2018'deki sana mektup yazdım ;)



Bu yıl geçen yıllardan farklı olsun istiyorsanız önce kendinizi mutlu edecek yollara sapın. Ertelediğiniz konulara dokunun, bu konular hayatınızda hâlâ ne kadar önem taşıyor bir durup yeniden düşünün. 

Sizi siz olmaktan alıkoyan, ayağınıza takılıp duran meseleleri çekin önce yolunuzdan. Adım atın, ama küçük olsun. Uzun yollar hep küçük adımlarla başlar. İstikrar ve motivasyonla devam eder. Yolunuzdan uzaklaşmayın, size destek ve ilham olmayacak kimselerin elinden de tutmayın. Bırakın gitsin. 

Değişim her zaman zordur ve emek ister. Hiçbir şey bir anda olup bitmez. Zaman alır. Ne demiş Paracelsus? "Bütün meyvelerin çiçeklerle aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri, üzümleri hiç tanımıyor demektir" 

Başlayın bir yerlerden... Okumak istediğiniz bir kitaptan, gitmek istediğiniz bir semtten, almak istediğiniz kazaktan, dinlemek istediğiniz şarkıdan, konuşmak istediğiniz bir dilden... 


Konu vermek istediğiniz kiloya gelirse, gitmek istediğiniz yol boyunca yanınızda yürümeye ve elinizi tutmaya varım, sadece bilin istedim.

Frank Sinatra şarkıları tadında bir yıl dilerim, en âlâsından sizin yolunuz olan...

Sevgilerimle

Diyetisyen Serap Orak

2017 son günlerinden...

19 Ekim 2017 Perşembe

Nasıl ama baya baya moddayım, sizi ihmal etmiyorum :)

Bu sabah daha az yaktığım kaşarlı tostumla kahvaltımı yaptım. 1 bardak da günlük süt içtim. Yine Uno siyez buğdaylı ekmeğimle yaptım. Kaşar peyniri de babamın Bulgaristan'dan getirdiği peynir. Yani tam bir tost aşkı benim ki :)

Ofise gidince 1 fincan çözünür kahve içtim. Yine filtre yapmaya üşendim. Keşke ofise gittiğimde kahvem hazır olsa, asistansızlık da zor yahu. Yaş ilerledikçe insan konfora ihtiyaç duyuyor. Aslında ihtiyaç demeyelim de istek diyelim.

Öğlen yemeğimi yine Ataşehir Değirmen'de yedim. Yeni okuyanlar için yazayım. Bana en yakın nokta. Ofisimin altında çünkü. O nedenle çoğunlukla orada yiyorum. Buradan Nilüfer Hanım'a da selamlarımı yazayım. Sırf onun güler yüzü için gidilir yani, öyle tatlı bir kadın :)


Yemekte lavaşa sarılı tavuklu mantarlı bir tercih yaptım, yanındaki salatayı da yedim.

Yemekten sonra dışarda işlerimi halledip, markete de uğrayıp ofise döndüm. Dönünce aldığım mandalinalardan 2 tane yedim.

İşim bitince fırladım kızımı almaya gittim, günün en güzel 2. anı bu. 1. si sabah uyanınca onu görmek, 2. si akşam iş çıkışı onu almaya gitmek. İnsanın canının yarısını almaya gitmesi acayip bir durum.


Yemekte kalan pırasayı yedim. Yanında 1 dilim ekmek yedim.  Pırasalı fotoğraf benim, köfteli fotoğraf İnci'nin yemeğidir. Bazen İnci'nin ne yediğini soranlar da oluyor bu sefer göstereyim dedim.


Yemek sonrası kendime duble bir kahve yaptım ve 4 tane de kuru hurma yedim.



İlerleyen saatlerde, İnci uyuyunca 1 kutu bira içeyim demiştim ama fırsat olmadı. Yarına kaldı artık.

Yatmadan önce 1 küçük sosluk dolusu beyaz leblebi yedim. Yine sağlıklı beslendiğim için huzur içinde yattım diyebilirim. Ama dur şimdi, mutfağa girip çıktıkça ağzıma 2 küçük anasonlu galeta ve 2 adet badem atmış olabilirim :)

Diyetisyen Serap Orak

19 Ekim 2017

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

18 Ekim 2017 Çarşamba

Dün sağlıklı beslendim ya, inanın bu sabah daha rahat uyandım. İnsan gereksiz kalori almayınca ertesi gün hemen hissediyor farkı. Önemli olan bunu sürdürmek tabi ki. Geçen hafta tartılmıştım. 57,8 kg çıkmıştım. Şimdi kilo ve kalori odaklı değil de sağlıklı beslenme odaklı yemek yemeye karar verdim. Son günlerin diyeti anca böyle ödenir :)

Bu sabah güne 2 dilim siyez buğdaylı tam buğday ekmeği ile yapılmış kaşarlı tostla başladım. Makyaj yaparken tostu biraz yakmışım ama yedim tabi ki. 1 bardak da süt içtim.

Ofise gidince 1 kupa çözünür kahve içtim. Filtre yapmaya üşendim. Artık kahve çekirdeklerini öğütmek için bir makinem var. Kendi kahvemi kendim çekiyorum. Daha taze oluyor.


Ofiste işim azdı, o nedenle eve erken gittim. Hava çok güzeldi yürüdüm, hatta instagramda hikayemde de paylaştım. Eve gidince 6-7 kaşık zeytinyağlı pırasa ve 1 dilim de ekmek yedim.

