Arka arkaya blog yazılarım gelmeye başlayınca şaşırdınız değil mi? Artık ne kadar işsiz güçsüz olduğumu anlayın. Randevularım o kadar azaldı ki rahat rahat yazı yazabiliyorum :) Temmuz ayı her zaman böyle oluyor.
Bu sabah yine kaşarlı tostumu yedim ama süt içmedim. Tabağımdaki salatalığı balkonumuzda kendi yetiştirdiğimiz salatalıktan doğradık. Biraz tohuma kaçmış ama neyse, tarım ilaçsız, son derece doğal.
Ofise gidince 1 kupa kahvemi içerek güne başladım. Yine çok yoğun değilim ama yeni üyem var. İşim bitince arkadaşlarımla beraber Novada Avm'ye gidip yemek yedik.
Bridge restorantta zeytinyağı, bol sirke, limon ve nar ekşisi koyduğum bir salata yedim. Yanında 1 oval kepekli ekmek de vardı. 1 tane de ızgara çipura yedim. Gayet sağlıklı bir öğle yemeği oldu. Kendimi tutmaya çalışıyorum, aslında çok iştahlıyım ama bir sonraki tatilde bikinili daha fit görünmek istediğimden 6 Ağustos'a kadar iştahımla savaşacağım. Çok sıkı bir savaş olmayacağı kesin tabi ama yine de savunma modum yüksek :)
Ofise gelince 1 adet espresso içtim.
Eve 18.30'da gittim. Karnım çok acıkmıştı. Eşim İnci'yi parka götürdü ben de onlar yokken yemeğimi yedim. Yine bitmeyen zeytinyağlı taze fasulye ve yanında 4 kaşık bulgur pilavı yedim. 1 bardak da ayran içtim. İlerleyen saatlerde İnci'nin yemediği 1 kaşık bulgur pilavını da ben yedim :)
Yemekten sonra sadece 1 bardak şekersiz çay içtim. İnci bütün gün uyumamış o nedenle erkenden yani saat 22.00'de uyudu. Bu bizim erkenimiz sayılıyor düşünün halimizi. Ben de oturdum blog yazdım :)
Yazım bitince tv izlerken 2 tane kırmızı erik ve 2 tane de kayısı yedim.
Yine çok geç yattım. Yatmadan önce birdenbire tuhaf bir öksürük tuttu ve öksürmekten uyuyamadım. Su içtim işe yaramadı. Artık o kadar çok öksürdüm ki İnci uyanacak diye korkumdan gidip birşey yiyeyim bari diye karar verdim. Önce 2 lokma ekmek yedim, bekledim hiç etkili olmadı. Sonra aklıma lokum yemek geldi. Çünkü bir kez İz Tv'de bir tv programında lokumun boğaza iyi geldiği ve rahatlattığı şeklince bir yorum duymuştum. Gerçekten çok işe yaradı. Gece 01.40'da 1 tane lokum yedim. Öksürükten eser kalmadı. Bu da tuhaf :) Bakınız Vikipedi açıklamasına:
"...Türkçede geçen lokma veya lokum kelimeleri, Arapçadaki لقمة luqma(t) 'lokma', çoğul لقوم luqūm kelimelerinden gelmektedir.[4] Osmanlıca alternatif adı, Arapçadan gelen راحة الحلقوم raḥat al-ḥulqum ile türeyen rahat ul-hulkümdür ve boğaz rahatlatan anlamına gelmektedir.[5][6] Libya, Tunus ve Suudi Arabistan'da حلقوم ḥalqūm olarak bilinmektedir. Bosna'da "rahat lokum" olarak bilinmektedir. Yunanca adı "λουκούμι" (loukoumi) idir ve Modern Türkçe ile etimolojisi neredeyse aynıdır; Kıbrıs'ta "Kıbrıs Lokumu" olarak satılmaktadır.[7]
Lokum, yaklaşık 15.yy'dan beri Anadolu’da bilinmekle birlikte, özellikle 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaygınlaştı. Avrupa’da ise bir İngiliz gezgin aracılığıyla "Turkish Delight" adıyla 18.yy'da tanınmaya başlandı. Daha önceleri bal ya da pekmez ve un bileşimi ile yapılan lokumun 17.yy'da "Kelle şekeri" olarak bilinen rafine şeker ile özellikle nişastanın bulunup ülkeye getirilmesi sayesinde hem yapımı, hem de lezzeti değişti..."Diyetisyen Serap Orak Tufan
23 Temmuz Perşembe 2015
Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap
Twitter için https://twitter.com/DiyetisyenSerap
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
sizi hergün görmek çok güzel :) ayşen
YanıtlaSilHergün yazmak da öyle ama her hafta aynı şartlar olmuyor malesef...
Sil