Hamilelikte 26. hafta

26. hafta
Sormayın 26. haftam yine tam bir kabus gibi geçti çünkü son 1,5-2 ayda 3. kez grip oldum :( Bu kış hastalık yönünden çok şanssız geçti. Bağışıklık sistemim o kadar çökmüş ki tam iyileştim derken bir daha başlıyor. Tabi bunda eşimin de payı büyük :) o hasta oluyor 3-4 günde toparlıyor ben 1 hafta sürünüyorum. İşte bu nedenle blog yazılarım çok aksadı. Bırakın blog yazmayı, yaşamaya gücüm, enerjim kalmadı...

26. haftam yani geçen haftam bu şekildeydi. Kardeşimle yakın oturuyoruz ama o kadar yoğun çalışıyor ki bir de doktora dersleri var, gelip bana çorba yapmaya zamanı olmuyor. Arkadaş çevrem de yoğun ve herkesin kendine göre telaşları olduğundan ben yine kendi kendime baktım. Hasta da olsam yemek yaptım, bütün bir hafta boyunca içine limon sıkılmış portakal suları içtim. İşe gitmeye devam ettim. İlaç kullanadığım için ağır geçti ama napalım, başa gelen çekilir. Hastayken kızımla bile ilgilenemedim, hiç konuşamadım. Garibim bu 3. gribi, o bile az hareket etti sanki...

Yürüyüş yapmaya da hiç gidemedim tabi ki.

26. haftamı tam hatırlayamadığım için şimdilik bu kadar ama fotoğrafımı çektim. Bu arada benim tartıma göre 26. haftamda 62 kiloyum. Başlangıç kilom 55 di. Yani 7 kg almış durumdayım. İlk 6 ayı 7 kg ile tamamlamış olduk :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan
18-24 Mart 2013

Hamilelikte 25. hafta

25. hafta
Yediğim herşeyin fotoğrafını çekmekle beraber blog yazmaya vakit ayıramayınca haftalar üst üste yığıldı. Şu an hala 26. haftanın içindeyim ama 25. haftamı da şöyle bir özetleyim...

25. haftamda artık gayet net bir şekilde hamile görünüyorum. Ama paltomu atkımı giyip dışarı çıktığımda hala belli olmuyor. İnsanlar hamilelere karşı daha dikkatli davranıyorlar. Ama ben üstümde palto varken karnımı korumak için çaba sarfediyorum. Hızlı hareket eden, çarpan insanlar olabiliyor. Normalde çok önemli olmayan bu ayrıntı hamileyken birden çok önemli oluyor. İşte hayatın bu değişken yanını çok seviyorum! Şartlar değişmeli, ortamlar değişmeli, davranışlar değişmeli, mevsimler değişmeli, evdeki eşyaların yeri değişmeli, makyaj yaptığın renkler değişmeli... Bana kalırsa bu liste o kadar uzar ki :) Benim kadar değişim seven insan çok azdır heralde. Şu an hamileyim diye hayatımda olan değişimlerin tadını çıkartıyorum. Hayatımız tamamiyle değişecek ve başımıza gelecek olan bu güzel değişiklikleri yaşamak için can atıyorum. Hiçbir şey eskisi gibi kalmayacak ve yepyeni bir hayatımız olacak. En önemlisi bu kendi seçimimiz. Bilerek, isteyerek, başımıza ne geleceğini önemsemeyerek, sabırla bekleyerek...

25. haftamda endokrinolog kontrolüme gittim. Kan sonuçlarımı gösterdim. İlacıma aynı şekilde devam etmem gerektiğini söyledi. Ancak kan şekeri konusunda tedbirli olup yine 1 hafta boyunca parmak ucumdan kan alarak günde en az 3-4 kez kan şekerimi ölçmemi istedi. Bu olay beni çok geriyor. Çünkü ister istemez diyet gibi beslenmeye çalışmam gerekiyor. Çünkü biraz kaçırsam şekerim yüksek çıkıyor. Öyle olunca da moralim bozuluyor :( Hamileliğimin 2.ve 3. ayında günde ortalama 4-5 kez olmak üzere haftalarca kan şekerimi ölçmüştüm. Parmak uçlarım delik deşik olmuştu.

25. haftam iş açısından o kadar yoğun geçti ki anlatamam. Zaten blog yazma konusunda tamamen kopma noktam bu hafta oldu. Hiç boş vaktim olmadı. Çok yoruldum. Pek çok yeni danışanım oldu. Onlara randevu ayarlamakta çok zorlandım çünkü herkes iş çıkışı saatlerde gelmek istiyordu. Neyse ki bu haftayı da atlattık. Artık bazı saatlere randevu veremiyorum. Kotayı doldurduk :) Zaten hamilelik nedeniyle bu sezon çalışma saatlerimi yeniledim artık daha erken çıkmak için çok geç saatlere randevu vermiyorum ama yine de 19.30'dan önce çıkamıyorum. Sabahları da en erken 10.00'a randevu veriyorum. Hem uykumu almak için hem de daha erken taksi bulamıyorum. Çünkü Ataşehir'in trafiği o kadar arttı ki taksiler gelemiyor. Artık ofise yürümek de zor geliyor.

