Paris Gezisi 1. Gün (30 Nisan Pazartesi 2012)
Uçağımız 10.30'da olduğu için sabah evde kahvaltı yapmaya zamanımız oldu. Uzun süre tok tutsun diye omlet yemeyi düşündüm.
07.30
1 fincan süt
1/4 biraz daha fazla omlet (3 yumurta ve 3 dilim beyaz peynirli, çok az da zeytinyağı koydum)
2 dilim beyaz ekmek
Domates, salatalık
Malesef telaştan fotoğrafını çekmeyi unuttum. Zaten seyahate gitmeden önce birşey unuttum mu unutmadım mı diye had safhada gergin oluyorum.
Uçakta
12.00
1 Türk Kahvesi
1/2 kek
1/2 paket çubuk kraker
Pegasus Havayolları ile Paris Orly Havalimanına indik. Otele o kadar kolay ulaştık ki anlatamam demeyeceğim, anlatacağım :)
Bir kere öncelikle süper yeteneğim sayesinde otelin konumunu çok iyi bulduğum için metro durağına çok yakındık :) O nedenle havalimanından otelin olduğu sokağa kadar zorlanmadan geldik. Yakın olmasa bile Paris'in metro ağı o kadar iyi ki otelinize gidecek yakın bir metro hattı mutlaka bulursunuz. Otelimiz 16. bölgede Avenue Kleber'deki Rue Copernic sokağında bulunan 2 yıldızlı Angleterre Etoile idi. Oda çok küçük ama temiz ve yeterliydi. Tüm günümüz dışarda geçtiği için otelin lüks olması bizim için önemli olmuyor.
Paris'e ilk kez gidecekler için belki bir faydası olur diye merkeze nasıl ulaştığımızı yazayım. Paris Orly (güneydeki) Havalimanı'na inince çıkışta bir bilet gişesinden şehre ulaşım için biletlerimizi aldık. Bu bilet bizi otelin bulunduğu durağa kadar ulaştırdı. 2 kişi toplam 21 euro verdik. Orlyval'e binip B hattında bulunan Antony durağında indik. Burası havalimanından gelen Orlyval hattının son durağı. Antony'de B hattına binip Denfert Rochereau durağında indik. Otele en yakın hat olan 6. hatta geçtik. Boissiere durağında indik ve yürüyerek 5 dakikada otele vardık. Toplam 40 dakika kadar olan bu süre metronun çoğu yerde yer üstünden gitmesi nedeniyle harika bir Paris turuna dönüştü. Hele ki Eyfel Kulesi'nin yakınından geçtiğimizde işte Paris'teyiz! duygusu tamamlandı. Dönüş de bunun tersini yaparak olacak.
Roma tatilimizde havalimanından otele gelip yemek bulma hikayemiz saatleri bulunca açlıktan ölme noktasına gelmiştik. Bu deneyimimizden sonra bu sefer evden sandviç yaptım. Odaya ulaşınca ilk olarak sandviçlerden yedik.
Otelde
16.00
2 adet kuru kayısı
1 yuvarlak ekmek arasına yapılmış 3 dilim salamlı, 1 dilim kaşar peynirli ekmek
Biraz da olsa açlığımızı bastırdık ama iştahımızı bastıramadık tabi ki. Paris'te neler yiyebileceğimizi pek çok kişiyle konuştum. Listedeki ilk adrese doğru yola çıktık. Otel Şanzelize'ye yürüyerek 10 dakika mesafede olduğundan önce bu caddenin başlagıcında yer alan Arc de Triomphe'a ulaştık ve biraz fotoğraf çektik. Hava tahminimizden daha soğuk çıktı. Biraz da kapalı...
Biraz gezindikten sonra tavsiye edilen ilk restoranı bulduk. Haritada ters tarafta işaretlediğim için biraz dolandık ama sonra bulduk. Paris'te en çok deniz mahsulu yiyeceğim. Herkes öyle tavsiye etti. Biliyorsunuz ben de çok severim. Biraz kolesterolüm fırlar ama olsun. Nasılsa çok yürüyeceğiz...
Leon de Bruxelles isimli Brüksel restoranı midyeleriyle ünlüymüş. İstanbul'da bu tarz bir yemek hiç yememiştim. Denemezsem ölürüm :) Paris'te birkaç yerde varmış.
