Görevimiz İlkokul 1

İnci 1. sınıfa başladı :)
Merhabaaa,

Karşınızda ilkokul 1. sınıf annesi olarak ilk satırlarımı yazıyorum. Şükür bu "level" a da ulaştım. Çünkü İnci'yi eve ve ofisime yakın bir okula yazdırmam oldukça güç oldu. Bütün okullar dolu oldukları için bizi geri çevirdiler (devlet okullarından bahsediyorum). Nihayetinde ofis adresimin tuttuğu bir okula kayıt yaptırabildik. Gönlümün sultanı, kıymetlimissss artık 1. sınıf kızı oldu ;)

Resmen sonraki bölümlerin daha zor olduğunu bildiğin ama oynamak için can attığın bir bilgisayar oyununda gibiyim. Tam böyle son canımı harcadığım bölüme geliyorum, mecburum geçmek zorundayım. O leveli atlayınca canlarım yenileniyor, health pack falan doluyor sanki. 2 hafta önceki psikolojim ve dayanma gücümle şu ankinin arasında bildiğiniz dağlar kadar fark var. Ama çok büyük kararlar aldım bu dönemde. Bazı olaylar karşısında insanların ne kadar alçalabildiğine bir kez daha şahit oldum. Şunu hiç unutmayın arkadaşlar: Bir insanın yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır. Şunu da unutmayın arkadaşlar: Bana hiç-bi-şey-ol-maz! :P

İlk haftamızı atlattık. İnci anaokuluna gittiği için benden ayrılmak veya okula gitmekte hiçbir sorun yaşamadı. Tek sorun hala sıra arkadaşının adını soramadı :) Hergün tembih ediyorum bugün sor diye ama bir türlü yapamıyor. Yaka kartını oku diyorum onu da inadına yapmıyor galiba (İnci normalde okuyup yazabiliyor)

Son 10 gündür formasıydı, kırtasiye malzemeleriydi, yemekhane ve okul servisi işleriydi, evraklarıydı falan derken blog yine duraklama dönemine girdi kusura bakmayınız. Ama merak etmeyin sağlıksız bir kaç öğün dışında yine oldukça sağlıklı besleniyorum. 

Okulların açılmasıyla beraber hayatlarımız da yoluna girmeye başladıysa o zaman ne duruyoruz artık kendimize iyi bakmaya başlamanın zamanıdır! Bunu sadece sağlıklı beslenerek veya diyet yaparak değil bütünüyle kendimizi önemseyerek yapalım. Biraz rutinden çıkıp yeni şeyler yapmaya başlayın, sevdiğiniz müzikleri dinleyin, sevdiğiniz filmleri izleyin, sevdiğiniz ve uzun süredir yemediğiniz yemekleri yiyin (sağlıksızsa az yiyin). İnanın duş jelinizi bile değiştirseniz iyi geliyor. Kendimden biliyorum :) En önemlisi hayatınızda enerjinizi düşüren insanlarla aranıza mesafe koyun, komple hayatınızdan çıkartamıyorsanız biraz mesafe hatta daha fazla mesafe iyidir. 

Eylül ayı her yönüyle hayatımda bir milat oldu. Sanırım buna çok hazırmışım, belki de bir hakediş meselesidir. Tam bir hasat mevsimi yaşıyorum. Daha önce de kesin yazmışımdır çünkü çok anlamlı bulurum. Bunu Erich Fromm'un Sevme Sanatı kitabında okumuştum. Paracelsus ne demiş?: 

Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevmez.

Hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir.
Oysa anlayan biri,
Hem sever hem fark eder hem de görür...
Bir şeyde ne kadar çok bilgi varsa,
O kadar büyük sevgi vardır..
Bütün meyvelerin çileklerle aynı zamanda olgunlaştığını zanneden biri,
Üzümleri hiç tanımıyor demektir...


Diyetisyen Serap Orak 
16.09.2019

Sosyal medyada takip etmek için:


İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 

25 Ağustos 2019 Beslenme Günlüğü

1 gün aradan sonra günlüğe dönüş yapayım dedim. Malum araya zaman girince telaşlanıyorum, sonra da hiç yazamıyorum. 