İş yoğunluğu nedeniyle bu hafta spor salonunda 3 kez yürüyüş yapabildim. 40'ar dakika. Yine de bu kadarını araya sıkıştırabildiğim için mutluyum.

Cumartesi günü Berra ile kuaföre gittik. Ona söz verdiğim için saçlarını ördürttüm. Nasıl ama harika olmuş değil mi? :) Saçları örülürken uyuyakaldı.

Bu arada Pazar günü (yani 17 Mart) diyetisyenlere yönelik bir kahvaltı ve sunum organizasyonuna katıldım. Bunun için Pazar sabah Nişantaşı Cookshop'taydım. Nestle sponsorluğunda Diyetisyen Dünyası'nın hazırladığı bu etkinlik bana çok iyi geldi çünkü hem meslektaşlarımla kahvaltı yapmış oldum hem de üniversiteden hocamız olan Prof. Dr. Ayşe Baysal'ı yeniden görmüş ve dinlemiş oldum. Tam tahıl ürünlerinin hayatımızdaki önemini yeniden konuşup, tahıldan korkanlara gülüp geçtik :) Bu organizasyonu düzenleyenlere çok teşekkür ediyorum. (Tabi ki bu kahvaltının hepsini yemedim. Heralde yesem şekerim 300'e fırlar) 


meslektaşlarla sohbet ederken ben  :)


Program sonrası eşimle buluşmak için ilk kez Astoria alışveriş merkezine gittim. Hayatımda ilk kez bir Pazar günü böyle bomboş bir AVM gördüm, hala inanamıyorum. Son zamanlardaki en büyük takıntım olan veya aş ermek de denilebilir Kitcenhette'teki avakadolu enginarlı salatasından yedim. Bu 4. oluyor.  Kendimi bu salatadan birkaç porsiyon yememek için zor tutuyorum. Bolca zeytinyağı, balzamik ve limon da ekliyorum. Vücudumda ne eksik acaba, canım sürekli bu salatadan istiyor?

Diyetisyen Serap Orak Tufan


Hamilelikte 24. hafta

24. hafta
Blogu gecikmeli yazdığım için şunu belirtmeliyim ki 24. haftamız aslında 2 hafta önceydi.  Peki 24. haftamız nasıl geçti?

Sanırım bu hafta bebeği en fazla hissettiğim haftaydı çünkü o kadar çok hareket ediyordu ki tüm gün varlığını hissettiriyordu :) Özellikle diyet görüşmelerim sırasında bu kadar hareket etmesi dikkatimin dağılmasına neden oluyordu (hala oluyor). Sanırım kızım diyet seanslarımı dinlediği için doğduğunda her besin hakkında gayet bilgili olacak :)

24. hafta kontrolüne bir arkadaşımla gittim, eşim gelemedi. Bu hafta 75 gramlık şeker yüklemesi testimiz yapıldı. O iğrenç şekerli suyu içmek çok zor birşeymiş. Hele ki benim gibi tatlı tadı sevmeyen biri için tam bir eziyete dönüştü. Ben meşrubat içmeyi bile sevmem! Neyseki bulantı, kusma yaşamadan hızlıca bu solüsyonu içtim ve açlık kan şekeri, 1. saat tokluk ve 2. saat tokluk şekeri olmak üzere kanım alındı. Bir de idrar tahlili yapıldı.

Bu arada 24. haftada 6 kg almış durumdaydım. 5,5 ayı da geride bırakmış oluyoruz. Şimdilik kilo alma seyrim oldukça normal. Önemli olan bundan sonrası.

24. haftamda yan binadaki Active Club spor salonuna üye olarak yürüyüşlere başladım. Havalar çok soğuk ve dışarıda yürümek için hiç istek duymuyorum. İş yoğunluğumu ayarlayabilirsem hergün 40 dakika yürüyüş yapmak gibi bir planım var. Koşu bantında 3-3,5 hızda 40 dakika yürüyüp ofise dönüyorum.

Kan sonuçlarım fena değil ama cüsseme bakılırsa daha iyi olabilirdi. Belli ki baba tarafında herkesin tip 2 diyabetli olması beni de şimdiden etkiliyor. Zaten normalde de hipoglisemi sorunları yaşıyordum. Hamilelikte şeker ayarımın biraz bozuk olduğu ortaya çıktı.

Açlık şekerim 79, 1.saat 151, 2.saat 136 mg çıktı. Jinekoloğum (Doç. Dr. Tolga Ergin) sonucun iyi olduğunu söyledi. Bu arada TSH'ım da 0,6 ya kadar düşmüş çünkü bir gün 100, bir gün 75'lik doz ilaç alıyorum.

Haftaya endokrinoloğuma da (Prof. Dr. Metin Özata) gideceğim. Bakalım sonuçlara o ne diyecek? Ayda 1 mutlaka TSH kontrolümün yapılması lazım. Hamilelikte bu çok önemli, eğer TSH artarsa düşük riski var! Hep normal değerler arasında kalmalı.