Şalgam suyu ile ısladığım bulgurdan kısır

Öğleden sonra bir arkadaşımı davet ettiğim için kısır yapmaya karar verdim. En kolay, en sağlıklı yemeklerden biri bana göre. Ama bugün biraz farklı yapmaya karar verdim. Marketten 1 şişe şalgam suyu aldım ve onu cezvede ısıttım. Bulguru şalgam suyuyla ısladım. Ama biraz fazla bulgur olduğu için şalgam suyu yetmeyince su da eklemek zorunda kaldım. Renk harika oldu ama tadı çok belirgin olmadı. Sadece şalgam suyu kullanacağım bir daha ki sefere. Limon ve salça da ekledim. Bu koca tabak dolusu kısırı da yedim. Akşama doğru yediğim için uzun süre tok kaldım.


Boğazım biraz kötü olduğu için 2 kez Doğadan adaçayı içtim. 1 tane de şekersiz Türk kahvesi içtim. 1 küçük sosluk dolusu çiğ İran fıstığı ve 2 tane de küçük hurma yedim.

İlerleyen saatlerde yeni başladığım tığ işimle uğraştım. Sıkılınca acıktığımı da fark ettim. 1 tane  cennet hurması yedim. Kesmesi 1 kase de çekirdek yedim. Baktım saat 00.00'ı geçiyor, "hadi Serap git yat yoksa gidip gelip mutfağı kemireceksin" dedim kendi kendime. Çok doğru bir karar vermişim :)

Sonuç olarak bugün de gayet sağlıklı yiyecekler yedim. 

Diyetisyen Serap Orak

18 Ekim 2017

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

17 Ekim 2017 Salı

Aaa bugünün tarihi ne güzelmiş yeni farkettim :)

Güneşli bir İstanbul'dan herkese selamlar. Dünden beri normal hayatımıza döndük. 1,5 aydır annem yanımda olduğu için hiç yemek yapmayan ben evdeki sorumluluklarımla yüzleştim. İnci yemek yapmadığı sürece bütün işler ellerimden öper :) Dün akşam biraz barbunya ayıklatayım dedim çok az ayıkladı, sıkılıp bıraktı. Normal hayatımıza alışmam biraz zaman alacak sanırım. Mesela dün akşam evde yemek yoktu, yakındaki pideciye gidip 5 parça bıçak arası (ince hamurlu, Konya usulü kuşbaşılı pide) yedim. Artık annem de gittiğine göre, buzdolabı da daha boş olduğuna göre beslenmeme dikkat edebilirim, en azından buna niyetliyim.

İnci 2 aydır kreşe gitmiyordu. 1,5 aydır annemle evde takılıyordu. Bu arada 3 kez hastalık atlattı. 1 hafta ishal oldu, tam o geçince grip oldu. Daha gribin 3. gününde kulak iltihabı oldu derken okula bayağı bir süre ara vermek zorunda da kaldık. Dün sabah ilk kez yeni evimizden okula gittik. Yol İnci'ye uzun geldi, çünkü daha önce okulun tam karşısındaki binada oturuyorduk :) Bana da sabah yürüyüşü çıktı artık. Dün ve bugün sorunsuzca gittik. Önümüzdeki günler için bana şans ve sabır dileyin...

Dün gündüz yediklerime dikkat ettim. Mesela dün Değirmen'de yemek bitmişti sadece 2 dilim ekmekle ezogelin çorbası içmiştim. Akşam pide yedim doğru ama başka birşey yemedim. İlerleyen saatlerde İnci'nin ayranını içtim.

Bugün artık normale döndüm. Sabah 1 bardak süt içtim ve 2 küçük dilim ekmek ile kaşarlı tost yaptım. Bugün aklımda pırasa pişirmek var. Hatta 2-3 çeşit sebze yemeği yapsam iyi olur. Aklımda kısır yapmak da var ama bakalım...

Şu an saat 13.00. Son randevumdan sonra inip Değirmen'de bir yemek yerim, sonra alışveriş yapacağım.


Değirmen'de 1 kase kara lahana çorbası, ıspanak, yoğurt ve 1 dilim de ekmek yedim. Şekersiz 1 çay içtim, hatta içerken üstüme de döktüm :)

Önce markete gidip alışveriş yaptım. Sağlıklı beslenme niyetine girdim ya karnıbahar ve pırasa aldım. Eve gider gitmez pırasayı pişirdim. İçine havuç ve yasemin pirinci de koydum. 1 tek de kesme şeker attım. Sebze yemeklerine genelde koyarım. Berra'ya dün söz verdiğim için kısır da yaptım.

Akşama kadar ağzıma attığım 4-5 çiğ antep fıstığı dışında birşey yemedim. İnci'yi okuldan alıp eve geldikten sonra önce onun yemeğini yedirdim. Sonra kendim yedim.


3 adet köfte, 6-7 kaşık zeytinyağlı pırasa ve 3 dolu kaşık da kısır yedim.

Akşam Semra ile şekersiz birer Türk kahvesi içtik. O çikolata da yedi, ben yemedim :) Sonra 1 fincan da adaçayı içtim. Biraz bademciklerim şişmiş gibiydi :(

İnci yattıktan sonra da 1 adet cennet hurması yedim. Normalde eve pek aldığım birşey değildir ama dedim ya sağlıklı beslenme odaklıyım biraz çeşit iyi gelir. Renginden dolayı iyi bir antioksidan kaynağıdır. Ayrıca kabızlığa iyi gelir. Çok tatlı olması sebebiyle sık yenmesini tavsiye etmem. Bu şekilde doğrayıp kaşıkla yedim.

Bugünü gayet sağlıklı kapattım. Haa bir de gece yatmadan önce 1 çay bardağı ayran içtim. İnci bardağında bırakmıştı.