Cumartesi günümde diyet de tatildeydi, hazır İnci babasındayken benim de misafirlerim vardı. O nedenle yeme konusunda şımarık bir akşam geçirdim :) 1 adet ekler, biraz yer fıstığı, birkaç tane cips, 1 kase baharatlı çekirdek ve 2 küçük kadeh beyaz şarap günün kaçamaklarıydı. Misafirlerim gece 03.00'de gittiği için sabah kalkışım 12.00 oldu :) 

Pazar günüme gayet sağlıklı beslenme niyetimle başladım. Zaten geç kalkınca gün de kısalmış oldu. Kahvaltım öğle yemeği gibi oldu. Domates, zeytin, yumurta ve tel peynirden oluşan kahvaltıma 2 dilim de ekmek eşlik etti.


Öğünle birlikte birşey içmeyi sevmediğim için kahvaltıda çay veya kahve içmiyorum. Kahve içeceksem de ya kahvaltıdan önce olmalı ya da sonra. Yemek sırasında muhakkak içeceği unuturum. Kahvemi yine kahvaltı sonrası içtim. Bu sefer karamelli kapsül espresso içtim.


Miskin geçen bir Pazar günü oldu çünkü İnci evde yoktu. Yemeği dünden yapmıştım. Canım da bir iş yapmak istemedi. İnci gelince beraber yiyelim diye üzüm ve şeftali hazırladım. Şeftaliyi yine paylaştık. Çok sert ama lezzetliydi. Evde az kişi olduğumuz için meyveleri çoğunlukla taneyle alıyorum. Asla istifleme yapmıyorum çünkü çürüyüp atılınca acayip sinirlerim bozuluyor. Mesela 2 şeftali ve bir salkım üzüm. Başka bir gün 2 armut ve 7-8 tane erik falan gibi. Çok kişilik ailelerin kiloyla alması, hızlı tüketmesi sayesinde sorun olmadığı için daha hesaplı olabilir. Aynı şekilde kuru soğan ve patatesi de 3-4 er tane falan alıyorum. Sarımsakları da ayıklayıp buzluğa atıyorum. Az kişi olup da tüketim hızlı olmayınca herşey çabuk küflenip bozuluyor. En sevmediğim şey bu israf konusudur. Açık bırakılmış ampule, dökülen yemeğe falan çok üzülürüm. Bir restoranda yemek yerken yediğim ekmek yarım kalırsa onu peçeteye sarar eve getiririm. Orda kalsa çöpe gidecek çünkü. Benim böldüğüm ekmeği başka müşteriye sunamazlar nasılsa. Hatta bazen çantamda çok küçük saklama kaplarından bulunduruyorum. Bazen İnci tabağında köfte falan bırakıyor. Çöpe atılacağına ya sonra yediriyorum veya da sokakta hayvanlara veriyoruz. Belki aranızda yadırgayanlar olabilir ama ben kendimi seviyorum bu duyarlı davranışımdan ötürü. Unutmadan evde de ambalaj atıklarını ayırırım. 2 ayrı çöp yaparım.

Yediğim meyveyi yazarken konu uzadı :)


Akşam yemeği olarak da 3 adet kıymalı biber dolması ve yoğurt yedim. Evde ekmek yoktu o nedenle 1 dilimden bile küçük kalan ekmeği yedim. Dolmayı pirinç ve bulgur karışık yaptım. Asla kinoalı dolma falan yapmam. Geleneksel yemek zevkimi bozmam. Bundan hoşlanmıyorum. Metabolizmamın da aynısını hissettiğini düşünüyorum. Dünya küreselleşebilir (globalleşebilir) ama yeme konusunda yerel (lokal) beslenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yani tabi ki canım isteyince suşi yiyorum ama kıymalı biber dolmasını da kinoayla falan yapamam yani. Yapanı da eleştirmiyorum herkesin özgür iradesidir.

Yemekten sonra başka birşey yemedim. Şu an bu satırları saat 22.00'de yazıyorum. İlerleyen saatlerde birşey yersem ekleme yaparım. 1 bardak süt içme ihtimalim yüksek mesela :)

Sevgilerimle...

Diyetisyen Serap Orak

23 Ağustos 2019 #eminebulut


Bugün yazamıyorum. Birkaç kez ekran başına geçtim ama olmadı. Zaten tüm günüm kalp sıkışmasıyla geçti. Yaşadığım toplumdan utanç duyuyorum. Oğluna erkek olmayı, adam olmayı öğretememiş ebeveynlerden nefret ediyorum. Senin manyak oğlun yüzünden bir kadın ve bir çocuğun hayatı bitti. Toplum zararlısı çocuk yetiştireceğine üreme ey mahlukat!!! Başka bir nesle aktaracak erdemlerin, iyi özelliklerin, ahlakın , becerin, bilgin, görgün yoksa üreme!!! Yazıklar olsun bu ülkenin töresine, geleneğine, namus bekçiliğine... 

