28 Aralık Cuma 2012

Bugün sabah 10.00'da kalktım. İlerde uyuyamayacağım her günün şerefine uyuyorum :) İnşallah müstakbel çocuğum da bana çeker de uykucu olur, sabahın köründe uyanmaz...

Kahvaltımı evde yaptım. Her zamanki gibi kaşarlı bir tost ve yanında süt ile güne başladım. Ek olarak 1 parça ayçöreği de vardı. Çöreğin kakaolu kısmı bitince açık renk hamurunu yemedim, aynı yumurtanın beyazına yaptığım muamele :) dışladım.

10.30
Kaşarlı kepekli tost
1 fincan süt
1 parça ayçöreği (bu aralar canım istedi)

Tabi dün gece yatmadan önce turşu yediğim için sabah gözlerim şişmişti. Bol bol su içiyorum...

Ofise 11.00'de geldim. Bir ara aynı binadaki başka bir arkadaşım uğradı, bana yılbaşı hediyesi olarak en sevdiğim şeylerden birini yani bir fincan almış :) hem de kırmızı! İçinden çıkan ayıcığa ne diyorsunuz ;) Teşekkürler Özlemcim...


Karnım acıkmadı ben de ara öğün yapayım dedim...

13.30
3 tane kuru kayısı ve 4 yarım ceviz




Bugün de randevularım erken bitince önce bankada ufak bir işim vardı onu hallettim, sonra da Palladium'a gitmeye karar verdim. 16.00'ya doğru Palladium'a vardım. İlk iş acıkan karnımı doyurmak oldu. Kaç gündür doğru düzgün sebze yemeği yiyemediğim için sadece sebzeli birşeyler yemek istiyorum. Bu sene henüz kimseye hediye alamadım. Bugünü o işe ayırayım biraz diyordum ama planlarım yine tutmadı. Çünkü saat 17.00 ye doğru Berra'yı babası bana bıraktı. Ondan sonrası yalan oldu yani...

16.00
2 adet kabak dolması (içinin harcı az kabağı çoktu, lezzetli bir yemekti)
2 kaşık kısır
2 minik mercimek köftesi
3 kaşık yoğurtlu semizotu
Brokoliyi yemedim çünkü beğenmedim

Sonra biraz gezdim ama kısa bir süre sonra Berra ile buluşunca gezemedim, çünkü Berra'nın biraz karnı acıkmıştı ve uykusu vardı. Yine Kahve Dünyası'na gittik ve kucağımda uyudu :) Neyseki bir kupa sütünün çoğunu içti, kekinin de yarısını yedi. Bu arada bu kalpli kek çok ağır 2 çatal yiyeyim dedim de içim bayıldı. Çok yağlı...

17.00
1 fincan sütlü Türk Kahvesi
Yanında 2 çatal browni

Berra uyanınca eve döndük. Hemen mutfağa girip yemek hazırlama telaşına düştüm. Kırmızı lahana ve havuç salatası yaptım. Zaten pilav vardı ve buzluktaki son köfte stoğumuzu da bitirdim. Benim canım köfte yemek istemedği için geçen Cumartesi'den kalan sosyete mantımdan 2 parça yedim.


20.30
2 parça bol yoğurtlu sosyete mantısı
Kırmızı lahana ve havuç salatası (sonradan biraz daha kırmızı lahana yedim)

Yemeği geç yiyince uzun süre sindiremedim. Sanırım hamilelik nedeniyle de biraz mide sorunları yaşıyorum.

Saat 22.30 civarında dünkü kadar ananas yedim. Bu akşam da böyle bitti.

Bolca su içiyorum...

Diyetisyen Serap Orak Tufan
28 Aralık Cuma 2012

Hamilelikte 14. hafta

www.pregnancy.com sitesine üyeyim, her hafta bilgi geliyor
Bugün 14. haftamızı resmen doldurduk :) 

Bu hafta başında doktorum Tolga Bey beni arayıp kan sonuçlarımı da bildirdi. Herşey gayet yolunda, Down sendromu riskimiz oldukça düşük çıktı. Ultrasonda görüntülemenin ardından kan sonuçları da iyi çıkınca içim çok rahatladı. Ufaklık sağlıklı maşallah ;)

Hala saçlarımı boyayamadığım için kendimi iyi hissetmediğimden bu Salı günü kendimi Palladium'a atıp alışveriş yaptım. Vücut olarak akibetimin ne olacağını bilemediğim için üstüme başıma giysi alamadım ama hamilelik nedeniyle kendime düz-topuksuz çizmeler aldım (tüm çizmelerim hatta ayakkabılarım topuklu, sadece spor ayakkabılarım düz. Hiç düz ayakkabı giymem). Artık yüksek topuklu giyince belim ağrıyor, galiba anatomim değişiyor. Ben de giysi alamayınca kozmetiğe döktüm paraları :) Zaten aylardır alışveriş yapmıyordum. Acısı fena çıktı :)

Artık bugünden itibaren yediklerimi yazmaya başlıyorum. Özetleyecek bir durum kalmadı :) Göreceksiniz hamileyim diye öyle fazla fazla yemiyorum. Yine her zamanki gibi belki biraz daha özenli, o da olabildiği kadar. Çünkü hala iştahım az, özellikle açken hafif bulantılarım oluyor.

Bu sabah her zamanki gibi kepekli kaşarlı tost yedim. Süt bitmişti o nedenle süt içemedim ama yine her sabah 1 bardak sütümü mutlaka içiyorum. Şu ana kadar sütten hiç tiksinmedim. 2 tane de cherry domates yedim. Son 1 aydır falan sabahları annemin Antalya'dan getirdiği ve kendi yaptığı siyah zeytinden 10 tane yiyordum (Normalde sabah kahvaltımda çalışma günlerimde zeytin yoktur. Sadece Pazar günleri yerdim)Ama o zeytin bitti malesef :( şimdi birşey yiyemiyorum. Her siyah zeytini yemem. Kuru, buruşuk, etsiz olacak :) Yeşil zeytin hep favorimdir.

Kahvaltımı 09.20 civarında yedim. Ondan beri henüz birşey yemedim. Evde yemek olmadığı için öğle yemeğimi dışarıdan sipariş vereceğim. Bu iş benim için artık çok zorlaştı. Ne yesem bilemiyorum :( canım birşey istemiyor...

Bu arada doktorumun tavsiyesi üzerine demir tableti içmeye başladım. Artık demir ve folik asit bir arada tek tablet şeklinde alıyorum. Bir de balık yiyemediğim için omega 3 desteğine başladım. 