Diyetisyen Serap Orak

17 Ekim 2017

Sosyal medyada takip etmek için:


İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

10 Ekim 2017 Salı

Dün gece aşure yemeden yatabilme başarısını gösterdiğim için kendimi tebrik ederek bu güne başlamak istiyorum :) hatta blog yazabilme başarımdan dolayı kendime çiçek alasım bile var ama başka zaman artık :)

Bu sabah günüm yataktan zor çıkarak başladığı için kahvaltı edemedim, süt bile içemedim çünkü bitmiş. Çok dengesiz ve kötü olduğunun farkındayım ama saat 15.30'a kadar 1 lokma birşey yemeye zamanım olmadı, zaten yiyecek birşey de yoktu. Sadece kahve içebildim.


İş çıkışı eve yürüdüm, hava da çok güzeldi. Başka randevum olmadığı için ofise tekrar dönmedim. Eve gider gitmez soğuk soğuk zeytinyağlı dolma ve kabak mücveri ve karnıbahar kızartması karışımı yedim. Bunu dün akşam inci için karıştırmıştım ama o yemeyince bugün bu bozuk şekilli sebzeyi ben yemek durumunda kaldım.3 dolma (pirinç ve bulgurlu), 1 dilim karnıbahar kızartması (dünkünden) ve 1 dilim de kabak mücveri yedim. Hiç ekmek yemedim.



Sonra annemle 1 kahve içtik. Günün 2. kahvesi oldu.

Tabi ki kan şekerim bu kadar düşünce aşure aklımdan çıkmaz oldu. Kalan son kısmı da yedim. İçindeki yer fıstıklarını ayıkladım çünkü sevmiyorum. Aşure iyice katılaşmış, pilav olmuş resmen. Ama çok lezzetliydi. 1 kase aşureyi yedim üstünüze iyilik sağlık :)




İlerleyen saatlerde pek acıkmasam da annemim yaptığı bol domatesli makarnaya dayanamadım ve koca bir tabak dolusu yedim. Bu tabakları İkea'dan aldım, artık günlük olarak bunları kullanıyorum. Çukur tabağı çok geniş baya bir yemek alıyor. Aslında pek iyi birşey olmadı. Biz diyetisyenler küçük tabak tavsiye ederiz.


1 fincan daha kahve içerek günümü 3 kahveyle kapattım. 

Saat 22.00'ye doğru İnci'ye patlamış mısır yaptım çünkü bilgisayarımdan Şirinler Kayıp Köy izliyordu, ona sürpriz yaptım :) çok sevindi. Kendim de 3-5 tane ağzıma attım ama kendimi tuttum yemedim. Toktum tabi ki.

En son büyük bir şeftalinin yarısını yedikten sonra bu akşam başka birşey yemedim. Bugün çok düzensiz beslendim ama en azından hep ev yemeği yedim.

Haa bir de eve aldığım pidenin ucundan koparıp arasına birazcık ceviz koymuştum, onu yediğimi hatırladım şimdi :)

Bir diyetisyenin sağlıksız beslendiği günlerden herkese esenlikler dileriz :)

Diyetisyen Serap Orak 

10 Ekim 2017

Sosyal medyada takip etmek için:


İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

9 Ekim 2017 Pazartesi

Merhaba, yine geldim :)

Bugün biraz beslenme günlüğü yazayım diyorum. Pek beğeneceğinizi sanmıyorun, hatta sakın ha örnek alayım da demeyin. Biz diyetisyenler de bazen sağlıksız, düzensiz, lüzumsuz beslenebiliyoruz. Son haftalarım öyle geçtiği için gayet iyi biliyorum. Blogu 2011'den beri takip edenler bu kadar umursamaz beslenmeme şaşıracaktır. Bunlar hep duygusal yeme bozukluğu. Hayatımızda eksik olan bazı duyguların boşluğunu doldurmak için sevdiğimiz besinleri tercih edip bazı dönemlerde alışkanlıklarımızı bozabiliyoruz. Önemli olan bunun geçici ve sık tekrar eden bir dönem olmaması. Bir diyetisyen olarak bunu düzeltmeyi başarabiliyorum ama siz tek başınıza yapamıyorsanız mutlaka bir diyetisyenden destek almalısınız.

Annem dün aşure yaptı, açıkcası gayet büyük bir porsiyon yedim ama yetti mi? Hayır! Utanmadım dün gece 01.00 civarında biraz daha aşure yedim. Zaten yatana kadar ıvır zıvır, kraker ve çekirdek falan da yemiştim. Yani aç olduğumdan değil tamamen pis boğazlıktan. Neyse işte bu sebeple sabah uyandığımda hala toktum ve kahvaltı yapmadım.


Ofise gidince kendime 1 fincan Türk kahvesi yaptım. Karnım da pek acıkmadı zaten. Öğleden sonra ofis dışındaki işlerim için önce Brandium'a gittim. Ordan çıkmadan önce Komşufırın'da 1 bardak çay içip yanında patatesli ve ıspanaklı börek yedim. Daha yerken pişman oldum çünkü hiç taze değildi, beğenmedim. Keşke üşenmeyip üst kata çıksaydım ve düzgün bir tabak ev yemeği yeseydim. Evet saçma bir tercih oldu.

Sonra eski evimin elektrik aboneliğini iptal etmek için Enerjisa'ya gittim. Aman Allah'ım o ne sıra! Sıramı aldığımda 158. kişi işlemdeydi, gişe bana 192. sırayı verdi. Azmettim bekledim. 1 saat sonra sıra geldi. İşim bitince öyle mutlu oldum ki :)

Ofise dönünce ödül olarak kendime 1 fincan daha kahve yaptım.

İş çıkışı eve yürüdüm. Dönüş yokuş aşağı olduğu için daha kolay oluyor. İşimle evimin biraz daha yakınlaşması çok iyi oldu. Yürümeye üşenmiyorum. Ama akşamları iş çıkışı İnci'yi almaya kreşe gideceğim için önümüzdeki haftadan itibaren dönüş yürüyüşlerim azalır gibime geliyor.