Gerçekten artık medenileşemediğimiz gibi sanki daha da geri gidiyoruz. Buradan tüm genç kızlarımıza, kadınlarımıza sesleniyorum. O ilk küfürün ve ilk tokatın arkası her zaman gelir. Sakın böyle adamlarla yola çıkmayın. Gözünüzü açın ve aklınızı kullanın. Birini sevmenin izahı asla ona zarar vermekten geçmez. Seven kıyamaz, unutmayın. Kıyıyorsa sevmiyordur çok net!

Herkes aynı şartlarda yaşamıyor olabilir farkındayım. Manyak insan bitmez tükenmez onun da farkındayım. Ama yine de sesimizi çıkartmalıyız. Başka bir sürü konu var ama bugün kadına şiddetin ve katlinin en büyük örneklerinden birine şahit olduk. Lütfen önce herkes aile içi şiddete karşı durmaya, sonra konu komşu akraba içindeki şiddete karşı durmaya, tavır almaya ve cesaret edip ses çıkarmaya başlasın. 

Kız arkadaşına veya karısına vuran arkadaşının yüzüne tükürmeyen her erkek şiddete göz yumuyor demektir. Komşusu dayak yiyenler onun kocasına tepki göstermiyorsa şiddete göz yumuyor demektir. Oğlu karısını döverken susan her anne şiddete göz yumuyor demektir.

Hem bir kız çocuğu annesi hem de boşanmış bir kadın olarak bugün yastayım. Akıl sağlığımı korumaya ve güçlü kalmaya çalışıyorum. Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. Lütfen gözünüzü açın...

Not: Boşanmış bir kadın olarak söylemlerimle asla eski eşimi zan altında bırakmak istemem. Kadına şiddete karşı her zaman hassas bir insandır ve asla bir karıncayı bile incitecek biri değildir. Ayrıca bir kız çocuğu babası olarak tüm kadınların güvenliği konusunda duyarlıdır. Böyle erkeklere selam olsun...

Sevgilerimle 

Diyetisyen Serap Orak

22 Ağustos 2019 Beslenme Günlüğü

Bu saatte (00.30) blog yazıyorsam sabah bloga girdiğinde yeni yazı olduğunu gör ve mutlu ol diye :) Eyyy takipçim, blog okurum, tek motivasyonum sensin...

Dün gece saat 03.00'e kadar uyuyamadığım için bu sabah oldukça geç kalkıp geç kahvaltı ettim. Sanırım kahvaltım 11.30 gibi oldu. 1 adet yufka ekmeğinin arasına tel peynir koyup tost yaptım. İçimdeki tost canavarını durduramıyorum.


2 gündür İnci'nin öğünlerini 20 dakika ile sınırlama çalışmalarına başladık. Ayrıca artık 1 çatal bile ben yedirmiyorum. Komple kendisi yiyor. 20 dakika içinde ne kadar yiyebilirse o kadar yiyor. Süre dolunca kalanı önünden alıyorum ve bir sonraki öğüne kadar arada meyve, kuruyemiş veya yoğurt gibi ara öğünler dışında birşey vermiyorum. Artık 6 yaşına geldi ve bu kadar yavaş yemek yemesi çok büyük sorun olmaya başladı. Ben yedirmezsem arkasını da getirmiyordu. Artık tükendiğim için sevgili psikolog arkadaşım (aynı zamanda ofis arkadaşım) Dilek Kılıç'ın bu tavsiyesini nihayet gerçekleştirme yoluna girdim. Eskiden aç kalıyor diye kıyamıyordum ama artık gözüm döndü. Ne kadar aç kalabilir? Ayrıca aç kalsın ki önündeki yemeğin kıymetini bilsin. Mesela bu sabah benim yediğim gibi bir kaşarlı yufka ekmeğin sadece 1/4'ünü yiyebildi. Kalanı yanımıza aldım ofiste öğle yemeği olarak verdim (kalan 3 parçayı 20 dakikalık öğlen öğününde bitirdi)


İnci'yi yıkayıp paklayıp ofise gittim. Büyük fincan Türk kahvem eşliğinde evrak işlerimi yaptım. Aylardır ertelediğim bazı evrak düzenlemelerini yapınca yemek yemeyi atladım. O nedenle şekerim düşünce 4 adet kuru kayısı ve 4 adet yarım ceviz yedim.