12.15
6 adet çiğ badem



Öğle yemeğimi Değirmen'den sipariş verdim. Uzun süredir Değirmen'de kendime uygun yiyecek bulamıyorum. Devamlı pirinç pilavı ve makarna çıkıyor. Artık nadiren pirinç yiyorum. Et yemeklerini de canım istemiyor. Bugün de et yemeği sipariş vermek zorunda kaldım çünkü sebze alternatifi karnıyarıktı. O da yağlı :(


13.20
1 kaseden az şehriye çorbası (çok unluydu aslında yememem lazımdı)
Orman kebabı (bunun yarısını yiyebildim, çok etliydi, aslında lezzetli bir yemekti ama et yemekleri yerken zorlanıyorum)
1 kase cacık
1/2 yuvarlak beyaz ekmek (ofiste kepekli ekmek olmadığı için mecburen yedim, aslında artık beyaz ekmek de yemiyorum. Kepekli rica etmiştim ama sanırım yoğunlukta gözden kaçtı)
Sonuç gayet doydum, yediğimden keyif aldım mı? Hayır, sadece cacık beni mutlu etti.



Saat 15.00 deki randevum gelmeyince ben de boşluğumu değerlendirmek istedim ve hemen kuaföre gittim. Çok uzamış olan saçlarımı artık kestirmek istiyorum. Zaten boyayamadığım için saçıma takmış durumdayım...

16.00
Çok açık şekersiz limonlu çay (çok nadiren çay içiyorum, bunu da mideme iyi gelir diye içtim yoksa canım istemiyordu)

Ofise dönmeden önce aynı binadaki yakın arkadaşım Dilek'in ofisine uğradım. Bana yılbaşı hediyesi olarak bebek için Fenerbahçeli zıbınlar ve benim için de hamile giysisi almış. Karnım büyüyünce giyip fotoğrafını çekerim :)

Ofise gelince 1 tane meyveli yoğurt yiyeyim dedim ama üst üste gelen randevular nedeniyle sadece yarısını yiyebildim. Düşünebiliyor musunuz 17.45-19.30 arası şu iki lokmacık yoğurdu yemeye vaktim olmadı. Tam 1 kaşık alıyorum, kapı çalıyor :)

Evde yemek olmadığı için eşimle bugün dışarıda yemek yiyeceğiz. Uzun zamandır beraber yemek yiyemiyoruz çünkü eve geç geliyor :( Bankacıların kaderi böyle...

Ataşehir'de Ortaköy Doydum'a gidip klasik menümüzden yemeye karar verdik.

20.45
1/2 kase mercimek çorbası (bol limonlu)
1 tane dürüm tantuni (bol limonlu)
1 kutu ayran


Birazdan da şu dilimlenmiş ananasları yiyeceğim...


Ananastan sonra birkaç dilim portakal ve biraz da patlamış mısır yedim. Eşim sağolsun hiç boş durmadan yatana kadar yediği için benim de iştahımı dürtüklüyor. En son yatmadan önce biraz da turşu yedim ve günü nihayet kapattım :)

Saçlarımı kestirdiğimi söylemiştim. Her zamanki gibi kuaförler istediğinden daha kısa kesiyorlar. Bence  çok kısaldı. Bu kadar istememiştim ama napalım. Neyse ki benim saçlarım çabuk uzar...


Diyetisyen Serap Orak Tufan
27 Aralık Perşembe 2012

Hamilelikte 13. hafta

Tamam tamam çok üstüme gelmeyin :) eskisi kadar sık yazmadığım için bana sitem ediyorsunuz, haklısınız da. Ama bu hamilelik hormonları nedeniyle sanki üstüme bir dinozor çöktü, öyle bir ağırlık hissediyorum...

Artık 13 hafta bitti, ilk 3 ayı devirdik, bundan sonra kendimi bu kadar yorgun ve uykulu hissetmeyecekmişim doktorum Tolga Bey öyle söyledi. Eşim de bunu duyduğuna çok sevindi :) Eeee ne de olsa evde eskiden atom karınca gibi çalışkan, hiç oturmayan bir karısı varken, şimdi kendini yılların yorgunu hisseden, hatta emeklilik hayalleri bile kurmaya başlayan, ruhen bir kaplumbağaya dönüşen bir kadınla yaşıyor. Eski halimle kıyaslarsak böyle, yine de çalışan bir kadın olarak ev işlerini çekip çeviren benim.

Biliyorsunuz bu bir beslenme günlüğüydü, kendi yediklerim ve diyet tarzımla büyük oranda örnek olmaya (her zaman sağlıklı yemiyordum) ve yanlış davranışları telafi etmeye yönelik beslenme bilgileri vermeye çalışıyordum. Son dönem hamilelik sürecimi özetlerken beslenme günlüğü formatının dışına çıktım ama yine aynı şekilde yazacağım. Hala özetlerdeyim :)

Geçtiğimiz Çarşamba yani 19 Aralık sabahında 13. hafta kontrolümüz ve ikili testimiz vardı. Testin ilk kısmını başarı ile atlattık. Ense kalınlığımız normaldi, burun kemiğimiz de oluşmuştu (Down sendromunda ultrasonda burun kemiği görünmezmiş). Kan sonucumuz daha çıkmadı. Kesin olmamakla beraber doktorun ilk tahmini bebeğin kız olabileceği şeklindeydi. Bir dahaki kontrolde kesin cevabımızı alırmışız :) Ama hazırlık yapmıyoruz, kendimizi kız bebekmiş gibi şartlamıyoruz...

Anne-bebek fuarında Berra ve ben
Gebelik başlangıcındaki kilom 55 di. İlk 3 ayda sadece 1,5 kg aldım. Bunun da bebek, plesenta, su ve göğüs dokusu olduğunu düşünüyorum :) biraz da belim kalınlaştı. Ama şekerim yükselmesin diye dikkatli beslendiğim için aşırıya kaçan bir durum olmadığı fazla kilo almadım, hala hamile gibi görünmüyorum. Hatta anne-bebek fuarına gittiğimde bu nedenle hiçbir standda benimle kimse ilgilenmedi :) Zaten çoğuna söylemem gerekmiyordu. Ama doğum fotoğrafçılarıyla tanışıp konuştuğum zaman 3 aylık hamile olduğuma çok şaşırdılar :) Hem hamilelikte hem de doğumda bir fotoğrafçıyla çalışmayı düşünüyorum...

Gelelim beslenme durumuma...