Eve geldiğimde bir de ne göreyim? Annem karnıbahar kızartması yapmış. Neyse ki mücveri fırında yapmış. 2 adet zeytinyağlı dolma, 3 ince dilim kabak mücveri ve 3 dilim de karnıbahar kızartması yedim. Sarımsaklı yoğurt da döktüm ama ekmek yemedim. Annem Antalya'ya dönmeden bana diyet yapmak yalan...

Yemekten sonra 1 fincan daha kahve içip bugün ki kahvemi üçledim. 

Semra gelirken boza almış. Şu an bu satırları yazarken aklım bozada, aynı zamanda kalan çok az aşure de. Hangisini yesem bilemedim, kesin birini yiyeceğim çünkü...

Günün kalanını yazacağım, takipte kalın...

Yemedim, yemedim :) hiç birşey yemeden yatabildim. Bravo bana! ;)

Diyetisyen Serap Orak

9 Ekim 2017


Sosyal medyada takip etmek için:


İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

6 Ekim 2017 Cuma


Yahu tam blog yazayım diyorum Pazartesi'den Cuma'ya vakit ne kadar hızlı geçiyor? Daha dün yazmış gibiyim sanki. Neyse ama aynı hafta 2 post girdiğim için kendimle gurur duyuyorum :) İçimdeki şu Pollyanna hiç susmuyor işte, illa bardak hep yarı dolu. Bayılıyorum bu kendimdeki kafaya :)

Şimdi bu blog bir diyetisyenin beslenme günlüğü ve ben hala o konuya giremedim ya, şimdi siz kilomu vs. soracaksınız ama tartılmaya korkuyorum bu aralar :( inanaın kilomu bilmiyorum ama kesin aldım (vücudumdan belli yani). Son 2-3 haftadır komple ucunu kaçırdım. Hiç bir yediğimi sorgulamıyorum. Porsiyonlara da dikkat etmiyorum. Çünkü neden? Stresim çoktu. Ben de kendime kafa izni verdim. Arada lazım, hatta diyetisyenlere daha çok lazım. Biz bütün gün yemek içmek konuşuyoruz, herkese az yiyin diyoruz :) nolur 1 hafta izin verin şu regl dönemimi atlatayım da öyle tartılayım :)

İnci 4 yaşında

Şimdi o konuyu kapattım, gelelim bugünün güzelliğine... İnci bebeğim bugün ofise ziyaretime geldi. Normalde onu okula bıraktığım için hiç beraber gelmeyiz ama son 1 aydır annem yanımda olduğu için İnci bu sezon kreşe henüz başlayamadı. Geçen hafta komple ishal oldu çocuğum, bu hafta da grip oldu. Hepsi üst üste gelince Ekim ayında henüz kreşimize başlayamadık. Yazdan önce hergün okula gitmicem diye ağlayan çocuk şimdi öğretmenim beni özlemiştir anne ona da fotoğrafımı gönder diyor :) Artık sınıfım değişti o yüzden gitmek istiyorum falan diyor :) çok mes'udum :))


Bu arada diyet sezonunu açtık. Bütün yaz gelmeyip Eylül döneminde geleceğim diyen herkesi bekliyorum. Sonra yer bulamıyorum diye üzülmeyin ona göre :)

Kucak dolusu diyetlerimle, ayy pardon sevgilerimle :))

Diyetisyen Serap Orak

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

2 Ekim 2017 Pazartesi

Merhaba ihmal ettiğim blogum ve blog okuru dostlarım,

Ekim ayını ve haftayı beraber açalım istedim. Yazmak isteyip yazamadıkça bu işin çok uzadığının farkındayım. Ufak da olsa bir yerden başlamam gerek artık. Kimse durduğu anda koşmaya hazır değildir, küçük adımlarla yola başlamak en iyisi bence :)

Diyet açısından yeni sezonumuz, mevsimsel açıdan da sonbaharımız hoş gelmiş, umarım hoş da bulur ;) Bu mevsimi yazdan daha çok sevdiğim için belki de yazma enerjisi bulmuş olabilirim. Kısa bir özet geçeyim bari...

2 hafta önce evimi taşıdım. Her şeyimi kendim kolileyip yerleştirdiğim için çok yoruldum. Annem sağolsun son 1 aydır yanımdaydı ve İnci ile ilgilendi. Artık çok az yapılacak iş kaldı. Evim işime daha da yakınlaştı. Artık çoğunlukla işten eve, evden işe yürüyorum. Bana egzersiz imkanı da çıktı yani :) 1 yıl önce eşimden ayrılmama rağmen aynı evde yaşamaya devam ettiğim için yeni bir hayata başlamış gibi hissetmiyordum, sanki bu eve taşınmam benim için yeni bir başlangıç gibi oldu. Belki de kendimi hep buna ayarladığım için son 1 yılda başladığım her şeyi yarım bırakmış bile olabilirim. Bilemiyorum. Fazla düşünüp devreleri yakalı çok oldu, artık adım adım gidiyorum.