İş çıkışı kızımla Migros'a gittik. Alışverişi tamamlayıp eve geldik. O kadar acıktım ki, kötü birşey yememek için kendimi zor tuttum. Markette cipslerden gözümü alamadım. Ama direndim ve satın almadım. Sen de başarabilirsin. Bi dene!


Bugün akşam yine İnci ile farklı menülerimiz var. Ona 3 adet pirzola pişirdim ve havuç salatası yaptım. Tabi ki 20 dakika içinde ancak etlerini bitirebildi (en sevdiği şey olduğu için en hızlı yediği yemek), salataya dokunamadı bile zaman kalmadı.

Kendime de bol kıvırcık salatası (ama öyle böyle bol değil 4 kişilik denebilir) ve 2 parça dondurulmuş uskumru pişirdim. Burda balık daha lezzetli olsun diye bir hile yaptım, bahsedeyim... Balıkları pirzolayı pişirdiğim tavada, çıkan yağın içinde pişirdim. Biraz da zeytinyağı koydum. Hakikaten oldukça lezzetli veya yağlı oldu ama olsun, bugün sağlıklı ve az yedim. Hiç ekmek yemedim zaten yerim kalmadı.


Daha sonra iri bir şeftaliyi 2'ye böldüm. Yarısını ben yedim. Diğer yarısını İnci 20 dakika içinde bitiremeği için (tabaktakinin yarısını yemiştir) kalanları da yedim.


Az önce 1 bardak da soğuk süt içtim. Günde 2 litre süt içebilirim o kadar çok seviyorum. Ama kahveyi sütsüz seviyorum. Sütü sek içiyorum :) (Aaa hakikaten markası da Sek)

Yine dikkat ettim de bugün 1 kez kahve içtim. 3 fincan kadardı ama olsun, 2.ye fırsat olmadı koşturmaktan.

O zaman fotoğraflarını da ekleyip ben yatıyorum. Umarım uyuyabilirim.

Bu arada Berra Antalya'dan döndü bu gece. Annesi sabah bize bırakacak. Yani yarın 3 kız takılcaz. Bana bol şans dileyin ;)

Okuyan ve yorum bırakan herkese çok teşekkür ederim. Ben de yorumları görünce çok seviniyorum. Youtube kanalıma da abone olursanız daha çok sevinirim :)

Sevgilerimle...

Diyetisyen Serap Orak

21 Ağustos 2019 Beslenme Günlüğü

Çok yağmurlu bir İstanbul sabahı ile güne başladık. Ama bildiğiniz kış günü gibi hava oldukça kapalıydı. İnanmayacaksınız ama yine ilk randevum iptal oldu. Zaten bugün ofis dışında randevularım vardı. Onları da ben iptal ettim ve tüm günü evde geçirmeye karar verdim. Sabah 08.00 civarı İnci eve geldi (gece babasında kalmıştı). Kızımla biraz daha sarılıp uyuduk, tembellik yaptık. Yakında okulların açılacağını düşündükçe zaten her fırsatta sabah geç kalkmak istiyorum.


Kahvaltımı baya geç yaptım. Biliyorsunuz eskiden her sabah tost yerdim. Şimdi İnci de evde olunca sabahları farklı bir şekilde kahvaltı hazırlamaya çalışıyorum. Tost yemeyi özlemişim onu farkettim. Tabağımdakilerin hepsini yedim. Dikkat ettiyseniz yumurtanın beyaz kısmını kesip attım çünkü sarısı olmayınca haşlanmış yumurta beyazını kesinlikle yiyemiyorum. Sarısını da az pişmiş daha çok seviyorum. Peynirler tuzlu olduğu için zeytin yemek istemedim.

1 bardak da süt içeyim diye heveslenmiştim ama daha dün aldığım günlük sütün son tüketim tarihi 29 Ağustos yazsa bile bozulmuş olduğunu, kesildiğini gördüm. Evin karşısındaki marketin dolabı hiç güzel soğutmuyor bence. Yarın iade edip uyaracağım.

