka insanlara kayıplarını hatırlatıyor. Ayrıca belki de anne olmayı çok isteyip de olamamış insanlar da bundan çok etkileniyor olabilir. Ben zaten her gününü sevdiklerinin değerini bilen biri olarak yaşadığım için (ki pek çok insan da böyledir zaten) anneler günü çılgınlığına çok ortak olmak istemiyorum. Kaldı ki bu anneler günü öncesinde Hatay Reyhanlı'da yaşanan terör olayından sonra kutlanacak bir şey kalmadı. Bu konudaki fikirlerimi hiç yazmayacağım çünkü yazarsam bu hükümete karşı olan duygularımdan dolayı hakkımdaki fikirleriniz oldukça değişir. Bu kadar çok küfür bildiğimin ben de farkında değildim! (sosyal medyadaki paylaşımlarımla fikirlerimi ve tarafımı çekinmeden belirtiyorum zaten)

1 aydır hiç spor salonuna gidip yürüyüş yapmadım. İyice tembel oldum malesef. Ancak sokak gezmelerinde yürüyorum. Ayaklarım ve ellerim çok şişmeye başladı o nedenle tuzlu şeyler yememeye gayret ediyorum ve her zamanki gibi bol su içiyorum. Sebze ve meyve konusunda süperim. Tuzsuz yeşil erikle kafayı bozdum diyebilirim :) Bazen de dondurma yiyorum. Genel bir yorgunluk hali dışında sağlığım gayet yerinde maşallah. Bu yorgunluk da normal artık, doğuma 1 ay kaldı :)

Bu hafta bebek şekerlerimin siparişini de verdim. Onunla ilgili şekerler teslim edilince ayrıca bir yazı yazacağım.

33. haftamız da böyle geçti dostlar :)

Bu arada 2 ay önce doğum yapan bir danışanımın makyaj, moda, stil konularıyla ilgili yeni bir blogu var. Onu da sizinle paylaşmak istedim. Ürünleri kullanıp onlarla ilgili gerçek yorumlar yapan blogları oldukça faydalı buluyorum. Merak edenler için bir tık! Wishing beauty ;)

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, kucak dolusu sevgiler....

Blog yazmakta gecikebiliyorum ama twitterda anında ve daha sık paylaşımda bulunabiliyorum. Takip etmek isterseniz tıklayın :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan
15 Mayıs Çarşamba 2013


İnci'nin odası 2 haftada geldi...

Biliyorsunuz 13 Nisan'da bir Modoko turu yapıp en sonunda kızımızın odasına karar vermiştik. Anlaşmamıza göre 1 ay sonra teslim edeceklerdi ama bize bir iyilik yapıp oda takımını 2 hafta sonra teslim ettiler :) Ne kadar şanslıyız. Çocuk Kalbi mağazasına bu iyiliği için çok teşekkür ediyoruz.

Bebek odası takımı 29 Nisan'da teslim edildi. Öncelikle bu haberi alınca bir önceki hafta hızla kızın odasını boşaltıp, boyacıyla anlaşıp istediğim renge boyattık. Oda boş olduğu için her türlü ıvır zıvırı oraya atmıştık. Öncelikle boyacımızla konuştuk ve onun kullandığı ve önerdiği markaya karar verdik. Sonra da bir yapı marketten rengini seçtik. Evde sadece İnci'nin odası boyandı. Diğer odalara gerek yok. Ofiste de aynı şekilde sadece İnci'nin kalacağı oda boyandı şimdilik. Bu boya konusunda bazı anneleri çok takıntılı buluyorum. Zaten artık boyaların çoğu insan sağlığına en az zararlı olacak şekilde yapılıyor. Duvar boyası dediğin şey ne kadar sağlıklı olabilir ki? En nihayetinde o da bir kimyasal formül. O nedenle yok çocuk için en uygun marka, model, renk, koku, doku vs. gibi hiçbir ayrıntıya girmeden boya işini hallettik. Sanki bizim zamanımızda ailelerimiz çok özel boyalar mı seçiyordu? Ayrıca bebek sadece kendi evinde mi büyüyor? Diğer evlerde, ofiste, okulda, kreşte vb. diğer yerlerde çocuklar için özel boyalar mı seçiliyor? Yoooo. O zaman ne gerek var kasmaya. Bu benim fikrim tabi, ama dediğim gibi çok takıntılı anneler var, deney yapar gibi çocuk büyütüyorlar. Onların fikirlerine de saygı duyuyorum ama ben böyleyim :)

bu yapmak istediğim dekorasyon örneği


Daha önce blogda bir fotoğraf paylaşmıştım. Takip edenler hatırlar. Bebek odasının rengi nasıl olsun diye internette gezinirken bir renk görmüş ve vurulmuştum. Beğenenler ve beğenmeyenler olmuştu, bebek odası için çok koyu pembe diye düşünmüşlerdi ama ben kafama koydum o tonlarda boyatacaktım. Aynen öyle yaptım :) Aynısını bulamam tabi, ayrıca ışıklandırma nedeniyle de fotoğraftaki renk de tam belli olmaz ama benzerini buldum. Markası Dyo.