İnci kreşine bu aydan itibaren devam edecek, okula gitme mesafemiz biraz uzadı, sabahları İnci ile de yürüme aktivitemiz olacak artık. Eğer her sabah yollarda "okula gitmicem" diye ağlayan 4 yaşında bir kız ve sabrının sınırlarında sakin kalmaya çalışan bir anne görürseniz o biz olabiliriz. Korkarım yakında bütün mahalle bizi tanır :(

Biliyorsunuz bu blogu 2011 Şubat ayında yazmaya başlamıştım. O zaman İnci yoktu. Kendime ve işime ayıracak daha çok zamanım vardı. Ama hayat değişiyor, öncelikleriniz ve tercihleriniz değişiyor. Yorgunluğumuz kat ve kat artıyor. Yine de hala yazmak ve sizinle aramdaki bağı korumak istiyorum. Benden bıkmayan, tembelliğimi anlayışla karşılayan ve bana samimi enerjisini gönderip takip etmeyi bırakmayan tüm blog dostlarıma kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Yıkılmadım, ayaktayım :)

Sevgilerimle

Diyetisyen Serap Orak
2 Ekim 2017 Pazartesi

OFİS ORTAMININ DOĞURDUĞU BESLENME SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

“İşe başladığımdan beri çok kilo aldım!” cümlesini her ortamda çok sık duyabilirsiniz. Bu konuda alınabilecek önlemler ve  yapılabilecek şeyler aslında oldukça basit ve uygulanabilirdir. Ancak herkesin iş yeri koşulları, çalışma saatleri, işe gidip gelme süresi, kullanılan taşıt türü, beraber çalışılan müşteri kitlesi birbirinden çok farklıdır. Bu nedenle iş yeri ortamında karşılaşılan beslenme sorunları çok çeşitlilik gösterebilir ve kişiye özel çözüm üretmek ancak yüz yüze görüşmeyle sağlanabilir. Bunun yanı sıra, eğer büyük şehirde yaşıyorsanız ve gününüzün büyük bir kısmı çok kişinin çalıştığı bir plazada geçiyorsa tıpkı iş arkadaşlarınız gibi kişisel hayatınızın en önemli konularından biri olan beslenmenizde benzer sorunları ve bu sorunların doğurduğu sonuçları yaşıyorsunuzdur. Öyle bile olsa herkesin metabolizması birbirinden farklı olduğu için etkilenme dereceleri veya vücudun koşullara uyum sağlarken gösterdiği esneklik de farklı olacaktır.


Ofis ortamında karşılaşılan bazı ortak beslenme sorunları ve bu sorunların doğurduğu sonuçlar şunlardır:
  • İşe yetişme telaşında trafik nedeniyle geç kalmak ve kahvaltı yapmadan güne başlamak.
  • İşlerin uzaması nedeniyle öğle yemeği saatini kaçırmak ve yememek veya çok geç bir saatte yemek.
  • Anlaşmalı yemek şirketinin yemeklerini ve mönülerini beğenmemek veya kişinin damak tadına hitap etmemesi sonucu dışardan fast-food sipariş vererek beslenmek.
  • Anlaşmalı yemek şirketinin yemek kalitesinin düşük olması, yemeğin çok yağlı pişirilmesi ve kalori dengesinin bozukluğu nedeniyle fazla ve kalitesiz kalori almak. 
  • Sürekli çay-kahve türü diüretik (idrar söktüren) sıvıların alınması sonucu fazlaca su kaybetmek.
  • İş yoğunluğu nedeniyle unutulduğu için  veya tuvalete gitme ihtiyacını bastırmak için az su içmek.
  • Ara öğün tüketilmediği veya ana öğünler atlandığı için sık sık kan şekerinin düşmesi(hipoglisemi) sonucu açlık hissi yaşamak.
  • Uzayan toplantılar nedeniyle öğün atlandığı için kan şekerinin düşmesi(hipoglisemi) sonucu açlık hissi yaşamak.
  • Ana öğünlerde yetersiz ve dengesiz yemek yeme sonucu kan şekerinin çabuk düşmesi(hipoglisemi) ve açlık hissi yaşamak.
  • Sürekli çay-kahve türü diüretik (idrar söktüren) sıvıların alınması sonucu hipoglisemi yaşamak, mide asitinin artması ve reflü sorunlarının ortaya çıkması.
  • Kan şekerinin düşmesi sonucu sinirlilik, titreme, halsizlik, yorgunluk hissi ve sürekli baş ağrısı yaşamak.
  • Düşen kan şekeri nedeniyle vücudun karbonhidrat (şeker) ihtiyacını bisküvi, kek, kurabiye, tatlı, kraker, cips, çikolata, pasta, poğaça vb. hamurlu ve şekerli besinlerle bastırmaya çalışmak.
  • Masanızda bulunan çekmecenizde her zaman çikolata, şekerleme, kek, bisküvi vb. besinleri saklamak.
  • İş arkadaşlarınızla mola sürenizde birbirinize bir şeyler ikram etmeniz sonucu atıştırmaların bir alışkanlık ve psikolojik bağımlılık haline gelmesi.
  • İş çıkış saatinin uzaması nedeniyle akşam yemeğini atlamak veya çok geç bir saatte yemek.
  • Akşam yemeğinde yanlış tercihler yaparak yüksek kalori almak ve/veya yatana kadar yüksek kalorili besinler atıştırmak.
  • Ofis koşulları ve masa başı işler nedeniyle hareket etmemek, ofis dışında egzersiz yapmaya zaman bulamamak.

Bütün bunların sonucu olarak KİLO ALMAK, VÜCUT TİPİNİN DEĞİŞMESİ, BÖLGESEL (KARIN-KALÇA) YAĞLANMA


Sorunlarınızı bu şekilde tespit edip farkındalığınızı arttırarak çözüme giden yolda önemli bir adım atmış olabiliriz. Her sorun tek tek ele alınıp iyileştirilmesi gereken bir konudur. Bu maddelerden sadece birkaçını düzelterek bile ofis hayatınızda sağlığınızı korumuş ve iş verimliliğinizi de arttırmış olursunuz. Üstelik iş arkadaşlarınız ile uyumlu bir işbirliği yaparsanız hem kendiniz hem de çevreniz için kalıcı bir çözüm de üretmiş olursunuz. 