Havanın ve biraz da rahatsız olmamın sebebiyle tüm gün pek birşey yapmadan geçti. Birşey yapmadığım gün bile 1 makine çamaşır asıp, evi toparlayıp, elektrikli süpürge ile süpürüp, bir de yeni boyadığım konsolumun içini yerleştirdim. Çalışan kadının evde de işi bitmiyor. Hergün işe gidince ev işleri aksıyor, evde dinleneyim deyince onu da başaramıyorsun. Yani en azından ben öyleyim. Halbuki ordan bi mısır patlat, aç bir film otur izle. Ama yok işte, rahatlık bünyeye ters.

Kahvaltı sonrası Tchibo'dan yeni aldığım kapsül espressomu denedim. Beğendim doğrusu.

Bugün yeni yemek yapacak malzeme olmadığı için aynı menüden devam ediyorum. Öğlen yemeği olarak sadece çorba içtim. Bu sefer yanında ekmek yemedim. Ağzıma 1 küçük köfte attım. İnci'ye köfte ve makarna pişirdim. Kendim sadece kemik suyu ile pişirdiğim tel şehriye çorbasını içtim. Kase yine battal boydu.


Bir ara mutfakta iş yaparken 1 tane karamelli nuga şekerleme yedim. Bayramda çocuklar kapıya gelirse diye almıştım. Her bayram gelirler, bu sefer gelmediler hayret.

Saat 19.30 civarı akşam yemeği olarak tahmin edersiniz ki bitmeyen kabak yemeğimden yedim. Bitsin artık diye tencerede kalanın tamamını bitirdim. Sıkılsam bile aynı yemeği yerim öyle bir huyum var. O kadar emek verip pişirdiğim bir yemeği atamam. Yanında İnci'nin yemediği makarnasını yedim. 2 top dondurma kadar da yoğurt yedim. Ev yoğurdu bittiği için dünden beri hazır yoğurt yiyorum.

İkea'nın bu çukur tabakları oldukça geniş

Yarın için evde yemek yok, ne yemek yapsam acaba? Haftasonundan beri en sık yediğim şeyler bulgur, kabak yemeği ve tel şehriye çorbası oldu. Balık pişirebilirim belki... bir düşüneyim.

Şu an saat 23.25 blog yazımı bitirip fotoğraf ekleyeceğim ve yayınlayacağım. Açlık hissetmiyorum ama belki bişey yerim. Yersem yazacağım. Şİmdilik bu kadar. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Lütfen yorum yazmayı önemseyin. Beni gerçekten motive ediyor.

Konsolumun kulplarını yenileyince o konuda ayrı bir post yazacağım. Öncesi sonrası fotoğraflarını da eklerim.

Bugün de tek kahve içmişim hayret...

Sevgilerimle...


Diyetisyen Serap Orak

20 Ağustos 2019 Beslenme Günlüğü

Yeni bir güne merhaba :) Dün biraz karbonhidrat ağırlıklı beslenmiş olabilirim ama en azından sağlıksız şeyler yemedim. Bugün daha az karbonhidrat tüketerek bunu dengeleyebilirim. Emin ol sen de yapabilirsin ;)

Öncelikle dün 411 kişi ile günü kapatmışız. Bloguma uğrayan, göz atan, sevinçle okuyan ve yorum yazan herkese çok teşekkür ediyorum. Bugün yeni bir şey denemek istiyorum. Rica etsem en yakın arkadaşınıza blogu tavsiye eder misiniz? Hiç duymayan ve bilmeyen kaç kişiye ulaşabiliriz merak ediyorum :) linki kopyalayıp whatsapptan falan paylaşabilirsiniz mesela...


Bu sabah İnci ile beraber ortak kahvaltı olsun diye omlet yaptım. 2 yumurta ve 2 dilim kaşar peyniri koydum. Bana kalsa evdeki kırmızı biberden de eklerdim ama şimdi sabah sabah İnci'den fırça yemek istemedim. Şİmdi bakacak, "Anne bunun içinde neden kırmızı biber var? Sevmediğimi bilmiyor musun?" diyecek, kahvaltıyı yemeyecek, beni sinir edecek falan filan.... uzar gider. Bütün bu senaryoyu 1 saniye içinde kurgulayıp, içimden yaşadım ve kararımı verdim omlet sade olacak. İnci ile dalaşacak enerjim yok :) Geçen sefer evdeki 2 dilim pastırmayı da eklediğim için kırmızı biberleri pastırma onlar diye yutturmuştum ama bu sefer anlar diye cesaret edemedim :)

Omletin yarısını yedim. Hiç ekmek yemedim. Süt olsa 1 bardak içerdim ama süt yoktu.

