21 Nisan 2016 Perşembe

Bu sabah kalktığımda kendimi biraz hafiflemiş ve karnımı da biraz daha düz hissettim. 3 gündür dikkat ettiğim için biraz fark olmaya başladı. Ha gayret :)


Bu sabah da yine aynı omleti yaptım. Hazırlaması ve yemesi çok kolay oluyor. Bu sefer 1 yumurta, 4 kaşık lor peyniri karşımımın içine biraz süt ve çörek otu da koydum. Üşendiğim için maydonoz falan koymadım. Sabahlarım çok koşturmacalı geçiyor çünkü. Omletin yanında yine 1 dilim ekmeğin kabuğunu yedim. İçini İnci'nin omletine koydum. Kahvaltısını evde yedirip okula öyle gönderiyorum.


Ofise gidince 1 fincan kahve içtim. Bu aylarda yoğun çalışınca aklım hep tatilde oluyor :)


Dışardan yemek yemek istemediğim için öğle yemeğine kısa süreliğine eve gittim. Zeytinyağlı kabak yemeği, yoğurt ve 1 dilim kadar da ekmek yedim. Bu tabaklar biraz, sebzem 6 kaşıktan fazladır, hatta 8 bile olabilir ölçmedim.


Öğleden sonra başka birşey yemediğim (fırsat olmadığı için) için akşam çok acıkmıştım ve evde yemek yoktu. Enginarı kardeşime bıraktım, bizim için mantı pişirdim. Her zamankinden biraz daha az mantı alıp bol yoğurt ve az yağlı salça sosuyla mantımı yedim. Bu tabaklar daha küçük.

Yemekten sonra 1 kahve daha içtim.



Bütün akşam İnci ile oynadım. Ona yedirirken ağzıma 3 tane çiğ fındık atmış olabilirim :) bir de bu kocaman çilekleri yedim. İnci yine çok geç yattı :(

Dikkat ettim de bu posttaki tüm fotoğraflarda pembe güller var :) çok romantiğim bu aralar...

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 

20 Nisan 2016 Çarşamba

Dün tığ örmenin aşkıyla geç yattım ama güne erken başladım. Örgümün büyük bölümü bitti, bu akşam da kalanını tamamlarım.


Bu hafta yediklerimin miktarını azalttığım için daha tok kalmak için sabah kahvaltımın içeriğini değiştirdim. 1 yumurta, 4 kaşık lor peyniri ile yapılmış yağsız omletimin yanında 1 bardak süt içtim ve içini İnci'nin kahvaltısına koyduğum ekmeğin kenar kısımlarını yedim.




Ofise gidince 1 fincan kahvemi de içip güne başladım. Kahvemi çoğunlukla soğuk içiyorum. Hem kendimi işe kaptırdığım için içmeyi unutuyorum hem de galiba biraz da öyle seviyorum :)

Bugün çok yoğun olduğum ve yemeğe çıkmaya vaktim olmadığı için evden yemek getirdim. Dün pişirdiğim enginardan yememiştim. Bu öğlen 1 tane yedim. Yanında da 3 dilim Wasa ekmeği yedim. Enginar harika olmuş, ellerime sağlık :)

Öğleden sonra randevu arasında kahve molası verip yanında da 2 tane Komşufırın'dan bademli biscotti yedim. 



Evde dünden kalan yemekler vardı. eve gidince hazır yemek olması çok güzel ama sanırım yarına kalmayacak. Yeni pişirmeye de vaktim yok.



2 kepçe kadar sütlü şehriyeli mantar çorbası yedim.  Yoğurtla beraber 1 tane kıymalı biber dolması ve 2 tane de boş biber yedim. Eşimin yaptığı salatadan da bolca yedim. Hiç ekmek yemedim.






Yemekten sonra örgümü bitirirken 1 fincan kahve içtim yanında 15-16 tane kadar da Peyman'ın vişne kurularından yedim. Bu ürün yeni çıkmış. Ben bayıldım, hastası oldum. Bence siz de deneyin, özellikle ekşimsi tatları seviyorsanız…



Minion cep telefonu kılıfı
Eveeeett bu da ördüğüm iphone 5s için uygun Minion cep telefonu kılıfının bitmiş hali :) Pinterest'ten bakıp birkaç modeli gözüme kestirerek kendi modelimi oluşturdum. Örmesi kolay bir model. 2 akşamda bitirmenin verdiği haklı gururu ve geç yatmanın verdiği gerçek açlığı yaşıyorum :) O nedenle 1 çay bardağı kadar süt içip yanında da 8 adet kadar Nesquik çokokare kıtırlardan yedim.