Ofis ortamında karşılaşılan beslenme sorunlarını çözmek için yapabileceklerimiz şunlardır:

  • Güne kahvaltısız kesinlikle başlamamak. En azından evden çıkmadan önce 1 bardak süt içmek veya ufak bir sandviç hazırlamak. Tost, simit-peynir, simit-ayran, peynirli sandviç gibi kahvaltı seçeneklerini tercih etmek.
  • Öğlen veya akşam yemeği saatiniz iş yoğunluğu nedeniyle kaçacak ise ara öğün tüketmek. Ara öğün olarak taze veya kuru meyve, tost, ayran, yoğurt, meyveli yoğurt , hazır çorba, galeta veya diyet bisküvi türlerini tercih etmek.
  • Ara öğününüzde tüketeceğiniz besinleri her gün evden getirmek veya en dayanıklı olanları çekmecenizde saklamak(kuru kayısı, erik, kutu süt, diyet bisküvi, galeta vb).
  • Öğle yemeğinde ana yemeğin yanında garnitür olarak verilen kızarmış patates, püre, pilav, makarna, börek vb. besinlerin yarısını yemek (Unutmayın masa başında hareketsizsiniz). Mönünüzde varsa mutlaka çorba, zeytinyağlı sebze, salata, yoğurt vb. yardımcı yiyecekleri tüketmek. Kepekli veya tam buğday ekmeği yemek.
  • Seçme imkanı varsa mönüden en düşük kalorili olanları tercih etmek.
  • Tatlı yerine meyve veya sütlü tatlıları tercih etmek. Yemekten hemen sonra değil ara öğün olarak öğleden sonra tercih etmek.
  • Masanızda sürahi veya su şişesi bulundurmak ve küçük bardaklarla sık sık içmek. Çay ve kahvenin dışında toplamda 6-8 bardak su içmek.
  • Çay ve kahve tüketimini sınırlamak. Yoğunluğunu azaltmak. Bunlarla beraber tükettiğiniz şeker miktarını azaltmak.
  • Çekmecelerinizde bisküvi, kek, kurabiye, tatlı, kraker, cips, çikolata bulundurmamak.
  • Toplantı ortamına müdahale etme imkanınız varsa ikram olarak taze veya kuru meyve, diyet bisküvi, galeta, tuzlu kurabiye önerisinde bulunmak.
  • Bir egzersiz danışmanına danışarak ofis ortamında yapabileceğiniz egzersizler öğrenmek. 
  • Asansör yerine merdiven tercih etmek.
  • Şirket yöneticilerine beslenme ve/veya egzersiz konularında personel için seminer almaya teşvik edecek dileklerde bulunmak.

Hazırlayan : Diyetisyen Serap Orak  www.kendinizeiyibakin.com

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

27 Nisan Perşembe 2017

Dün gece geç yattığım için sabah zor kalktım. İnsan belli bir yaştan sonra uykusuzluğa dayanamıyor. Üniversite yıllarımda falan ne kadar uykusuz kalsam da kolay kalkardım. Şimdi nerdeee...

Bu sabah evden aceleyle çıktığım için sadece 1 bardak süt içtim ve ofise gitmeden simitçiden 1 tane poğaça aldım. 1 kupa filtre kahve içip 1 tane de poğaça yedim. Bazen patatesli, bazen peynirli bazen de dere otlu alabiliyorum. Aslında simit de alabilirim ama poğaça yemek daha çabukmuş gibi geliyor.


Bugün üst üste gelen randevular nedeniyle öğle yemeğimi 15.00'den sonra yiyebildim. Yemek için ofisimin altındaki Değirmen'e indim. O saatte pek ev yemeği kalmadığı için ne bulduysam onu yiyorum :) 1 kase mercimek çorbası içtim. 2 tane de tavuk baget ve biraz salata yedim. Hiç ekmek yemedim. 1 bardak da çay içtim.


Yemeği geç yediğim için akşam yemeği saatinde çok acıkmadım. Ama yine de yedim tabi. Çok aç olmayınca küçük bir porsiyon mantı bana yetti. Yoğurt biraz sulu olduğu için sosu sulu oldu.


Yemekten sonra çok az Doritos peynirli cips yedim.

Akşam 1 tane Türk kahvesi içtim.


İnci'yi uyuttuktan sonra blog yazmaya oturdum. Saat ilerledikçe karnım acıktı, çünkü az yemiştim. Ben de biraz leblebi yiyeyim dedim. Ama tamamını yiyemeden yatmak zorunda kaldım. İnci bi ara uyanıp ağladı, onla ilgilendim, uyuttum derken benim leblebi keyfim yalan oldu :(

Biraz aç yattığım doğrudur bugün.

Diyetisyen Serap Orak

27 Nisan Perşembe 2017

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

26 Nisan Çarşamba 2017

Çarşamba günümden selamlar :)

Bu sabah İnci'yi okula bıraktıktan sonra eve gelip hemen hazırlandım ve su bile içmeden doğru hastaneye kan vermeye gittim. Dün doktorun istediği testleri yaptırdım. Sonuçlar 3-4 saat sonra çıkıyor zaten, sadece 1 tane idrarda iyot testi 2 hafta sürüyormuş bakalım o nasıl çıkacak?

Hastanede tahlil işi bitince hemen troid hapımı aldım ve 30 dak aç beklemem gerektiği için birşey yemedim. Ofise dönerken 1 tane poğaça aldım. Saat 11.00 gibi 1 kupa filtre kahvemle birlikte poğaçamı yedim.

12.30 gibi işim bitince internetten kan sonuçlarıma baktım. Troidler gayet normal ama demirim ve hatta demir depolarım acayip düşmüş, inanamadım :( Demir takviyesi kullanmam gerekecek.