Ne kadar çok balık sevdiğimi biliyorsunuz. 3 aydır sadece 2 kez balık yiyebildim çünkü balık yeme fikri midemi bulandırıyor ve bu aralar asla yemek istemiyorum. Bu 3 ayda 2 kez tavuklu bir yemek yedim. Onun dışında sık sık kırmızı et yiyorum. Neyseki ondan uzaklaşmadım. Yerken sıkıntı çekmiyorum. Ama en çok sebze, salata, yoğurt, tahıl ve baklagil yemek istiyorum.

Balık yiyemediğim için omega 3 takviyesi kullanmaya başladım. Kalsiyum alımımda bir sorun yok. Zaten çok sütçü-yoğurtçu bir insanım biliyorsunuz. Süt, yoğurt, kaşar peyniri, ayran, beyaz peynir ile aşk yaşıyorum. İlginç olan normalde pek salatalık yemeyen ben salatalığın ne kadar lezzetli olduğunu keşfettim :) Tuzlayıp tuzlayıp yiyorum :) Bir de her Migrosa gidişimde turşu kısmına uğrayıp turşu alıyorum. Turşucu ile arkadaş olduk nerdeyse :)

Mevsiminde olmayan meyvelerden asla almazdım ama çilek konusunda bir takıntı yaşamaya başladım. Son 2 Migros seferimde çilek almaktan kendimi alamadım. Eve gelip bir güzel yedim :)

Bulgur pilavı
Kepekli ve tam buğday ekmeği yiyorum. Beyaz ekmek yememeye gayret ediyorum. Çünkü kan şekerimi hızlı yükseltiyor. Bu ilk 3 ayda çok nadir pirinç pilavı yedim. Bulgur pilavı tercih ediyorum. Makarnayı da hiç alışkanlığım olmadığı halde kepekli alıyorum. İtiraf etmem gerekirse mantıdan uzak duramıyorum. Canım isterse yiyorum :)

İlk 3 ayda iştahım biraz azaldı. Aşırı olmasa da hafif bir bulantı hali oluyor. O da iştahımı kapatıyor ama  yemek zorunda olduğum için yiyorum. Ayrıca midem boşken bulantı artıyor.  Ara öğünlerde meyve, meyveli yoğurt, badem, ceviz tercih ediyorum. Bir de bazen çubuk kraker.

Aşure
Bir de hamileliğim aşure  ayına rastladığı için kardeşimle aşure yaptık. Çünkü aşure yapıp fotoğrafını facebook, instagram vb sitelere koyan arkadaşlar nedeni ile canım sürekli aşure istedi :) 2 kez komşulardan yedim, 1 kez de Hasan Usta'dan aldım ama onu beğenmedim. Baktım olacak gibi değil, bir Pazar günü kardeşimin evinde aşure yaptık. Bu da bizim aşuremiz :)


Geçenlerde canım nasıl kayısı kıvamında yumurta istedi anlatamam, günlerce yemedim çünkü sonuçta tam pişmiş olmuyor. Ama artık ne kadar baskıladıysam rüyama bile girdi. Rüyamda ekmeğimi banıp yumurta sarısı yiyordum :) O kadar etkisinde kaldım ki sabah ilk iş pişirip yiyecektim ama bir de ne göreyim evde yumurta kalmamış! O gün yumurta hayaliyle geçti, akşam eve gitmeden Migrosa uğrayıp yumurta aldım. Eve gelince ilk iş kendime bir yumurta pişirmek oldu. Yedim ve rahatladım :))

3 aydır 3 kez kahve içmişimdir. Kahve, çay ve bitki çayı içmiyorum. Bol bol su içiyorum. İk ay hamile olduğumu bilmediğimde 2-3 kadeh şarap içmişliğim var ama sonrasında alkol almadım. Şu an bebeğe olumsuz etkisi olabilecek özel zevklerimden uzak kalmayı tercih ediyorum. Zaten canım da çok istemiyor.

Yalnız bu haftasonu biraz fazla hamur işi kaçırdım, hafta içi telafi edeceğim. Cumartesi gecesi canım aniden peynirli ev poğaçası isteyince saat 22.30 da kardeşim kalkıp bana poğaça yaptı, inanmazsınız yatmadan önce tam 5 tane yedim. Ben de Cumartesi öğleden sonra sosyete mantısı yapmıştım. Yemekte de 2 gün boyunca onu yedik o nedenle hamura doydum denilebilir. Bu hafta çok dikkatli besleneceğim...

Peynirli ev poğaçası

Son olarak saçlarımı boyayamadığım için çok mutsuzum, böyle çingene gibi iki renk saçla gezmek özellikle de benim gibi çalışan, insan içine çıkan bir kadın için hiç hoş değil. İlk fırsatta kendi rengime boyayıp bu meseleyi çözmeyi düşünüyorum. Neyseki hiç beyaz saçım yok...

Şimdilik bu kadar özet yeter, yine uzadı. Sanırım 2-3 gün içinde eski formatta yazmaya devam edebilirim. Yorumların hepsine dönüş yapamadığım için çok özür dilerim. Takip etmeye devam ederseniz çok mutlu olacağım (olacağız :)

Sevgilerimle...

Diyetisyen Serap Orak Tufan
23 Aralık Pazar 2012




Hamilelikte 12. hafta

Bir önceki yazımda hamilelik sürecimde ortaya çıkan sağlık sorunlarımı anlatmıştım, şimdi sıra geldi jinekolojik sürecime...

Dün tam olarak 12 haftamızı geride bıraktık, henüz cinsiyetini bilmediğimiz ufaklık, kaynaklara göre şimdi bir küçük yeşil limon (lime) kadar oldu :) Nereden mi biliyorum? Daha önceden de bildiğim ama işimin düşmediği çok güzel bir hamilelik sitesi var. Oraya üye oldum, artık ben araştırmadan her hafta bilgiler mail olarak adresime geliyor. Tavsiye ederim hamile kaldığınızda veya öncesinde bilgilenmek üzere siz de bu siteye göz atın. http://www.pregnancy.com. Ayrıca cep telefonu aplikasyonu bile var :) onu da yükledim.

Hamileliğimi 4. haftasında öğrendiğimde zaten fikren bunu duymaya hazırdım ve de sanki hissetmiştim. Test yaptırdığımda pozitif çıkacağını neredeyse biliyordum. Hislerim çok güçlüdür ;)

3.ve 6. haftalar arası biraz ağrı ve sancı sürecim oldu. Bu normalmiş, bebeğin tutunma evresinde böyle ağrılar oluyormuş. Ama çok da büyütülecek birşey değil. Regl öncesi ağrılara benziyor. Sonra bir anda bu ağrılar kesildi.