Bugün de böyle hasarsız bitti :) sağlıklı beslendiğim ve iştahıma hakim olabildiğim için çok mutluyum. Sizden ne haber?

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 

19 Nisan 2016 Salı

Bugün hiç randevum yoktu o nedenle ofise gitmedim. Gitsem daha iyiydi, evde bir sürü iş yaptım. İnci'nin çamaşırlarını ütüledim, yazlıklarını çıkarıp kışlıklarını kaldırdım, yemek yaptım, evi derledim topladım vs. derken önemli ihtiyaçların bir kısmını hallettim.

Hala diyet modumda olduğum için sağlıklı beslenmeye dikkat ettim. Öyle ki akşam eşim, Semra, Berra ve İnci yanımda dondurma yediler, tadına bile bakmadım! Bu arada kilo ve rakam odaklı olmamak adına tartılmadım. Sadece sağlıklı ve hafif beslenmeye çalışacağım. Kilo da verirsem bonusu olur :)


Kahvaltı için kendime 1 adet yumurta, 4 kaşık lor peyniri, biraz çörekotu içeren bir yağsız omlet yaptım. Yanında 1 dilim de tam buğday ekmeği vardı ama omlet öyle doyurdu ki ekmeği hiç yiyemedim. Bugün süt de içmedim. Bir de kahve içtim.


İşlerim azalınca doğrudan öğle yemeği yedim. Sabah yiyemediğim ekmeği kabak yemeğimle ve yoğurtla beraber yedim. Bu arada belirtmek isterim ki sebze yemeklerimi çok az yağlı sevmem. Normal güzel bir ayarda pişiririm. Az yağlı makarna yiyebilirim ama salata ve sebze yemeğinde çok az yağa tahammülüm yoktur. Sadece suyunu pek almamaya çalışırım.


Öğleden sonra az sütlü bir kahve molası verdim. Arada bir tutam kuru dut ve 5-6 adet badem yedim.


Sonra biraz da örgümün başına oturdum. Ne yapacağıma karar verdim. Bilin bakalım bu renklerle ne yapıyor olabilirim? :)


Akşam için çok güzel bir zeytinyağlı enginar pişirdim. Tencerenin dibinde kalan lezzetli ve besleyici suyu atmayıp bol mantarlı bir şehriye çorbası pişirdim. Süt de koydum. Taze mantarları minik minik doğrayıp buzluğa atıyorum. Sonra bir ara çıkarıp böyle çorba yapıyorum. Çok pratik oluyor. 


Akşam yemeği olarak bu çorbadan 1 kepçe kadar yedim. Yanında 2 tane iri kıymalı biber dolması, yoğurt ve bol da salata yedim. Hiç ekmek yemedim. Salatayı eşim yaptı, diğerleri bana ait. Evde olup da yemek yapmaya zaman ayırmak bana çok iyi geliyor. Resmen ev yemeği yapınca mutlu oluyorum :) Bugün çıkıp gezsem bu kadar mutlu olmazdım valla…




Akşam yemeği sonrası bir daha kahve içtim. Sonra tüm akşam boyunca örgü ördüm. O nedenle de çok geç yattım. Zaten İnci de 00.00'da yeni yatmıştı. Benim yatışım 01.30'u geçti.


Örgü örerken birşey yemedim sonra yatmaya yakın 1 kase yeşil erik yedim. Bugün de gayet sağlıklı ve temiz beslendiğimi düşünüyorum. Darısı yarının başına :)


Diyetisyen Serap Orak Tufan

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 

Baharda Beslenme ve Detoks

BAHARLA BİRLİKTE YENİLENMEK İÇİN BESLENMEMİZDE NE GİBİ DEĞİŞİKLİKLER YAPMALIYIZ?

Bahar mevsiminde doğanın değişimi ile birlikte herkesin içinde yeni bir değişim enerjisi ortaya çıkar. Bu enerji özellikle kişinin uzun süre ertelediği konularda harekete geçmesi için güzel bir fırsat yaratır. Sağlık açısından düşünürsek çoğu insan öncelikle beden imajını gözden geçirerek kendine daha iyi bakma kararı alır.  Özellikle kilo problemi olan bireylerin öncelikli isteği bedenine ve ruhuna yük olan fazla kilolardan kurtulmaktır.