Leon de Bruxelles'de
18.00
Birkaç tane kraker
Biraz salata (hardallı mayonezli soslu)
1 adet karides kroketin ucundan tadına baktım ve beğenmedim içi çok hamurdu
Veeee 1 tencere midye (cesaret edip çok karışık olanlardan yemek istemedim, klasik olanından, sizin için saydım irili ufaklı tam 44 midye yedim, biraz da suyundan içtim)
7-8 tane patates kızartması
1 bardak bira
Midyeler harikaydı! Sanırım hayatımın en güzel yemeklerinden birini yedim. Yani o kadar bana hitap etti. Nasıl mutlu oldum tarif edemem :) Eşim tabi ki bonfile yedi. Asla yeme zevkimiz uymuyor! Yazmışken 2 kişilik bu yemeğin bahşiş dahil 53 euro tuttuğunu da yazayım da Paris'in ne kadar pahalı olduğunu siz de görün :)
Karnımız tok güzel bir Şanzelize turu yapıp otelimizin olduğu yere döndük. Otele gelirken küçük bir Carrefour market görmüştük. Oraya uğradık. Su ve atıştırmalık birşeyler aldık. Yurt dışındaki mineralli sert suları sevmiyorum. Bize uygun suyu bulabilmek için 2-3 farklı şişe aldık. Her seyahatte bunu yapıyoruz.
Market turumuzdan sonra tipik bir Paris cafesinde dinlenip birşeyler içmek istedik. Tüm cafelerde sandalyeler sokağa bakıyor ve herkes genelde yan yana oturuyor. Tribüne benzeyen komik bir görüntü oluşuyor ama mantıklı, yer tasarrufu sağlıyor.
Cafe Kleber'de
21.00
250 ml kırmızı şarap
3-4 zeytin
Tatillerde eşimle bol bol sohbet etme şansımız oluyor. Konuşmayı ve dinlemeyi çok severim ama İstanbul'da evde tv başında olunca sohbet falan olmuyor. Ben yine her ortamda konuşkanım ama eşim evdeyken pek konuşmaz, adam burada resmen bülbül kesildi. Maşallah 2 saat konuştuk :)
Markette bir danışanımın daha önce bahsettiği bir cips gördüm ve denemek için hemen aldım. Sirkeli cips gerçekten güzelmiş :)
Ama en küçük paketten aldığımız için sadece birkaç tane yemişimdir.
23.00
4-5 tane sirkeli Lays patates cipsi
Harika bir Paris günü burada biter. İlk gün bile bol yürüyüşlü bir gün geçirdik. Malesef odaya gelene kadar tüm gün pek su içmedim.
İlk izlenimime göre Paris çoook güzel! :)
Diyetisyen Serap Orak Tufan
Paris Gezisi 1. Gün (30 Nisan Pazartesi 2012)
Bir diyetisyen Paris'e gitse, harika lezzetleri tatmaz mı ve güzel şarapları içmez mi? Sizin yazılarınız bana hayatın sıkı diyet olmadığı ve yakmak şartıyla her şeyi yiyebileceğim konusunda umut oluyor!!
YanıtlaSilHayatın tadını, dozunu kaşırmayacak çıkartmak hepimizin hakkı :) Keşke spor yapmaya da biraz enerjim olsaydı ama en azından beslenme düzenimi dengelemeye çalışarak yaşıyorum. Yakmaya kararlı olduktan sonra herşeyi yiyebiliriz. Ama yüksek porsiyonda değil tabi ki :)
SilTakinizi için çok teşekkürler. Ben de sizin blogunuza uğruyorum bazen. Sevgiler :)
Merhaba..Düzenli bir beslenme programı takip ediyorum.Ama dışarda yemek yiceğim zaman kafam karışıyor.Eskiye oranla beslenme programımıza uygun şeyler bulabileceğimiz restoranlar çok fazla şu anda ama bazen programlarımızı kendimiz yapamıyoruz.Örneğin sabah sizin gibi kahvaltı eden,akşam bir tabak sebze yemeği yoğurt bir dilim kepek ekmeği yiyen,ara öğünlerini atlamayan ve günde 2,5 litre su içen biri için öğlen yemeğinde Midpoint'in deniz mahsulleri tabağı ne oranda doğru ne oranda yanlıştır?
YanıtlaSilTek bir günle değerlendirme yapmak doğru olmaz. Genel beslenme alışkanlıklarınız ve kilo beklentiniz de önemli. Eğer korumayı hedefliyorsanız her şeyi yiyebilirsiniz. Ama kilo verme hedefiniz varsa malesef bazı besinleri tüketme sıklığınızı çok azaltmalısınız. İlk günden itibaren blogumu okursanız takip eden günlerde bu tüyoları bulabilirsiniz.
SilSevgiler...
Serap hanim uzun zamandir ne zaman yazacaginizi bekliyordum :) ozledik sizi :D
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim,en kısa zamanda yazmaya gayret edeceğim. Bu seyahat günlerini yazmak çok zaman alıyor... :)
Sil