bu da bizim odanın rengi

Yapı marketten kızımın odası için güzel bir elektrik düğmesi aldım. Duvarla çok uyumlu oldu. Aynısının kapaklı elektrik prizi de vardı ama onu almadım. Onun yerine normal krem rengi kapaklı priz aldım. Priz yere yakın olduğu için böyle cicili bicili olması bence çocuğun dikkatini çeker, firma (Viko) bunu düşünememiş, priz kapağını dekoratif üretmeye gerek yok.

Odanın boya işi yarım günde bitti. 3 gün sonra da mobilyalar geldi. Mobilyalar ilk geldiği günden itibaren odayı hep havalandırdık. Ama kokusu hala çıkmadı. Bu Pazartesi mobilyalar geleli 1 hafta olmuştu. Artık mobilya temizliği de yapıldı. Haftaya Pazartesi bir kez daha silinecek sonrasında yavaş yavaş yerleştiririz artık. Umarım koku çabuk geçer...

Dekorasyonumuz henüz bitmediği için oda düzgün değil, ama ben yine de paylaşıyorum. Tamamen bitince daha güzel fotoğraflar çekerim. Bu arada duvar stickeri için internette bir adres buldum. Sanırım istediğim deseni de buradan alıp dekorasyonu tamamlayabileceğim. İlgilenenler için bir tık :)



Bu arada İnci'nin odası için perde, halı, ışıklandırma gibi konular hala beklemede. Acelesi varmış gibi gelmiyor bana. Şimdilik cama eskiden evde var olan bir tülü taktık. Sonra değiştireceğiz. Halının da acelesi yok nasılsa önümüz yaz. Işıklandırma da çok acil sayılmaz. Bir de evdeki berjerleri kaplatıp bir tanesini bebek odasına koymayı düşünüyorum ama evdeki berjerler çok büyük, odayı çok daraltabilir o nedenle emzirme için belki daha küçük bir koltuk alabilirim.



Tüm bu bebek odası ayrıntılarının dışında hem ofise hem de eve 2 tane kanepe aldık. Bunun için de yine bir haftasonu annemlerle beraber Göztepe'deki Fetih Mahallesine gittik. Bhm mobilyadan  1 tane açılınca 2 kişilik yatak olan kanepe, bir de açılınca 1 kişilik yatak olan çekyat aldık. Onlar da gayet güzeller. Ama tüm bu mobilyaları gez, seç, sipariş et, gelmesini bekle süreci beni biraz yordu. İster istemez stres yapıyorum. Çünkü mobilyacılar asla söyledikleri saatte gelmiyorlar. Neyse ki o günleri de geride bıraktık. Darısı diğer hamile okurlarımın başına :)

Bence mobilyalarla duvar rengi çok güzel oldu. Siz ne dersiniz?

Blog yazmakta gecikebiliyorum ama twitterda anında ve daha sık paylaşımda bulunabiliyorum. Takip etmek isterseniz tıklayın :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

9 Mayıs Perşembe 2013

Hamilelikte 30. 31. ve 32. hafta özeti

İşte benim hamileliğimin en vurucu haftalarının özeti! Bu kadar zamandır yazmayı aksattığım, geciktirdiğim olmuştu ama hiç bu son 3 haftaki kadar kendimi ruhu bedeninden çekilmiş gibi hissetmemiştim. Nasıl bir yorgunluk, halsizlik, hiç birşey yapmama isteği anlatamam, bırakın blogu dünya umrumda değil...

30. hafta

Tabi ki bunda artık yanımda olan annem ve babamın da etkisi büyük oldu. Çünkü artık evde hiçbir iş yapmıyorum. Ofise babamla beraber geliyorum, gidiyorum. Bir dediğim iki olmuyor. Canım ne isterse pişiyor, evim her zaman düzenli. Daha önce de bahsettiğim gibi Lale Devri'mize girmiş bulunuyorum. 