ÖNCE NEDEN KİLO ALDIĞIMIZI HATIRLAYALIM…

Şişmanlık doğumdan yetişkin olana dek karşılaşılan bir sorun olabileceği gibi hayatımızın herhangi bir döneminde kısa ya da uzun süre karşılaşabileceğimiz bir sorun da olabilir. Ne zaman olursa olsun şişmanlamanın temel nedeni, besin olarak alınan enerjinin (kalorinin) vücudun harcama kapasitesinin üstünde olmasıdır. Alınan enerji / Harcanan enerji oranının artmasıyla beraber vücut yağ depolamaya başlar. Üstelik bunun aşırı miktarlarda olması da gerekmez. Her gün 200 kcal’lik (yaklaşık 3 dilim ekmek) bir enerji fazlalığının vücut tarafından depolanması 1 ay sonra 1 kg’lık bir yağ dokusu haline dönüşmesiyle sonuçlanır. 

Kilo alma/şişmanlama besin tüketiminin artmasıyla beraber ortaya çıkmaktadır. Ancak hayatımızda bazı dönemler bu durumun oluşmasını kolaylaştıracak yönde zemin hazırlayabilir. Bu etkenlerin başında hareketsizlik gelmektedir. Çünkü besin tüketimi aynı bile kalsa hareketsizlik nedeniyle harcanan enerji azalacak ve denge kilo alma yönünde değişecektir. İş değişikliği, masa başı çalışma, spor yapmayı bırakma, hastalık nedeniyle hareketsiz kalma, ev-iş arası sürekli araba kullanma, evde devamlı yatar poziyonda dinlenme, şişmanlama nedeniyle hareket kısıtlaması vb. nedenler harcanan enerji miktarını azaltır ve kilo almamıza neden olur. Hareketsizlik dışında bazı hormon hastalıkları (troid, böbrek üstü bezi, pankreas vb.), depresyon, gebelik (hamilelik) ve/veya emzirme (lohusalık) dönemi, bazı ilaç tedavileri (kortizon, kemoterapi vb.), iştah fazlalığı gibi durumlar da şişmanlamaya neden olmaktadır. Şişmanlığa giden yolda en belirgin hatalı davranışlar şu şekilde ortaya çıkar :

  • Aşırı yemek (porsiyon fazlalığı)
  • Çok çeşitli ve fazla yemek
  • Hızlı yemek
  • Az çiğneyerek çabuk çabuk yutmak
  • Az su içmek 
  • Öğün atlamak
  • Öğünlerde az yemek , abur cubur atıştırmak
  • Televizyon veya bilgisayar başında yemek
  • Davet ve iş yemeklerinde fazla yemek
  • Alkolü fazla içmek
  • Yatıncaya kadar bir şeyler yemek
  • Yüksek kalorili besinler tercih etmek (tatlılar, yağda kızartmalar vb.)
  • Et ve hamur işi ağırlıklı beslenmek
  • Sebze ve meyveyi az sıklıkta yemek
  • Hazır besinleri sık sık yemek (fast food)
  • Hareketsizlik
  • Geç uyanmak, güne geç başlamak
  • Mutsuzken ve stresliyken umursamadan yemek
Bu maddelerden birkaç tanesinin bile bir arada bulunması kilo alma yolunda kaçınılmaz bir yön çizmektedir.

ŞİMDİ DUR DEME ZAMANI !

Diyet ve değişim döneminde hedeflenen kiloya inebilmek için süreklilik ve kararlılık şarttır. Sadece kilo vermeyi istemek yeterli değildir, bunun için fedakarlıklar yapmaya ve  değişime ihtiyacınız vardır. Tekrarlanan diyetler, kilo alıp vermeler kişinin kendine olan güvenini azaltabilir. Karşılaşılan zorluklar motivasyonun düşmesine ve pes etmeye neden olabilir. Zaman zaman diyet bozulsa da kilo kaybının sürekli olabilmesi için bazı yaşam tarzı değişiklikleri size yardımcı olacaktır. Bunlara işin püf noktaları da diyebiliriz. Etrafınıza baktığınızda kilo sorunu yaşamayan pek çok insanın bilinçli veya bilmeden bu davranışları sergilediğini göreceksiniz. Zayıflamaya giden yolda bize yardımcı olacak davranış önerilerini günlük hayatımıza göre şu şekilde sınıflandırabiliriz.