Bugün akşam 17.00'ye kadar boş olduğum için arkadaşımla buluşmaya Watergarden'a gittim. Happy Moons'ta yemek yedik. Artık her gittiğim yerde kırmızı et yerim. Bu demiri yükseltmek gerek. Menüdeki beğendili köfteyi seçtim. Gayet güzel ve hafif bir yemekti. Yanında birşey içmedim. Patateslerden birkaç tane yedim. Hiç ekmek vs yemedim.


Yemekten bir süre sonra 1 tane americano içtim, içine çok az şeker koydum. Yanındaki bisküviyi yemedim.

Daha sonra arkadaşımın kızı da biraz oynasın diye içinde çocuk oyun alanı olan Mado'ya gittik. Bugün tahlil için 4-5 tüp kan aldıkları için biraz tansiyonum ve şekerim düşük diye tatlı yemeye karar verdim kendimce :) 1 porsiyon trileçenin üzerindeki karamel sosu tamamen sıyırıp kenara koyarak hemen hemen tüm porsiyonu yedim, arkadaşım sadece 2-3 çatal aldı. Utanmadan bir de yanındaki dondurmayı da yedim. Bugün kendimi şımartma günü. 1 tane de çay içtim. 


Tekrar ofise gidip kalan tek randevumu da aldıktan sonra eve döndüm. İnci'yi okuldan alıp hazırladım. Bu gece babasında kalacağı için arkadaşımla akşam programı yaptım. Şımarmaya devam :)

Akşam hala acıkmayınca saat 20.30 gibi 2 kaşık taze fasulye ve 3 kaşık kadar da bulgur pilavı yedim. Tabak tatlı tabağıdır. Fotoğraftaki 1 kase çekirdeğin tamamını ben yedim. Gördüğünüz küçük kadehlerle 2 dolu kadeh de roze şarap içtim (Leyla/Kavaklıdere) 3-4 tane de kaju/badem yemişimdir ama kuruyemişi pek yemedim denebilir.

Sohbet ederken bir yandan da film izledik ve çok eğlendik. Tavsiye ederim Kocan Kadar Konuş 2 Diriliş filmini mutlaka izleyin, çok güleceksiniz :) (1. si de çok komikti ve beğenmiştim), bize çok iyi geldi. Bekarlığın güzel yanları işte böyle akşamlar ;)

Eve gece yarısı dönüp geceyi külkedisi gibi kapattım. Doğruca yatağa gitmek vardı ama önce çamaşır astım :)

Diyetisyen Serap Orak

26 Nisan Çarşamba 2017

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

25 Nisan Salı 2017

Oleyyy blog yazmaya devam :)

Bu sabah 06.10'da uyanan İnci'yi yanıma alıp uyumaya ikna etmeye çalışsam da beceremedim ve madem uyumuyor bari benim uykumu da bölmesin diye 06.45 gibi onu salona gönderdim ve çizgi film kanalı açtım. Üşümesin diye üstüne birşeyler giydirdim. Battaniye örtüp, eline de küçük bir kase kraker verip doğru yatağıma koştum :) Evet bunu hep yapıyorum, sabah 06.00'da kalkan çocukla oturup çizgi film izleyecek değilim. Başının çaresine baksın :) Uslu uslu tv izliyor meleğim, bazen de oyuncaklarıyla oynuyor. Ben de saatimin alarmı çalana kadar uyuyorum. Hem o kendi başına kalmayı (güvenli alanda tabi) öğrenmiş ve deneyim etmiş oluyor hem de ben çocuğum her dakika ne yapıyor diye düşünen takıntılı kadınlardan biri haline dönüşmüyorum. Büyümesine izin veriyorum.


Bu sabah da dünkü tostumun aynısından yiyip yine 1 bardak süt içtim. Ofise geçince ilk kahvemi saat 11.00 civarında içebildim.

Öğle yemeğimi bir arkadaşımla yemeye sözleşmiştik, öncesinde hiç hesapta yokken bir de endokrinolog muayenesi oldum. Uzun zamandır troid muayenesini ihmal etmiştim. Yarın da kan tahliline gideceğim. Ultrason sonucuna göre benim troid bezim tamamen küçülmüş, hatta sol lob yok gibi birşeymiş. Doktor böyle açıkladı. Benim anladığım da benim troid bezim kendi kendine ölmüş :) haberim yok. Bir ömür troid hapına muhtacım yani.


Yemek için hızlı olsun diye döner yemeye karar verdik. Ataşehir'deki Tatar Salim'de 1 porsiyon dürüm döner ve salata yedim. 1 bardak da ayran içtim. Patates kızartmasından sadece 2 tane aldım. Gerisini yemedim. Yemek sonrası da 1 bardak çay içtim.

Ofise dönünce 1 fincan kahve içtim.


Öğlen et yediğim için akşam sebze yemeği yemeye karar verdim. Evde kabak yemeği vardı. Kabak, makarna ve ev yoğurdu yedim. İnci de hindi, makarna ve salata yedi.

Akşamım biraz yoğun geçti, köfte yapıp buzluğa attım, çamaşır yıkandı, astım vs. Ev işleri ve biraz da İnci ile dolu geçti. O uyuduktan sonra da biraz çilek yedim. Yarın tahlile gidecek olmasam birşeyler daha atıştırabilirdim ama bilinçli olarak yemedim.


Akşam boyunca birkaç tane de badem yedim. Haa dün de eve gelince 2 tane kuru kayısı atmıştım ağzıma, bak şimdi aklıma geldi. Yazmayı da unuttum.