Daha önce Levent'te bir jinekoloğa gidiyordum. Ama artık karşıya geçmediğim ve geçemeyeceğim için bana yakın bir doktor bulmaya karar verdim. Çünkü gebelik sırasında kontroller için artık sık sık gitmek gerekecek. Önümüz kış, uzaklara gidemem. Açıkcası fazla düşünmeye gerek de kalmadı. Zaten çok iyi bir doktor tanıyordum. Ona gitmeye karar verdim. Doktorumun eşiyle daha önce aynı klinikte çalıştığım için arada bir tanıdıklık olması da iyi bir his oluşturdu.

İlk doktor kontrolümüz 6. haftada oldu. Daha ilk kontrolde kalp atışını duyduk ama bebek şeklen hiçbir şeye benzemiyordu. Yuvarlak bir kesecik şeklindeydi. Sonraki kontrolümüz 8. haftada oldu. Bu sefer bir öncekine göre daha büyüktü, yine insana benzemeyen bir şekildeydi. Kalp atışını duymak heyecan verici bir duygu oluyor, yoksa bebek demeye bin şahit ister :) 10. hafta kontrolüne eşim olmadan, bir arkadaşımla gittim. Bu sefer artık minyatür bir bebek görüntüsü vardı :) Hatta bacaklarıyla esneme hareketi yapınca çok heyecanlandım diyebilirim. Eşim bu anı kaçırdı ama ultrason fotoğrafı var. Ufaklığın kendisini hala hissedemediğim için hamileymişim gibi gelmiyor. Sanırım biraz karnım büyüdüğünde kendimi hamile hissetmeye başlayacağım :) 

Doç. Dr. Tolga Ergin
Jinekoloğumun adı Doç Dr. Tolga Ergin. Belki aranızda ona gidenler vardır. Her an bekleme odasında karşılaşabiliriz :) Oldukça ilgili ve nazik biri. Doktorumuzu seviyoruz:) Tolga Bey'in Fenerbahçeli olması eşimi ayrıca mutlu eden bir konu :) sonuçta karnımda yavru bir kanarya taşıyorum (kendim bir dişi kartal olsam da :) Doktorumla ilgili ayrıntılı bilgi isterseniz bu linke tıklamanız yeterli. Bağdat Caddesi'nde Divan'ı biraz geçince ortaklarıyla beraber kurdukları Femical isimli bir klinikte çalışıyor. Yakında beraber çekilmiş fotoğraflarımızı da eklerim heralde :)

Şu ana kadar bebeğin gelişimi ve hamileliğin seyri maşallah oldukça sağlıklı devam ediyor. 1 kere bile kusmadım :) Öyle sürekli midem bulanmadı. Bazen akşamları biraz mide bulantım oluyor ama o da baş edilebilir düzeyde (herkesin sabah olur benim ki tam tersi). Düşünce gücümle bunu yendiğimi düşünüyorum, çünkü eğer hamile kalırsam asla bulantı ve kusma sorunu yaşamayacağım diye kendimi şartladım :) Ben buna inanıyorum. Son kontrolümde gebelik başlangıcından beri 1 kg almış görünüyordum. Bakalım haftaya durum ne olacak? Fazla kilo aldığımı düşünmüyorum ama bel çevrem biraz kalınlaştı sanki. Hala günlük giysilerimi oldukça rahat giyebiliyorum. Son 1 aydır uyku konusunda sıkıntı yaşamaya başladım. Sanki uykuyu az seven biriydim de :) Akşamları 23.00'ü zor ediyorum. Haftasonları da kanepeyle aramda güzel bir aşk var diyebilirim. Bu durumun ilerlemesinden korkuyorum...

19 Aralık'ta 2'li testimiz var. Bebeğin sağlık durumu ile ilgili ayrıntılı bir görüntüleme yapılacak. Bu kontrolümüz 13. haftamıza rastlayacak. Şimdiden bebeği görmek için heyecanlanıyorum, umarım sağlıklıdır...

Bu haftasonu İstanbul'da (hatta bugünden başladı) bir anne-bebek fuarı var. Bu linkten fuarla ilgili bilgi edinebilirsiniz. Giriş için davetiye bile kazandım :) Bir arkadaşımın anne-bebek ürünleri satan bir e-ticaret sitesi var (www.tuniko.com). Onun bloguna (Hülyanın Tunası) yorum yaparak sayesinde giriş davetiyem oldu. Çok teşekkür ediyorum :) Ben de yarın iş çıkışı fuara gideceğim. Yavaş yavaş konuya girmeye başlasam iyi olur. Öğreneceğim çok şey var :) Güzel fotoğraflarla dolu bir yazı hazırlarım artık...

Bir sonraki yazımda beslenme durumumla ilgili bilgi vereceğim ve sonrasında yine her gün bir beslenme günlüğü tutacağım. Takipte ve mutlu kalın ;)

Diyetisyen Serap Orak Tufan
14.12.2012

Hamilelikte ilk 11 haftam nasıl geçti?

Sevgili blog okuru dostlarım,

Öncelikle bir önceki yazıma yapmış olduğunuz yorumlardan dolayı ne kadar mutlu oldum anlatamam. Çok ama çok teşekkür ediyorum. Hem bu kadar içten olmanız, hem de takibi bırakmamanız beni çok sevindirdi. Hamilelik sevincimize ortak olduğunuz ve tüm iyi dilekleriniz/hayır dualarınız için eşim ve ufaklık adına da çok teşekkür ediyorum :) içi geçmiş bir hamile için çok motive edici mesajlardı, iyi ki varsınız...

Bu Perşembe 12 haftamız dolacak. Şimdi size ilk 11 hafta nasıl geçti ondan bahsedeyim...

Hamile olduğumu 4 haftalıkken tesadüfen yaptırdığım kan testinde öğrendim. Hamile kalmaya niyetlenince önce mini bir kan tahlili yaptırayım diye düşünüp Ataşehir'deki Kadıköy Şifa Hastanesi'ne bir dahiliye doktoruna gittim (Arzu Hanım). Madem gebelik gibi bir plan var o zaman bazı ek testler de yapalım deyince listeye TSH, ferritin, B12 gibi kalemleri de ekledik. Ben de hamile olma olasılığım var deyince Beta HCG testini de yapalım dedik. Henüz idrarda olmasa bile kanda hamileliğin kesin çıktığı bir test bu. Sonra heyecanla beklemeye başladım...

Test sonuçları öğleden sonra çıktı, hatta heyecanlı haberi beklediğim için normalde prosedürde olmadığı halde doktor bizzat arayıp haber verdi. Sonuçlara göre tam 4 haftalık hamileydim! ve bunu hissetmiştim :) Yaşadığım sersemlik hissini daha önce bu haberi alanlar anlamıştır belki, tabi ki istenen bir gebelik olduğu için çok sevindim ama asıl hissim tam olarak sersemlikti.