EVDE…

İşimiz olmadığı sürece sık sık mutfağa gitmemek
Göz önünde hazır yiyecekler bulundurmamak 
Yüksek kalorili besinleri evde bulundurmamak (tatlılar, çikolata, şekerlemeler, cips, kuruyemişler, çekirdek, bisküvi, kek, kurabiye, börek, çörek vb.)
Dolapta sürekli sebze ve meyve bulundurmak
Vakit buldukça hafif yemekler pişirip hazır bulunmasını sağlamak
Salata malzemeleri bulundurmak ve salata yapmaya üşenmemek
Yemek tabaklarını, kaseleri küçültmek
Salata tabağını büyütmek
Tencere ve servis tabaklarını mutfağa götürmek, masada bırakmamak
Yemek bittikten sonra masada uzun süre oturmamak
Yemek yerken başka şeylerle uğraşmamak
Tabak büyük ise her şeyi azar azar aynı tabağa almak
Ekmek sepeti veya tabağına yiyeceğiniz kadar ekmek koymak
Yemek öncesi ve sırasında su içmek
Yavaş yavaş yemek
İştah açan renklerde örtü, tabak, bardak gibi ekipmanları kullanmamak (kırmızı, turuncu vb. sıcak renkler ve tonları)
İştah kapattığı düşünülen mavi renk ve tonlarında ekipmanlar kullanmak (doğada mavi besin yoktur bu nedenle iştah oluşturmaz, yabanmersini /blueberry hariç)
Yatmadan 2-2,5 saat önce meyve, süt veya hafif atıştırmalıklar hariç besin tüketmemek

ALIŞVERİŞTE…

Tok karnına alışverişe çıkmak
Alışveriş listesi yapmak, besin ihtiyaçlarını önceden belirlemek
Hazır besinleri satın almamak
Sebze, meyve ve salata malzemesi almak
Etiket okuma alışkanlığı geliştirmek, aynı tür besinlerin kalorilerini kıyaslamak, düşük kalorili olanı tercih etmek
Gereksiz alışveriş yapmamak adına az para almak, kredi kartını evde bırakmak
İştahınızı arttıran besinlerin olduğu kısımları gezmemek

DAVETLER VE  İŞ YEMEKLERİNDE…

Davetlere çok aç gitmemek, öncesinde düşük kalorili besinler yemek (çorba, süt, yoğurt, meyve, sebze, salata, kraker, ayran vb.)
Mönüde yer alan en sade yiyecekleri tercih etmek
Masada çok çeşit var ise tabağınıza azar azar alıp tadımlık şekilde yemek
Yemeğin yanında tabağa koyulan yüksek kalorili garnitürün (örn. patates kızartması) yerine salata koyulmasını istemek
Salatanıza kendiniz az miktarda yağ koyabilmek için yağsız ve sossuz istemek
Israrla teklif edilen yüksek kalorili yiyecekleri reddetmek
Fazla alkol almamak, sadece eşlik edecek şekilde içmek, ısrar durumunda çok zorda kalırsanız antibiyotik/ilaç aldığınızı söylemek
Akşam gideceğiniz bir davette fazla yiyeceğinizi düşünüyorsanız sabah düşük kalorili besinler yemek (örn. sebze, salata vb.)
Davet sonrası ertesi gün düşük kalorili beslenmek veya spor yapmak
Dar bir elbise giymek
Yemek odaklı düşünmemek
İş yemeklerini mümkünse öğle vaktinde organize etmek