30+5. hafta Moda Hatırası

Hamileliğimin başından beri hiç bu kadar hamile hissetmemiştim. Çünkü ne ben, ne de eşim bunu gereksiz vurgulayarak kötüye veya iyiye kullanmamıştık. Hatta çoğu zaman başkalarından bir iş yaparken, bir rafa uzanırken, hızlı hızlı yürürken, kendimi koltuğa hooopp diye atarak otururken vs. "hamilesin sen napıyorsun?" diye uyarılar bile almıştım. Kendimi ekstra farklı hissetmediğim için doğal hayatım sürüyordu. Ama artık hamileliğim o kadar vurgulanıyor ki evet hamileyim ben moduma 30. haftamdan sonra girmiş bulunuyorum :) Zaten bu son 3 haftada karnım da o kadar belirginleşti ki istesem de hızlı olamıyorum, rahat oturup kalkamıyorum ve hatta uyuyamıyorum! Uykusuzluk beni halsiz yapıyor :( bebek doğduktan sonrasını düşünmek bile istemiyorum...

31. hafta

Öncelikle kilo konusuna gelelim. 32. hafta dönümümde tartıldığımda 64 kg çıktım. Hamileliğimin başında 55 kg idim. Yani 32 haftada 9 kg almış oldum. Hedefim doğuma kadar toplam 12 kg almak ve hepsini doğumda vermek. Zaten beni gören herkes karnım dışımda hiç kilo almadığımı görüyor ve söylüyor. Bunu tamamen sağlıklı ve düzenli beslenmeme borçluyum. Hamileyim psikolojisi ile kendimi zorla iştah ataklarına sürüklemedim. Kaç kilo alırsanız alın bebek zaten ortalama 3,5 kg doğuyor. Diğer bütün kilolar anneye kalıyor. O zaman fazla fazla kilo alıp kendi kendimi yormaya ne gerek var diye düşünüyorum. Hamilelikteki yeme davranışı konusundaki kişisel ve profesyonel yorumlarımı başka bir yazıda açıklayacağım. Şimdilik kilo konusu bu kadar yeter...

32. hafta toplamda 9 kg aldım

Aslında annem gelince yaptığı güzel yemekler nedeniyle normalden fazla kilo alırım diye düşünüyordum ama düzenli ve hafif ev yemekleri yemem sayesinde çok sağlıklı beslendim. Arada bir kaçamaklarımız oldu, çünkü uzun zamandır görüşmediğimiz için dışarıda yemek programları da yaptık. Zaten çok miktarda yeme kapasitem yok çünkü fena halde mide problemleri yaşıyorum. Çok çabuk şişiyorum ve artık bebeğin midemi iyice yukarı itmesi nedeniyle mide yanması ve reflü sorunları yaşıyorum.

En çok dikkat ettiğim konu kalsiyum kaynaklarını düzenli tüketmek. Süt, yoğurt, peynir, ayran vb. yiyecekleri düzenli ve yeterli miktarda yiyorum. Daha çok kırmızı et, çok nadiren tavuk yiyorum. Balık hala hiç yiyemediğim için omega 3 kullanıyorum (EFA Daily). Bir de demir desteği (Ferrum forte) kullanıyorum. Bunun dışında herhangi bir vitamin kullanmıyorum. Genellikle hamilelikte çoğu kadın Elevit isimli vitamin takviyesini kullanır ama benim doktorum vermedi çünkü yeterli ve dengeli beslendiğimi biliyor. Zaten beslenme konusunda herhangi bir eksikliği gösterecek bir sorunum da olmadı. Kramplar bile nadiren oluyor. Olursa suda eriyen magnezyum tozundan içiyorum. Tabi bir de her sabah troid ilacımı içiyorum. Şu an için TSH düzeyim iyi.

Halsiz hamile ofiste :)

Bu yazı beni merak eden ve bunu belirten blog dostlarım için genel sağlık durumumu açıklayan bir özet oldu. Merak edip, arayıp soran, mail yazan, twit atan herkese çok ama çok teşekkür ederim. Benden çok uzak olsa bile, yüz yüze hiç tanışmamış olsak bile bu kadar samimi dille durumumu soran ve hayır dualarını esirgemeyen birilerinin olduğunu bilmek harika bir duygu. Yani bunca zaman tüm içtenliğimle yazdığım blogum, samimiyetle paylaştığım anılarım benim gibi düşünen blog okurlarımla beni birbirimize çok yakınlaştırdı. Beni anladığınız için çok teşekkür ederim. Sabırla miskinliğimin geçmesini bekleyen tüm dostlarıma sevgilerimi gönderiyorum.
 
Sonraki yazımda İnci hanım için yapılan hazırlıkların ne durumda olduğunu yazacağım. Söz veriyorum bu sefer yeni yazım çabuk gelecek. Bu arada blog yazmakta gecikebiliyorum ama twitterda anında ve daha sık paylaşımda bulunabiliyorum. Takip etmek isterseniz tıklayın :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

8 Mayıs Çarşamba 2013
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...