Asıl beklemediğim şey işe TSH değerimin yüksek çıkması (7,53) oldu. Yani meğerse Hipotroid hastasıymışım ve haberim yokmuş! Yani metabolizmam yavaş çalışıyormuş. Ama ben sürekli dikkatli beslenen biri olduğum için kilo almamışım. Doktor da buna şaşırdı zaten...

Sonuç olarak yüksek TSH dünyanın sonu değil, çoğu insanda varolan bir sorun zaten ama beni mutsuz eden kısmı şu oldu TSH yüksekken hamilelikte düşük riski var. Ayrıca hemen iyot tedavisine geçilmezse ve bu durum ilerlerse bebekte zeka geriliği bile ortaya çıkabiliyor. O nedenle benim tavsiyem eğer hamile kalmayı düşünüyorsanız öncelikle TSH, T3 VE T4 düzeylerinize baktırın. Hemen ilaç tedavisine başladık, o günden beri her sabah aç karnına troid ilacımı içiyorum. Bu hafta TSH'ım 2,23'e yani normal değere ulaştı nihayet...

Sonra araya bayram tatili girdi ve sonrasında bir endokrinoloğa gitmeye karar verdim. Bu nedenle pek çok danışanımdan duyduğum ve güvendiğim ayrıca benim de tavsiye ettiğim Prof. Dr. Metin Özata'ya gitmeye karar verdim. İyi ki de gitmişim. Ondan sonra süreç değişti...

Metin Hoca muayenesinden sonra ileri tetkikler yaptırmamı istedi. Çünkü teşhisimi tam olarak koyamazsak uygulanan tedavi eksik kalacaktı. Ona gittiğimde 7 haftalık hamileydim. Hamilelik olması kaygılarımı arttırdığı için ayrıntılı testler yapılması fikri beni rahatlattı. Testleri hemen yaptırdım. Sonuçta THS biraz düşmüştü(5,4) ama malesef hala riskliydi. O nedenle hocam ilacın dozunu 2 katına çıkartmamı söyledi. Haşimato değildim ama 1-2 tane nodülüm vardı. Ayrıca bir de ne görelim 1. saat ve 2. saat tokluk şekerim sınırları zorluyor :( Yani diyabet eğilimim var...

Kan şekerime bakma ekipmanım
Üstelik şişman değilim, sağlıklı besleniyorum ve tatlı sevmem, az yerim ona rağmen ailesel nedenlerden dolayı fena halde şeker eğilimim var. Metin Hoca bunu riskli buldu çünkü hamileliğin ilerleyen aylarında insülin kullanmam gerekebilirmiş. Benim gibi zayıf ve sağlıklı beslenen birinde böyle yükselmesi her ikimiz de şaşırttı. İlk önlem takip etmek, 14 Kasım'dan beri günde 3-4 kez parmak ucumdan kan alarak şekerimi kontrol ediyordum. Parmaklarım süzgece döndü...

7 Aralık Cuma'dan beri bakmıyorum ama son 3 haftada gördüm ki birazcık porsiyonu kaçırsam veya glisemik indeksi yüksek birşey yesem vücudum şekerimi zar zor kontrol ediyor, hatta bazen edemiyor. Bunun anlamı hamilelik boyunca diyet yapmam gerekecek, işin ucunu bırakmak artık bana yasak...

Bu konuyla (glisemik indeks) ilgili ayrıntılı bilgi vereceğim ama şimdilik süreci anlatayım...

Prof. Dr. Metin Özata'ya giderek gerçekten süreci çok doğru yönettiğimi düşünüyorum. Hatta 3 hafta bekleyerek geç bile kaldım aslında. Hocam mizacı gereği çok konuşkan değil hatta size sert gibi görünebilir ama teşhis konusunda çok başarılı. Eğer bir hormon sorununuz varsa ve iyi bir endokrinolog tavsiyesi isterseniz Metin Hoca'ya gidebilirsiniz. Koşuyolu'nda Ceviz Ağacı'nın karşısında muayenehanesi var.

Sonuç olarak şu an tüm hamileliği boyunca diyet şeklinde beslenmesi, aşırılıklara kaçmaması gereken ve troidi kontrol altına alınmış 11 haftalık hamile bir diyetisyenim :)

Bu arada hamile kalmadan 2 ay önce Folik asit desteği kullanmaya başlamıştım, eğer planlı bir gebelik düşünüyorsanız 1-2 ay önceden kullanmaya başlamanız faydalı olur.

Bu yazı uzadığı için noktalıyorum ama bir sonraki yazımda hamilelik duygularımı, nasıl hissettiğimi, hayatımda nelerin değiştiğini, jinekoloğum kim olduğunu ve sürecin nasıl gittiğini yazacağım.

Sağlıkla ve mutlu kalın, en önemlisi bu hayatta...

Diyetisyen Serap Orak Tufan
10 Aralık 2012

Hamileyim! :)

Sevgili blog okuru dostlarım, arkadaşlarım

Uzun süredir yazmaya ara verdiğim blogumda, artık daha fazla dayanamayarak yeni dönem başlangıç yazımı yayınlıyorum. Başlıkta da okuduğunuz üzere hamileyim ve bugün tam 11 haftamızı doldurduk :) kısmetse kaldı 31 hafta...

Beni artık çok iyi tanıyorsunuz, içi dışı bir, paylaşmayı seven, pozitif bir insanım. Her ne kadar "3 ayını doldurmadan kimseye söyleme" şeklinde bir toplumsal baskı görsem de artık dayanamıyorum. Yalan yanlış, gizli saklı yazmaktansa bir süre ara vermeyi tercih ettim. Ama artık yazılarıma devam edeceğim...

Nihayet ben de kariyer nereye kadar? önce ailemiz moduna girip cesaretimi topladım. Eşim zaten 3 yıldır baba olmak için yanıp tutuşuyordu, 5 yıllık evliyiz artık onu oyalamamaya karar verdim (ama anne olmaya hazır mıyım? yooo hala hazır değilim o ayrı mesele :)

Artık tahmin edersiniz ki hayatım diyet blogu, Bir Diyetisyenin Beslenme Günlüğü başlığından sonra Hamile Bir Diyetisyenin Beslenme Günlüğü başlığına terfi etti :)

Hamile olduğumu 4 haftalıkken öğrendim. Bu süreçten sonra yaşadıklarımı diğer yazılarımda yazacağım, ama şimdilik daha fazla bekletmeden bir açıklama yapayım dedim. Sanırım beni uzun süredir takip edenler anlamışlardır ;)

Artık hamile olan/doğum yapan danışanlarımı daha iyi anlayabileceğim için çok mutluyum. Her ne kadar teorik bilgim olsa da deneyim etmek ayrı birşey. Yani bundan sonraki süreç hem kişisel hem de mesleki anlamda hayatımda çok önemli bir yere sahip olacak.