İŞTE…

Güne kahvaltısız kesinlikle başlamamak. En azından evden çıkmadan önce 1 bardak süt içmek veya ufak bir sandviç hazırlamak. 
Öğlen yemeği saatiniz iş yoğunluğu nedeniyle kaçacak ise ara öğün tüketmek. Ara öğün olarak taze veya kuru meyve, tost, ayran, yoğurt, meyveli yoğurt , galeta veya diyet bisküvi türlerini tercih etmek.
Ara öğününüzde tüketeceğiniz besinleri her gün evden getirmek veya en dayanıklı olanları çekmecenizde saklamak(kuru kayısı, erik, kutu süt, diyet bisküvi, galeta vb).
Öğle yemeğinde ana yemeğin yanında garnitür olarak verilen kızarmış patates, püre, pilav, makarna, börek vb. besinlerin yarısını yemek. Mönünüzde varsa mutlaka çorba, zeytinyağlı sebze, salata, yoğurt vb. yardımcı yiyecekleri tüketmek. 
Masanızda sürahi veya su şişesi bulundurmak ve küçük bardaklarla sık sık içmek. Çay ve kahvenin dışında toplamda 6-8 bardak su içmek.
Çekmecelerinizde bisküvi, kek, kurabiye, tatlı, kraker, cips, çikolata bulundurmamak.
Toplantı ortamına müdahale etme imkanınız varsa ikram olarak taze veya kuru meyve, diyet bisküvi, galeta, tuzlu kurabiye önerisinde bulunmak.
Çay ve kahve tüketimini sınırlamak. Yoğunluğunu azaltmak. Bunlarla beraber tükettiğiniz şeker miktarını azaltmak.

HAREKET İÇİN…

Kısa mesafelerde taşıt yerine yürümeyi tercih etmek
Bayanlar için topuklu ayakkabı giyildiyse yedekte yürüyüşe uygun ayakkabı bulundurmak
Asansör yerine merdiven kullanmak
Tempolu yürümek
Üşenmemek, sürekli hareket etmeye hazır olmak
Uzun süren yürüyüşler yapmak, uzun mesafe yürümek
Bir durak önce inip eve-işe yürümek
Sabah erken kalkmak

Bütün bunlar sadece kilo verme odaklı değil sağlığımızı ve yaşam kalitemizi iyileştirme odaklı yapılırsa kişinin sosyal hayatına uyarlaması daha kolay olacaktır.  Çünkü sadece kilo verme odaklı bir değişim sürecine girildiğinde zaman zaman sıkılmalar ve sabırsızlıklar ortaya çıkabilir. İlk hedef yenilenme ve değişim olmalıdır. Zaten kişi diyet yapmasa bile bu davranış değişiklikleri ile ister istemez yaşantısını daha sağlıklı, bedenini de daha fit bir hale getirecektir. 

Baharın verdiği değişim enerjisini çabuk tüketmemek için marjinal ve çok kilo kaybı vaad eden listeleri ve yöntemleri uygulamamak gerekir. Uzun süre sürdüremeyeceğiniz bir yaşam tarzı içine girmek çözüm sağlamayacağı gibi bir süre sonra bıkkınlık ve başarısızlıkla sonuçlanabilir.

Kilo kaybı ve hafifleme her dönem gündemde olan bir konudur ama özellikle mevsim geçişlerinde vücudumuzu temizleme ve arındırma amacıyla detoks yapma yani toksinleri uzaklaştırma yöntemlerini tercih etmek daha faydalı olacaktır. Hem bağışıklık sisteminin güçlenmesi hem de arınma anlamında fazla kiloları vermek ve detoks uygulamak en doğru tercihtir.


PEKİ İYİ BİR DETOKS VE SAĞLIKLI BİR DEĞİŞİM İÇİN NELER YAPMAMIZ  GEREKİR?

Yağı  tüketiminizi azaltın.
Günlük yağ tüketimi diyetinizin toplam kalorisinin  %20-30’u arasında olmalıdır. Doymuş yağdan(tereyağı, margarinler, işlenmiş yağlar) kaçınarak büyük oranda doymamış yağ(zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı, fındık yağı, soya yağı, kanola yağı)   tüketmeye çalışınız.

Her gün 4-5 ya da daha fazla porsiyon sebze ve meyve yiyin.
Her gün değişik meyve ve sebzelerden 5 veya daha fazla porsiyonda tüketmeye çalışınız. Çeşitlilikten emin olmak için gruplandırmadan yararlanınız.
Narenciye ürünleri(portakal, mandalina, limon, greyfurt vb.)
Minik taneli, kırmızı renkli meyveler(siyah üzüm, karadut, yaban mersini, acai üzümü, böğürtlen, çilek, kırmızı erik, kiraz, vişne, karpuz vb.)
Sarı ve turuncu renkli meyveler(kayısı, şeftali, armut, kavun, muz, mango, elma vb.)
Yeşil ve koyu yeşil yapraklı sebzeler(ıspanak, pazı, yeşil biber, maydonoz, roka, tere, marul, kıvırcık, salatalık, fesleğen vb.)
Sarı, turuncu, kırmızı sebzeler(havuç, kabak, balkabağı, turuncu biber, kırmızı biber, domates vb.)