İlk randevum evden çıkmadan 10 dakika önce iptal olunca geri dönüp İnci'nin omleti bitirmesini bekledim. Kalanı saklama kabına koymuştum ve ofiste yedirecektim. İnci'nin ne kadar yavaş yemek yediğini burada anlatsam benim için üzülmek ne kelime sabırlı biri olduğum için benim için türbe bile yaptırırsınız. Benim kadar sabırlı anneler için anıt falan dikilmesi lazım. Kafayı yediğimiz bir gün gömersiniz bizi o anıtın dibine artık.


Beklerken ilk kahvemi evde içtim. Sonra ofise gittik. Omlet tabi ki bitmedi. Neyse 1/4 omlet yemiştir. Yanında 1 kutu da çilekli süt içti. Sade süt içemiyor, mutlaka süt çöpe gidiyor, ben de kalsiyum alsın diye meyveli de olsa süt içiriyorum.


Ofiste duble bir fincandan daha büyük bir Türk kahvesi daha içtim. Sanırım dünün eksikliği sebebiyle bünye istiyor :)

Bugün ofise yemek götürmedim. İşim erken bitince eve gelir yeriz diye plan yaptım. Ama tahminimden geç geldik eve. O sebeple çok acıktım. Eve gidince şehriye çorbası içtim. Yanında da 1,5 dilim kadar ekmek yedim. Çorba yine büyük bir kase dolusuydu. Normal kaseye göre 3 kase gelir bence. Evde limon yoktu ben de sirke koydum. Çorbada kemik suyu olduğu için böyle yaptım. Çünkü kollajen asit ortamda daha iyi emiliyor.


Saat 19.00 sonrası akşam yemeğimi yedim. İnstagramda da paylaştım çoktan görenler olmuştur. Kabak yemeği, yoğurt ve ekmek yedim. Ekmek 2 dilim kadar vardır. Sebze ve yoğurt yanında eğer pilav veya makarna yoksa mutlaka ekmek de yerim. Yoksa doymam mümkün değil.


Şu an saat 23.30. Satırlarıma son verirken biraz acıkmış gibi hissediyorum. Meyve, süt veya biraz çekirdek atıştırmayı düşünüyorum. Henüz karar vermedim. Günlüğü bu gece veya yarın sabah tamamlayacağım. Sakın yatmadan önce çok kalorili veya büyük porsiyon yiyecekler yemeyin aklım kalır :)

1 adet şeftali yedim.


Diyetisyen Serap Orak

19 Ağustos 2019 Beslenme Günlüğü

Yeni haftaya merhaba!!! Herkesin haftası çok güzel geçsin. Ben blog yazmak üzerine acayip motive olmuş durumdayım. Hemen de 330 kişi oluverdik dün :) harikasınız, çok teşekkürler...

Dün gece yediğim yoğurdun da fotoğrafın ekledim. Başka birşey yemeden yatabildim. Bana bir alkış lütfen ;)


Bu sabah ilk randevum iptal olduğu için kızımla oyalana oyalana hazırlanıp, rahatça kahvaltı ettik. 1 adet yufka ekmeğinin arasına kaşar peyniri rendeleyip tost makinasında ısıttım. Yanında başka birşey yemedim ve kahve içme keyfimi ofise bıraktım.


Ofise gidince duble bir Türk kahvesi içtim. Tabi ki şekersiz. İlk danışanımdan öyle güzel bir haber alarak güne başladım ki bu hafta böyle gider artık ;)

İnci'nin okul kaydı için bir görüşmeye gittik. Temmuz sonundan beri İnci ile bereber gidiyorum ofise. Ben nereye, o peşimde. Bazen "kuyruğum gel" diyorum ben kuyruk değilim diyor :)) Ama görüşme sırasında o kadar uslu durdu ki dönüşte ona aşağıdaki Mc Donalds'tan 1 tane makaron aldım. 1 tane alacağım dediğim zaman asla 2. için ısrar etmez anlayışlı kızım.


Ofise geri gelince evden getirdiğimiz kısırı yedik. Ben yaklaşık 8 kaşık dolusu yedim diyebilirim.