Sanırım blogu takip eden pek çok okur için de aynı şey geçerli. Herkesin faydalanacağı konular olacağına eminim.

Merak edenler için henüz cinsiyeti belli değil :)

Sonraki yazımda tüm doktor maceralarımı anlatacağım. Takipte kalın...

Sevgiler :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

06.12.2012


Çoook yakında!

Merhabalar,

Uzun zamandır blogumu ve sizleri ihmal ettim biliyorsunuz ama çok geçerli nedenlerim vardı, hepsini açıklayacağım ve birkaç gün içinde yeniden yazmaya başlayacağım...

Eğer blogun sağ üst köşesindeki e mail yoluyla abone olma kısmına giriş yaparsanız, yeni yazımı yazar yazmaz haberini alacaksınız :) 

En kısa zamanda görüşmek üzere...

Diyetisyen Serap Orak Tufan
04.12.2012

Not

Merhabalar,
Bir süredir yazmadığımın farkındayım ama devam edeceğim. Şu an bazı ufak tefek sağlık sorunlarımdan dolayı koşturmacalarım ve stresim var bu nedenle blog yazmaya odaklanamıyorum. En kısa zamanda yazmaya devam edeceğim. Merak edenlere takipte kalmalarını tavsiye ederim, çok yakında günlük devam edecek....

Diyetisyen Serap Orak Tufan

4 Kasım Pazar 2012

Çocuklu aileler tatil günleri de dahil olmak üzere hep erken kalkar biliyorsunuz. Bu nedenle Semralar da erken kalkıyor. Pazar sabahları Berra ve eniştem Okay kahvaltıyı hazırlayıp bizi çağırıyor. Ne mutlu bize. İyi ki evlerimiz yakın :)

11.00
4 iri yeşil zeytin + 3 minik siyah zeytin
1/2 yumurta beyazı +1 tam sarısı
1 dilim sucuk (2. dilimi yemedim)
1 dilim kadar beyaz peynir 
1 dilim tulum peyniri
1/2 simit
Domates, salatalık
1 bardak çay

Eğer masada oturuyorsam ve zaman kısıtlamam yoksa çok yavaş yemek yerim. Ama acelem varsa çok hızlı.

Kahvaltıdan sonra bir yandan Berra ile oyun oynayarak bir yandan da film izledik. Semra da bize güzel bir meyve atıştırma tabağı hazırladı.

13.30
2 adet mandalina
2-3 minik dilim havuç (Berra çok seviyor, çocuklara böyle atıştırmalıklar hazırlamak lazım, çikolata falan da yiyor o ayrı tabi)


Sonra eve döndük. Eşim spora gitti ben de mutfağa girdim. Hafta içine yemek üzere karnıbahar yemeği,  ekşili köfte ve bugün için kısır yaptım. Akşam yemeği için de Semralar bize gelecek. O da zeytinyağlı biber dolması yaptı paylaştık :)

Kısır yaparken 6 adet badem yedim.

17.00
1 büyük tabak dolusu bolca kısır (bunun 2 katına yakın yedim diyebilirim, kaşık hesabı falan yapmadım artık, kısırı bol yapmışım hafta içi de yeriz)
Turşu (malesef annem çok tuzlu yapmış)
1 bardak ayran

Bu kadar kısırı yiyip şiştikten sonra yatana kadar başka birşey yiyemedim çünkü çok yediğim için sindiremedim ve acıkmadım. Yatmadan önce 1 bardak süt içtim, 1 tane de kuru incir yediğimi hatırlıyorum.

Bol tuzlu turşu yediğim için bol bol da su içtim.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

3 Kasım Cumartesi 2012

Bu sabah arka arkaya randevularım olduğu için kahvaltımı evde hazırladım ve yedim. Şu meşhur beyaz ekmeğin köşesiyle yaptığım kaşarlı tostum ve yanında 1 bardak süt ile bir Cumartesi gününü açmış bulunuyorum...

Artık size fenalık gelmesin diye bunun fotoğrafını çekmedim. Sonra blogdaki ilk görsel kare olarak hep tost/kahve veya tost/süt oluyor. Bütün blog aynı şeylerden oluşmuş gibi bir izlenim veriyor. Şimdilik ikinci fotoğrafı gösterme tekniğini bilmiyorum, belki de öyle bir teknik yoktur. Zaten sadece yazıyorum, blog oluşturma konusunda fazla teknik bilgiye sahip değilim. Düşe kalka öğreniyorum. Blog yazma konusundaki en büyük danışmanım Hafif Tarif sitesinin sahibi Gülfem, iyi ki varsın :) Birşey aklıma geldiğinde ilk ona soruyorum. Sağolsun her zaman büyük bir nezaket ve samimiyetle cevaplıyor. Harika bir blogu var, belki siz de takip ediyorsunuzdur....

Annesinin işi olduğu için yine 10.30'da Berra yanıma geldi. O da artık ofise iyice alıştı :) Bekleme odasını kendi odası yapıyor. Çantasında getirdiği herşeyi odanın dört bir yanına dağıtıyor. Teyzesinin kuzusu en önemli mesai arkadaşım oldu :)

Bugün bir danışanım bana 1 paket kakaolu kalp bisküvi getirmiş. Barilla'nın böyle bir bisküvisi olduğunu biliyor muydunuz? Ben yeni öğrendim. Artık sütümün, çayımın yanında 1-2 tane yerim ara öğün olarak. Berra'ya da verdim, kendim de 1 tane yedim.

Sonra gelirken Semra'nın getirdiği tuzlu simitten de 1 tane yedim. Hani kandil simitlerinin susamsız olanları vardır ya onlardan işte. Haa bir de 1 adet muz yedim.

İş çıkışı eşimin kız kardeşine uğrayıp ufak bir ev gezmesi (Aslı kuşumuz uyuyordu, o da 8 aylık oldu maşallah) yaptıktan sonra ben Berra ile eve geldim, eşim de Semra ile pazara gitti. Yarın bir sürü yemek yapmaya karar verdim, malzeme lazım. Öbür türlü dışarıda yeniyor devamlı. Bu da beni mutsuz ediyor. En güzeli ev yemeği...

Berra acıkmıştır diye ona hemen bol salçalı bir tarhana çorbası yaptım (hazır değil annem yapmıştı). Ama meğerse benim canım istiyomuş, maşallah tam 4 kepçe yedim. Biraz da yoğun kıvamlıydı. Ama ekmek yemedim.