Haftada en az 2 kez domates ve domates ürünleri (salça, kurutulmuş domates vb) tüketin.

Tahıllar, baklagiller ve kök sebzeleri günde 6-7 kez veya daha fazla tüketin.
Bu besinlerİ her öğünde 1-2 porsiyon tüketmeye çalışın.
Tam buğday ve ürünleri(ekmek, makarna, bulgur), kepekli pirinç, yulaf, çavdar, arpa, kara buğday
Kuru fasulye, nohut, mercimek türleri, barbunya ,soya fasulyesi, iç bakla, Meksika fasulyesi
Patates, havuç, pancar, kereviz, enginar kalbi, turp, yer elması

Lif tüketiminizi günde 25-35 g arasında tutun.
Sebzeler, meyveler, tam tahıllar, kurubaklagiller, yağlı tohumlar sindirim sistemimizi kansere neden olan maddelerden uzak tutan harika besin kaynaklarıdır. 

Soya ürünleri tüketin.

Günde 2-3 fincan siyah ve/veya yeşil çay için.

Sarımsak ve soğan tüketiminizi arttırın.

Haftada 2-3 kez balık tüketin.

Günde en az 2 kez düşük yağlı süt ve süt ürünleri tüketin.

Vücudunuza su verin.
İçilen sıvı miktarı arttıkça vücuttan toksinlerin ve kanserojen maddelerin daha hızlı atıldığına inanılmaktadır. 

Kansere neden olan besin maddelerinden kaçının veya sınırlayın.
Nitrit ve nitrat içeren, tuzlanmış, tütsülenmiş etler(sucuk, salam, sosis, pastırma vb.)
Yanmış yiyecekler
Paketlenmiş, kimyasal ve koruyucu madde içeren işlenmiş hazır yiyecekler
Fazla alkol tüketimi

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Not: Evet biraz fazla uzun oldu ama oldukça faydalı bilgiler içeriyor değil mi? O zaman sen de sevdiklerinle paylaşabilirsin ;)


Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 

18 Nisan 2016 Pazartesi

Geleneksel Pazartesi diyet moduna hoşgeldiniz :) 

Haftasonu bol kalorili beslenen bir diyetisyen olarak güne aynı diyet yapanların modunda başladım. Haftasonu çok yediğim, çok içtiğim, tüm bunları umursamadığım ve anın tadının gözünü çıkardığım için çok pişmanım ve acil olarak kendime bir çekidüzen vermeliyim… Herkese sağlıklı sağlıklı bol bol kilo verdirip onları mutlu ederken son 3 yıldır (yani doğumdan sonra) şu 3 kiloyu veremedim ya yuh bana! 3 kg size az gibi gelebilir ama bazı şeylerin önüne geçmezseniz siz ona hakim olacağınıza o sizi esir alır. Kaç aydır kendime bu sözleri verip verip bozduğum için ayrıca mutsuzum ama beni bilirsiniz fazla pozitifimdir ve pes etmem :)
İnci ve Berra ile Antalya kaçamağı

Aslında geçen hafta arkadaşımın düğünü için Antalya'ya gittiğimden beri yediklerim çok saptı. Ama çok güzel bir 3 gün geçirdim :) Sanırım ilerde Antalya'ya taşınabiliriz. Ne zaman oraya gitsem İstanbul'daki hayatımızı bir sorguluyorum. Neyse bu ayrı bir konu…

Tüm yediklerimi anlatırsam belki benden soğursunuz falan neme lazım en iyisi ben bugün yediklerimden başlayayım…

Bu sabah kahvaltı yapmadım. Sadece 1 bardak süt içtim. Çünkü gece sucuk-ekmek yemiştim

Ofise gelince 1 fincan espresso içtim.