Bir ara kahve yapayım diye düşündüm ama araya hep birşey girdi. İyi bari ara öğün yiyeyim dedim. 4 tane mürdüm eriği yedim. İnci de hem kısır hem de erik yedi.

Bugünki konu mankenim bu :)

Akşam iş çıkışı evimize gidemedik çünkü teyzemiz bizi aldı evine götürdü. Çünkü sıra onun yatak odası mobilyalarını boyamaya geldi. Ailenin beceriklisi olmak da kolay değil canım :) karın tokluğuna işe giriştim. Neyse yemek güzeldi :) Köfte, erişte ve cacık, nam nam nam...


Fotoğraftakilerin tamamını yedim buna ek olarak 1 kase daha cacık yedim.

Dikkat ettim de bu saate kadar hala bir kahve içmemiş olmam tam bir eksiklik. Günde 1 fincan kahve içmişliğim çok nadirdir. Sabırsızlıkla kahve festivalini beklediğimi söylemiştim değil mi? :)

Şu an saat 00.10. Blog yazmayı ancak bitirdim. Birazdan fotoğraflarını da ekleyip yayınlayacağım. Artık başka birşey yemem. Bu akşam acıkmadığım gibi bir de üstüne şiş hissediyorum.

Yarın görüşürüz...

Sevgiler

Diyetisyen Serap Orak

18 Ağustos 2019 Beslenme Günlüğü

Tüm eski blog takipçilerim ve aramıza yeni katılanlar hepiniz hoşgeldiniz! Dün okuyan ve yorum bırakan herkese çok teşekkür ederim. Uzun süre ara verince az kişi okur sanmıştım ama öyle olmadı :) Şu an saat 22.50'de film izlemek, kitap okumak veya instagramda sörf yapmak yerine blog yazıyorsam sizin sayenizdedir. İyi ki varsınız...

Dün gece blogu yayınlayıp yatmam saat 01.00'i buldu. İnsan saatlerce ekrana bakıp yazı yazınca hemencecik uyuyamıyor çünkü zihin hala aktif oluyor. Sabah bir ara 08.00 gibi uyandım. Her sabah 08.00'de uyandığım için vücut saatim alışmış. Ama İnci evde olmadığı için içimden "Boşver Serap yat uyu dedim" ve saat 11.30'a kadar tekrar uyumuşum. Şakır şakır yağmur sesiyle uyandım ki bu beni mutlu eden bir ses :)


Kalktığımda karnım çok acıkmıştı. İlk iş mutfağa gidip bir omlet yaptım. İçine 1 adet yumurta, 1 dilim kaşar peyniri ve biraz da çörek otu koydum. Tavayı 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile yağladım. Hatta silikon fırça yardımıyla yüzeye yaydım. Bu şekilde fazla yağ kullanımını azaltabilirsiniz. Yanına 1 küçük domates ve salatalık dilimleyerek kahvaltımı yaptım. Ekmek yemedim çünkü bugün biraz kalorili şeyler yiyeceğimi önceden biliyordum. Bir çeşit gün yapacağız bugün :)


Kahvaltı sonrası kendime vanilyalı bir espresso yaptım. Tchibo kahve makinam olduğunu biliyorsunuz, eskiden ofisteydi artık eve getirdim. Kapsül kahve çeşitlerini deniyorum. Vanilyalı ve karamellisi de güzelmiş. Tavsiye ederim. Bu arada Eylül'deki Kahve Festivali'ne de katılmayı düşünüyorum. Henüz bilet almadım. İnci ilkokula başlayacağı için önceliğim Eylül'ün ilk 2 haftasını atlatmak :)

Saat 14.00'de kızkardeşime gideceğim için evde kısır yaptım. O da tuzlu kek ve magnolia puding yaptı. Makul ölçülerde yemeye kendimi şartladım. Çünkü tatlıyla aram olmaz ama normalde kısırda sınır tanımıyorum.