Tarhana çorbası
Bu akşam bir arkadaşımızın ve eşimin geçmiş doğumgünü nedeniyle toplanıp bir yemek yiyeceğiz. Mekanımız yine Ataşehir'de (herkes burada çünkü, hatta üçümüzün ofisi de aynı binada :) Wood Cafe'ye gideceğiz.

Gitmeden önce çok acıktığım için evde 4-5 kaşık zeytinyağlı taze fasulye yedim. Ekmek yemedim. Çünkü akşam makarna yemeye karar verdim.

20.30
1 porsiyon üstü bol peynirli, domates soslu ve biftekli fettuccine (oldukça büyük bir porsiyon, zaten sonrasında çok fazla hazımsızlık sorunu çektim. Ama çok lezzetliydi)



Yemekten sonra Ataşehir'de bir nargile cafeye gittik orada da sadece 1 bardak soda içtim. O kadar şiştim ki başka birşey yiyip içecek yerim yoktu.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

2 Kasım Cuma 2012

Bu sabah erkenden kalkıp hazırlandım, Bağdat Caddesi'de bir doktor randevum vardı. Hazır sabah sabah aç karnına buralara kadar gelmişken arkadaşıma kahvaltıya gideyim diye düşündüm, o da sağolsun iyi fikir dedi. Bu vesileyle görüşmüş de olduk...

Muayenehanede 2 tane küçük ayçekirdekli galeta yedim ve su içtim.

Arkadaşım da çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı. Tatlı olarak da 3 aylık küçük kızı vardı onu yedim :)





10.30
1 büyük bardak portakal suyu
1 dilim dil peyniri ve biraz da beyaz peynir
Domates, salatalık (daha fazla yedim)
1/2 dilim peynirli su böreği
1/4 simit (şimdi unuttum ama belki biraz daha simit yemişimdir hatırlayamıyorum)

Bu da kahvaltı manzaramız...


Kahvaltıdan sonra biraz daha sohbet ettik sonra ofisime döndüm. 12.30 ve sonrasında biraz yoğunum...
Sonra bir arkadaşım ofisime geldi, gelirken Komşufırın'dan kek ve börek almış. Bu da şansıma öğle yemeğim olacak artık. Kısmette börek çörekli bir gün varmış :)

14.30
1 fincan süt ile yapılmış hazır kahve (bugün süt içememiştim)
1 dilim kıymalı börek
1 dilim kek
1 adet elmalı kurabiye


Ofisten 19.00 sonrasında ayrıldım. Dün akşam hızlı bir şekilde yemek yaptığım için bu akşamın yemeği hazır. Canım sebze yemek istiyor. Yanına da makarna yaptım. Çooook acıktım, bugün arada meyve de yiyemedim.

20.00
6-7 kaşık zeytinyağlı taze fasulye
6-7 kaşık makarna 
2-3 kaşık yoğurt
Biraz lahana turşusu

Makarna yediğim için ekmek yemedim.

Yemekten sonra başka birşey yemedim çünkü yediklerimi zor sindirdim.

Bolca su içtim.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

1 Kasım Perşembe 2012

Bu sabah ilk randevum 09.00'da olduğu için 08.00'de kalktım ve artık son 15 gündür olduğu gibi ilacımı içtim. İlaçtan ancak yarım saat sonra birşey yiyebileceğim için süt bile içmeden evden çıktım. Ofise gelip ilk randevumu aldıktan sonra kendime yine tost ziyafeti çektim. Bu sefer Değirmen'in portakal suyunu deneyeceğim...

09.30
1 adet kaşarlı tost
1 bardak taze sıkılmış portakal suyu (işte budur! içinde portakalın bolca lifi vardı)

1,5 ay önce geçirdiğim ağır grip, nezle, farenjit sonrasında kendime çok iyi bakmaya karar verdim. Anladım ki taze meyveleri biraz ihmal ediyorum. Ben de artık taze sıkılmış portakal suyu ile bunu takviye etmeye karar verdim. Ama tabi ki hergün içmeyeceğim çünkü meyve suları özellikle de büyük porsiyonlarda olduğunda çok kalorili oluyor.

Fotoğraftan da anlaşıldığı üzere ofis sabahları çok karanlıkta kalıyor. Hava da kapalıysa tam akşam modu yani...
Bugün randevularım çok yoğun...

Öğle yemeğimi yine Değirmen'den sipariş verdim. En yakın ve en hızlı siparişi onlar getiriyor. Ayrıca yemeklerini seviyorum. Ama bu seferki yemeği pek yiyemedim...

13.30
1 kase yayla çorbası (tamamını içtim, bol pirinçliydi)
Etli sebze türlü (ben daha sebze ağırlıklı olur diye düşünmüştüm ama bol etli çıktı. Canım et yemek istemedi o nedenle bu tabağıma aldığım kadarın bile yarısını ancak yiyebildim)
4 kaşık erişte (biraz yağlıydı)
Salata

16.00
1 adet minik Eti browni intense
Dünden kalan 1/2 armut

Öğlen az yediğim için sanırım şekerim düştü. Hem meyve hem de minik bir tatlı yemek istedim.


İşim 19.30'da bitti. Eşim beni almaya geldi ve evde yemek olmadığı için (sadece dün yaptığım makarna var) dışarıda yemeye karar verdik. Kafama koydum mantı yiyeceğim :) mantı için kavga bile çıkarırım o kadar çok seviyorum. Ataşehir'de çok güzel mantı yapan küçük bir restorant (Anatolia Mantı Evi) var. Genelde mantıyı burada yiyoruz, takip edenler bilir hep aynı fotoğraf oluyor çünkü

19.45
1 porsiyon mantı (tereyağ sosu döktürmüyorum sadece salçalı sos döktürüyorum)
Şu an benden mutlusu yok :) Haa bir de eve erken gidip basketbol maçı izleyecek olan eşim çok mutlu. Bu kadar spor sevgisini ben gerçekten anlayamıyorum...


Akşam tv izlerken yine üzüm yedim. Koltuktan kalkıp fotoğrafını çekmeye yine üşendim. Zaten sadece 8 tane falandı. Bir de 1 kare bitter çikolata yedim.