Öğle yemeği için eve gidecektim ama acil bir işim çıktığı için Brandium AVM'ye gittim. Anneler günü için İnci okulda bana tişört boyayacakmış, böyle bir etkinlik yapacaklarmış (sürpriz:) Acilen De Facto'dan 11 TL 'ye düz beyaz v yakalı bir tişört aldım. Çok da güzel bir tişört bence, lazımsa alın tavsiye ederim :)


Öğlen hafif besleneyim diye gayretli bir kararla mozarella peyniri ve domatesten oluşan bir tabak sipariş verdim ama dikkat etmediğim bir ayrıntı varmış ki meğerse pesto sosluymuş, yani çok yağlıymış! Neyse, yağlardan kaça kaça tabağımdakileri yedim. Ama peynir fazla geldi, 2-3 dilimi kaldı. Hiç ekmek yemedim ama eşimin tabağında bıraktığı mantılardan biraz tırtıkladım. Sanırım 1 dilim ekmek kalorisini aşmamışımdır. Ama mozarellam çok yağlıydı. Bu siparişimden pişman oldum :(

Ofise dönünce önce 1 fincan Türk kahvesi içtim, sonra da 1 fincan Doğadan ananaslı-acaili yeşil çay içtim.


Dün yemek yaptığım için akşam yemeğim hazırdı. İnci ve eşim kıymalı biber dolmasından yedi ama ben etsiz kıymasız, zeytinyağlı bir kabak yemeği yedim. Yanında 1 küçük kase yoğurt ve 1 dilim de ekmek vardı.



İncimin mini orkidesi :)
Yemekten sonra 1 fincan daha kahve içtim.

Henüz başka birşey yemedim ama biraz şekerim düştü. Sanırım birazdan meyve yiyebilirim ama vaktim kalırsa (şu an saat 23.00)

Bugün bu kadar katı olmak zorundaydım çünkü cezamı çekmem gerekiyordu. Acımadım kendime :)

Gece yatmadan önce çok şekerim düştüğü için 1 küçük kutu muzlu süt içtim, şekerimi yükseltmeyince 9 tane de küçük çilek yedim.



Diyetisyen Serap Orak Tufan 

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

Kampüste Beslenme Tüyoları



KAMPÜSTE BESLENME TÜYOLARI

Üniversite hayatında beslenme şekli, öğrencinin sahip olduğu şartların ne derece değiştiği ile çok ilgilidir. Özellikle aile ortamından uzaklaşan ve genel beslenme alışkanlıklarını sürdüremeyen öğrenci fast food ve tek tip beslenme modellerine geçebilir.

Öğrencilikte ders başarısında ve sosyal yaşam kalitesinde azalma olmaması için protein ve karbonhidrat dengesinin çok iyi sağlanması gerekir. Bunun için:

Güne kahvaltısız başlamamak gerekir. Kahvaltıda peynir, yumurta, süt gibi proteinli besinlerin tüketimi daha tok kalmayı ve metabolizmanın daha iyi çalışmasını sağlar. O nedenle tek başına simit, poğaça yemek yerine yanında bir protein kaynağı olmalıdır.

Ders aralarında çikolata ve şekerli besinler atıştırmak yerine sağlıklı bir ara öğün olarak hem vitamin hem de posa kaynağı kuru veya taze meyveleri tercih etmek ve çantada yanında bulundurmak faydalıdır.

Fast food beslenmek yerine kampüste günlük tencere yemeği çıkan tabldot menüleri olan restoranları ve yemekhaneleri tercih etmek daha sağlıklıdır. Eğer bu imkanlar da yoksa mümkünse ızgara ve fırında pişmiş yemekler tercih edilmelidir. Yağda kızartılmış besinler ve hamur işleri tüketim sıklığı azaltılmalıdır.

Özellikle düzensiz beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan kabızlık sorununu engellemek için  sebze, meyve, salata, yoğurt, ayran tüketimine önem vermek gerekir.

Bol bol su içmek sıvı dengesini sağlayacağı için meşrubat ve asitli-şekerli içecek tüketimini azaltmaya yardımcı olur.

Kampüste düzenli yürüyüşler yapıp hareketli olmak alınan fazla kalorileri harcamak için faydalıdır.