24. haftada kızım yüzünü güzel gösterdi :) Maşallah 700 gram olmuş, boyu da 31 cm. Bence bana beziyor gibi ama annem ve bazı arkadaşlarım eşime benzetti. İlerleyen haftalarda kişisel yüz hatları daha belirgin olurmuş. Daha çok küçük :)

Gelelim beslenme raporuma...

Bu hafta 1 kez balık yedim. Uzun zamandır yiyemediğimi biliyorsunuz. Aslında kokusu falan rahatsız etmiyor tam tersi balık kokusu alınca iştahım açılıyor ve yemek istiyorum ama tabak önüme gelince lokmalar gözümde büyüyor. O nedenle omega 3 almaya devam ediyorum. 

Doğumgünümden
Doğumgünümde de Özgür Şef Kalamış'a gitmiştik o gün de kırmızı ete doydum diyebilirim. Kırmızı eti  daha sık yiyorum, ama üst üste olunca da canım istemiyor. Bu arada tahlil sonucuna göre demir eksikliğim de yok. Tavuk tüketimim de çok nadirleşti, ayda 1 veya 2 diyebiliriz.

Son zamanlarda (ve tüm zamanlarda olduğu gibi) sebze ve karbonhidrat tüketme eğilimim daha yüksek. Salata için deliriyorum. Zeytinyağlı sebzelere hiç dayanamıyorum. Meyveyle de aram çok iyi. Makarna ve bulguru daha sık yiyorum ama pirinç tüketimimi oldukça azalttım. Kurubaklagilleri de sık sık yiyorum. Evde bu aralar en çok pişirdiğim yemekler yeşil mercimek veya kuru fasulye oluyor.

Süt, yoğurt ve peynir tüketimim tüm zamanlarda olduğu gibi çok güzel. Hatta bu aralar tam yağlı Ezine beyaz peynir ile bir aşk yaşıyorum denebilir.

Bazen canım sütlü bir tatlı istiyor o zaman da 1/2 porsiyon kadar keşkül vb. yiyorum. Zaten çikolata sevmediğim için aklıma bile gelmiyor. Sadece bu aralar biraz gofret yemek istiyorum. Geçer heralde...

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Blogun 2. yıldönümü kutlaması



19 Şubat 2011'de başlayan blogun, 2. yıldönümü kutlamasını bugün 1 ay gecikmeyle yapmaktayız.
Bu gecikmedeki en büyük pay bu aralar yaşadığım hamile kafasıdır :) Gerçekten güzel bir unutkanlık huyu gelişiyor. Ama tabi ki bende bu konuda alt yapı da sağlamdı. Herkes blogu için partiler yaparken benim hiç hatırlamamam hoş olmadı tabi, ama ben böyle şeyleri çok takmam, sadece bu kadar takipçisi olan bir blogun yıldönümü kutlanmalı diye düşünüyorum çünkü takip eden dostlarıma hürmetten bence böyle gerekiyor.

Bu güzel pasta için teşekkür ederim :)


Açıkçası açtığım kampanya pek talep görmedi. Takipçim çok olduğu için daha fazla fotoğraf gelir diye düşünüyordum ama öyle olmadı. Gelen fotoğraflarla derlediğim kolaj ancak bu kadar ama olsun bana bu da yeter :) özellikle zaman ayırıp bana fotoğraf gönderen ve içten mailler yazan blog okuru dostlarıma çok teşekkür ediyorum.

Gelecek sene 19 Şubat'ı unutmamak için elimden geleni yapacağım :)

Bu arada artık yorumlar için kod sistemini devreye sokmak zorunda kaldım çünkü çok fazla İngilizce spam yorum geliyordu. Kod doğrulama sanırım yorum bırakma konusunda üşengeçlik yaratıyor olabilir ama bir süre bunu yapmamda fayda var sanırım.

En kısa zamanda devam yazılarım gelecek, sabırla takipte olan okurlarıma selamlar, sevgiler...

Diyetisyen Serap Orak Tufan
19 Mart 2013

www.kendinizeiyibakin.com

Eee blogun 2. yıldönümünü kutlamayı unuttuk! :(

Ama hiç hatırlatmıyorsunuz! Hadi ben hamileyim kafa mafa kalmadı ama siz de hiç blogun 2. yıldönümü oldu demiyorsunuz. 19 Şubat 2011'de yazmaya başladığım blogumun resmen 2. yıldönümünü kaçırdık! :(

Tam da o günlerde çok hastaydım şimdi hatırladım. Neyse artık olan oldu, halbuki kafamda güzel bir kutlama yapma fikri vardı. Üstüne doğumgünüm geldi geçti yine de hatırlayamadım.

O zaman herkes bu hafta bizim için 1 dilim kek/pasta vb. birşey yesin ve fotoğrafını çeksin ve bana blog kutlama başlığı altında mail atsın (seraporak@gmail.com). Ben de o fotoğrafları derleyip bir kutlama yazısı yapayım, bu fikir şu anda aklıma geldi :) bakalım kimler blogumun 2. yıldönümünü kutlayacak?

Diyetisyen Serap Orak Tufan
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...