Diyetisyen Serap Orak

25 Nisan Salı 2017


Sosyal medyada takip etmek için:


İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

24 Nisan Pazartesi 2017

Merhaba sevgili blog dostlarım,

Yine yazamadım uzun zamandır, çok güzel beslendiğim, güzel yemekler yaptığım günler de oldu ama sonra araya hastalıklar girince yine koptum. Tuttuğum yerden devam edeyim bari :)

2 hafta kadar önce ağır bir mide gribi geçirdim. Olay İnci'nin bir gece saat 02.00'de tepemden aşağı 2 kez kusmasıyla başladı. O atlattı bana geçti. 1 hafta aşırı bulantı ve mide ağrısı yaşadım. İlk 2-3 gün kustum da, yemek de yiyemedim. Bir ara ishale çevirdi. Sonra düzeldim ama tam 1 haftamı aldı. O 1 hafta yemek yiyemeyince sonraki hafta biraz abartılı yemiş olabilirim :)


Az önce aç karnına tartıldım, eh fena değil. (55,9) Kilo olarak hala istediğim kiloda değilim ama sanırım düzgün beslendiğim için yağ oranım (21,6) düşük çıkıyor. Geçenlerde instagrama bir fotoğraf koymuştum. İnci botumun içine oyuncak kaplumbağa koymuştu. Bugün de bu gülen yüz çıkartmasını koymuş :) Tartılmak için botumu çıkarınca gördüm.


Bu sabah 09.30 gibi evde tost yaptım. 2 dilim ruşeymli ekmek arasına 2 dilim cheddar peyniri koydum. Yanında da 1 bardak süt içtim. Geçen hafta her sabah simitçiden poğaça alıp yemiştim.

Ofise gelince kendime 1 kupa filtre kahve yaptım. Artık kahvemi kendim çekiyorum. Bir arkadaşımdan 2. el kahve makinesi ve kahve öğütücü aldım. Bir kahvesever olarak taze taze kahve çekmenin keyfine doyum olmuyor diyebilirim.

Az önce işlerim bitince 10 tane fındık yedim. Şu an çok açım ama önce Migrosa gidip alışveriş yapacağım. Eve gidince birşeyler yerim artık.

Eve varınca 1 dilim ekmek üstüne 1 dilim cheddar peyniri koyup yedim. Aldıklarımı yerleştirip hemen karşı binamız olan anaokulundan İnci'yi aldım.


Hemen mutfağa girip yemek hazırlamaya koyuldum. Uzun zamandır hindi pişirmemiştim. Bugün marketten hindi aldım. Çok sağlıklı bir et türüdür hem kolesterolü yok hem de kırmızı et gibi. Denemenizi tavsiye ederim.


Kendime bolca salata yaptım, üzerine bolca kırmızı acı biber turşularından serptim. Daha önce aldığım ve 1 kavanoz bitirdiğim bu acı biber turşusuna bayıldım. Markası Kühne. Hindi, makarna ve salata ile harika bir akşam yemeği keyfi yaptım.


İnci'yi yıkadıktan sonra 21.00 gibi kendime şekersiz bir yorgunluk kahvesi yaptım. Yanında da 1 kare %78 kakaolu bitter çikolata yedim. Bu kadar kakao güzel bir antioksidan kaynağıdır.


İnci'yi saat 11.00'e doğru uyutabildim. Sonra biraz çilek yedim ve kitap okudum. Çok uykum gelince kitabı bitiremeden uyudum. Kalan 15 sayfayı da yarın okurum diye planladım.

Bence gayet sağlıklı beslendim ama öğle yemeğini atlamam hoş olmadı tabi. Napalım öğle saatlerinde çalışan biri olarak saat 15.00'e kadar doluydum, yapacak birşey yoktu...

Diyetisyen Serap Orak

24 Nisan Pazartesi 2017


Sosyal medyada takip etmek için:


İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

28 Mart Salı 2017

Salı günüme hoşgeldiniz :)

Bugün İnci'yi okula götürdükten sonra eve gelip yeniden yattım çünkü ilk randevum saat 12.00'de idi.  10.30'a kadar uyumak bana çok iyi geldi. Burada uyku fırsatı olmayanlardan özür diliyorum. Başka bir hayatta belki :)


Bu sabah canım tost yemek istedi. 11.00'de 1 bardak günlük süt eşliğinde, içine 2 dilim cheddar peyniri koyduğum tostu yedim. Eriyen peynire bayılıyorum.

Ofise gidince filtre kahvemi yaptım ve büyük bir keyifle içtim. Öğle kahvesi oldu yani.


Aniden akşamki randevularım iptal olunca işim biter bitmez kuaförümü arayıp saçlarımı kestirmeye gittim. Ancak arada hiç zaman olmadığı ve de çok acıktığım için mecburen ofisimin altındaki Mc Donalds'tan 1 tane cheeseburger yedim. Yanında başka hiç birşey almadım. Hızlı hızlı yiyip kuaföre koştum. Fast food bunun için var :)

Yarın ofiste fotoğraf çekimim olacağı için saçımda biraz değişiklik yapmak istedim. Boyu aynı kaldı ama biraz kat verdirdim. Güzel oldu bence ;)


Kuaförde 1 fincan şekersiz Türk kahvesi içtim.

Her zamanki rutinde İnci'yi okuldan alıp eve geldim. Önce ona yemek yedirdikten sonra kendim yemek yedim.


1 tabak sulu köfte ve yanında 1 dilim ruşeymli ekmek yedim.

Mutfağa girip çıktıkça 15 tane siyah kuru üzüm ve 2 tane kuru kayısı yedim.


Yemekten sonra tam doymayında 1 dilim ruşeymli ekmek ve 1/2 kase ev yoğurdu da yedim.

İnci uyuduktan sonra blog yazmayı da bitirince 1 kase ay çekirdeği yedim. Pişman değilim :)


Diyetisyen Serap Orak

28 Mart Salı 2017

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...