Hazırlayan: Diyetisyen Serap Orak Tufan

Not: Yukarıdaki yazım Hürriyet'in Kampüs ekinde yayınlanmıştır (2012)

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 

6 Nisan 2016 Çarşamba

Yazmıyorum diye kimbilir kaç kişi bana kızıyorsunuz biliyorum ama beni, benden olan anlar diyeyim :) Asistan yok, bakıcı yok, iş çok, çocuk yemez-uyumazgillerden, memlekette şehit çok, bombasız tecavüzsüz gün geçmez… Söyleyin bana ben hangi ara zaman bulayım, hadi zamanı buldum diyelim hangi moralle yediğimi içtiğimi paylaşayım? Öyle bir ay geçti ki, anlatılmaz yaşanır kıvamında. Neyse bir yerden anlatmaya başlayayım…

Öncelikle İnci'nin anaokul hikayesinden başlamak istiyorum. İnci okulunu ve öğretmenlerini çok seviyor. Maşallah çok güzel uyum sağladı. Birkaç kez "bugün okula gitmicem" dese de hiç öyle tutturup ağlamadı. Okula varıp öğretmenini görünce arkasına bile bakmıyor diyebilirim. Hatta ilk gün eve gelmek istemedi :) Bütün gün kendi yaş grubu arkadaşlarıyla, eğitmenler eşliğinde oynuyor, resim yapıyor, aktiviteler yapıyor ve çok eğleniyor. Uyku saati de var. Kahvaltısını evde yedirip saat 10.00'da okula bırakıp ben de işe geliyorum. Öğle yemekleri konusunda biraz sıkıntımız var çünkü İnci'nin iştahsız ve yemek seçer özelliği devam ediyor. İkindide ufak kurabiye, poğaça öğünü ile kendini kurtarıyor :) Başlarda okulla ilgili endişelerim vardı çünkü çocuk için ev dışı sorun olur mu olmaz mı bilmiyordum ama meğerse artık 2,5 yaşını geçen bir çocuk için anaokulu harika bir olaymış! :) Siz de verin, kurtulun :) Geçen sene biraz erkendi ama 2,5 yaş sonrası evde bakıcıya hiç gerek yokmuş onu anlamış olduk. İnci zaten sosyal bir çocuk olduğu için çabuk uyum sağladı ama herkes için aynısı olmayabilir. Okula başlayınca erken uyur sanıyordum ama yine gece yarılarına kadar uyumuyor. Dün 22.40'da uyuduğunda "erken uyudu vay be"diyoruz.

Gelelim işlere… İşler yoğun çok şükür, iyi ki öyle çünkü eşim hala bir işe yazılamadı (bu da Berra'nın tabiri :) Görüşmeleri devam ediyor. Bir gelişme olunca yazarım. Ben en yoğun sezonuma girdiğim için bahar yorgunluğu ile birleşince zaman zaman tükeniyorum. Annemler Mart'ın ilk haftası Antalya'ya döndüler. Yani ev temizliği işi hariç tüm işler bana kaldı. Ne pişirsem ve hatta ne zaman pişirsem derdi başladı! Son zamanlarda biraz pratik ve hamur işi ağırlıklı beslendiğimiz için şu vermek istediğim 3 kiloyu yine veremedim :( Bir de Mart ayında alkolü biraz kaçırdım, yani çok içmedim ama biraz sık içtim diyebilirim. Ama kilo almadım tabi.

Gelelim stres konusuna… Bu ülkede kafayı yemeden yaşamayı başarabilmek için bana tek bir antidepresan yetmiyor birşeyler daha yapmak lazım. Ben de örgüye başladım. Yeni hobim tığ ve yün iplik ile birşeyler örmek. Çok da severek yapıyorum. Çocukluğumdan beri dikiş, nakış, örgü işlerini çok severim. Hedefim amigurumi bebeklerden örmek ama şimdilik başlangıç seviyesinde takılıyorum.  Artık sizinle ördüklerimi de paylaşırım. Youtube'dan videoları izleyerek örüyorum. Damla Hobi diye bir hesap var, oldukça güzel anlatıyor. Ondan çiçek, gül, yaprak, anahtarlık, kavanoz kapağı vb. şeyler öğrendim :) Tığlarımla, yünlerimle çok mutlu bir diyetisyenim artık :)




Bu arada kendime 3 günlük bir kafa tatili verdim, yarın akşam İnci'yi de alıp kız kıza Antalya'ya gidiyorum. Haftasonu bir lise arkadaşımın düğününe katılacağım (hala ne giysem diye düşünüyorum). Pazartesi öğleden sonra fabrika ayarlarına dönmüş bir şekilde İstanbul'da olacağım. Annem dolabı doldurmuştur şimdi, kilo almadan dönmek tek amacım!

Hemen görsellerimi de ekleyip bu postu yayına koyacağım ki daha fazla kızmayın :) kendinize de iyi bakın :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...