Bolca su içtikten gece 1 bardak sütümü içip 00.00 civarı yattım, yarın erken kalkacağım. Bağdat Caddesi'nde bir doktor randevum var.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

31 Ekim Çarşamba 2012

Bugün sabah ki randevularım arka arkaya iptal edince kendimi saat 10.15'e kadar uyurken buldum. Açıkcası çok da iyi oldu, birkaç gündür uykusuzluk çekiyordum. Hem uykumu aldım, hem de telaşım azaldı. Zaten 16.00'ya kadar dışarıdaki işlerim nedeniyle randevu yazmamıştım. Rahat rahat işlerimi hallederim artık...

Kalktığımda çok açtım o nedenle acilen 1 fincan süt içtim. Sonra evden çıktım. Kahvaltı için Ataşehir Ortaköy Doydum'a gidip bir tost yemeye karar verdim. Bu tost 2 kişiyi doyururmuş resmen...

11.30
1 büyük kaşarlı tost (ama yine de hepsini yedim, önce yarısını bölüp paket yaptırmayı düşündüm ama sonra vazgeçtim)
1 bardak taze sıkılmış portakal suyu (lifsizdi, sevmedim, portakal suyunun içinde lifleri olur)

İşim bittikten sonra 14.30 civarında ofise döndüm. Koca bir tost yediğim için hiç acıkmadım. Karbonhidrat kalorisi fazla olduğu için yemek olarak karbonhidratı az birşey sipariş vermeye karar verdim.

15.30
1 kase mercimek çorbası
Biftekli salata (malesef kremalı mantarlı bir sosu vardı, yerken ağır geldi ama başka birşey aklıma gelmedi. Zamanım da kısıtlıydı, yeşilliklerin yarısını yiyemedim fazla geldi)
Ekmek yemedim.

Öğleden sonra başka hiçbirşey yiyip içmedim.

Son randevularım da iptal ettiği için eve erken gitmeye vaktim oldu. 19.00 civarı ofisten ayrılıp eve gittim. Evde yemek olmadığından eşime Mc Donald's tan mayonezsiz Mc Beefy aldım. Menü olarak değil sadece burgerini aldım. Kendim de yoğurtlu makarna yapar yerim diye düşünüyordum ki bir de baktım dolapta güveç var. Bayramın 2 veya 3. günü annem yapmıştı. 1 porsiyon kalmış :)

20.00
4-5 kaşık etli patlıcan güveç
6 kaşık Barilla ıspanaklı makarna
2 dolu kaşık yoğurt (bu sefer hazır Sütaş)

Bugünün yemeğini de kurtardık, bakalım yarın akşama ne bulacağız?


Bütün akşam koltukta pinekleyerek geçti. Hatta blog yazarım diye düşünüyordum ama ona bile enerjim yetmedi. Ben de hazır eşim yokken (yemek yiyip dişini çektirmeye gitti) tv izledim. Eşimin doğumgünü sebebiyle dijiturk 4 gün tüm kanalları hediye etmiş. Eski dizilerden Friends'i yakaladım ve biraz izledim. Sonra da Muhteşem Yüzyıl'ı izledim.

Bütün akşam dişi nedeniyle birşey yemesi yasak olan eşimin atıştırma yapamaması nedeniyle sakin geçti. Sadece bir süre sonra meyve yiyeyim diye kendimi şartladığım için annemlerin Antalya'dan getirdiği iri siyah üzümden 20 tane falan yedim.

Yine bolca su içerek günümü tamamladım (2,5 litre olmuştur)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

30 Ekim Salı 2012

İyi ki doğdun kocam! Bugün eşimin 37. doğumgünü. 2 gün önce de 5. evlilik yıldönümümüzdü. Bu iki günün arka arkaya oluşu eşim açısından iyi olmasa da benim açımdan süper oluyor çünkü tek bir hediye ile durumu kurtarıyorum. İşin kötü tarafı bu sene hediye almaya vaktim olmadı. Hala hediye veremedim :( Beni affedeceğini umuyorum...

Bayram tatili dönüşü ilk iş günü olduğu için biraz sersemlediğim bir gün oldu. 2 gündür ciddi uykusuzluk çekiyorum. Sanırım bayram tatilinde yatma kalkma saatlerim değiştiği için böyle oldu. Sabahı sabah ediyorum 2 gündür. Uykusuzluğu hiç sevmem, eskiden bu konuda çok sorun yaşardım. Evlendikten sonra kalmadı. Sanırım güvenlik duygusu ile ilgiliydi, evlenince yalnız olmamak bu sorunu çözdü. Hala çok stresli zamanlarımda uyuyamam...

Sabah 08.15 civarında 1 fincan süt içip evden çıktım. İlk randevum 09.00'daydı ama iptal oldu. Ben de rahat rahat ofiste kahvaltımı yaptım. Geçen haftadan kalma 1/2 dilim patatesli gül böreğini yedim. Yanında 1 dilim kaşar peyniri ve 1/4'den az simit de vardı.

Öğle yemeğimi dışarıdan sipariş verdim. Şansına sebze yemeğimi varmış. Oldukça sevindim.

13.00
1 kase sebze çorbası (bol unlu kıvamlı ama ben böyle seviyorum)
5 kaşık taze fasulye yemeği
5-6 kaşık makarna
2 kaşık yoğurt

Öğleden sonraki randevularım bitince kendime bir ara öğün molası verdim. Meyve yemeyi hep ihmal ediyorum. Bunun nedeni de tatlı tadı sevmemem. Aslında meyveleri severim ama aklıma gelene kadar bazen ihmal oluyor...

17.00
Büyük bir armutun yarısı (armut dilimleri)




Akşam yemeğimi iş çıkışı eşimle beraber Ataşehir'de Ortaköy Doydum Cafe'de yedim. Canım acayip mercimek çorbası istiyordu. Bol limon sıkıp afiyetle yedim :)

19.30
1 kase mercimek çorbası
1 adet tantuni dürüm (buna da bolca limon sıktım)
1 kutu ayran

Eve geldikten sonra eşimin kardeşi ve ailesi pasta alıp doğumgünü kutlamaya geldiler. Sonra benim kardeşim ve ailesi de geldi. Çoluk çocuk hep beraber bir pasta kestik. Eşim hiç yaşlanmıyor ruhu hep genç, çocukla çocuk oluyor. Ona hayranım...

21.30
1/2 dilim pasta (1 ince dilim aldım ama çok tatlı gelince bitiremedim)



Herkes gittikten sonra en sevdiğimiz dizilerden biri olan İşler Güçler dizisini izlerken 1 avuç kadar da çekirdek yedim. 

Gün içinde 2 litre kadar su içiyorum. Çok susuyorum bu aralar...

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Oy vermeyenler için hatırlatma
En Çalışkan Blog Adayı olan Bir Diyetisyenin Beslenme Günlüğü'ne oy vermek için lütfen tıklayınız :)
Teşekkürler
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...