Fotoğraflarda gördüğünüz ölçülerde kısır, tuzlu kek, yoğurtlu semizotu salatası ve muzlu magnolia puding yedim. Puding olan küçük tatlı tabağıdır, diğeri büyük yemek tabağı. 1 bardak da çay içtim. Çayla pek aram yoktur bilirsiniz. Kahve insanıyım ben :)

Muzlu Magnolia Puding

1 fincan Türk kahvesi içtikten sonra saat 19.30 gibi acıkınca 5-6 kaşık daha kısır yedim. Tatlı no no no!

tatlı tabağı ölçüsüdür

bak bunun yanında 1 minik lokum yedim

Sonra 20.30 civarı eve gelince hemen mobilyamı vernikledim. Bir an önce salondaki dağınıklık kalksın istiyorum çünkü çekmece içleri koltukların üzerinde duruyor. Çekmeceleri boşalttım tabi ki. İnci konsolun boyanmış halini çok beğendi.  yokken boyadım diye biraz bozuldu ama rengi beğendiği için kalbini kazandım. Çünkü bak senin istediğin renge boyadım dedim :) O beyaz istiyordu. BU da zaten hafif grimsi bir beyaz. Rich boya marka, Paris grisi rengi.


2 makina çamaşır yıkayıp astıktan sonra bir de İnci'yi yıkadım ve yatırdım. Sonra da blog yazmaya oturdum. Fotoğrafını çekemedim ama küçük bir salkım çekirdeksiz üzüm yedim. İnci yesin diye yıkamıştım o da 2-3 tane yedi gerisini bırakmış. Aslında üzüm de pek sevmem çünkü çok tatlı geliyor. Elimin altında olunca yedim işte. Halbuki tatlı yediğiniz gün meyve yememeniz daha iyi olur. O gün ki şeker hakkınızı almış oluyorsunuz.


Şu an karnım acıktı, blogu yayınladıktan sonra ev yoğurdumu yemeyi düşünüyorum. Yanında ekmek yiyemem çünkü ekmek bitti. Yufka ekmek var ama bu saatte o konuya hiç girmemek daha iyi olur :)

Sevgiler...

Diyetisyen Serap Orak

17 Ağustos 2019 Beslenme Günlüğü

Merhaba blog dostlarım :)

Uzun zamandır beslenme günlüğü yazmıyordum. Bir süredir talepler artınca bana bir motivasyon geldi. Hadi dedim hem günlük tutayım hem de sağlıklı besleneyim. Sonuçta tam zamanı! Bayram tatili ve yaz tatili dönüşü artık sağlıklı beslenmeye başlamak lazım. Ben zaten çok da sağlıksız beslenmiyorum. Koca bir yaz geçti toplasan 5 top dondurma yememişimdir. Yaz akşamları biraz soğuk bira ve kokteyl kaçırmış olabilirim :) 

Bir kaç gün önce tartıldığımda 56,6 kg idim. Yani istikrarlı bir şekilde yaşamaya devam ediyorum. Arada kışın 2 kg falan alıyorum ama dikkat edince hemen geri veriyorum. Yanlış anlaşılma olmasın, öyle metabolizmam muhteşem falan değil. Sadece gerçekten dikkatli besleniyorum. Örneğin bir haftasonu dışarı çıksam çok kalorili beslensem o hafta içi sebze ağırlıklı besleniyorum veya hamur işini çok kaçırırsam hareketimi arttırıyorum. Ofis ve ev arası yürüyorum, son günlerde yaptığım gibi mobilya boyuyorum, yürümeli gezmelere çıkıyorum...

Bir süredir Youtube kanalımı aktif hale getirmeye çalıştığım için video koydukça buraya da ekledim. Sadece yazılarıma alışkın olanlar videolarımı izleyince ne düşündüler acaba merak ediyorum. Biraz yorum yazsanıza ;) hala izlememiş olanlar için linki buraya bırakayım. Bir tık lütfen :) Kanalıma abone olmayı unutmayınız.

Bugün sabahtan beri yediklerimin (tıpkı eski günlerde olduğu gibi) fotoğrafını çektim. Aslında tam bir diyet günü gibi oldu çünkü evde yemek yoktu, yemek yapmaya da vaktim yoktu. Pratik şeyler pişirdim. O sebeple çok kalorili yediğim söylenemez. Bazen ipin ucu kaçıyor biliyorsunuz, aynen sizde olduğu gibi. Çünkü biz de insanız :)

Öncelikle tekrar belirteyim ki ben sağlıklı beslenme kurallarına göre yaşayan bir diyetisyenim. Yeme bozukluğum ve takıntılarım yok. Yani karma besleniyorum. Vejeteryan değilim ama sebze ağırlıklı beslenmeyi severim. Kesinlikle ve kesinlikle glutenli beslenirim. Gluten karşıtı değilim. Organik ürün alamam çünkü çok pahalı ve tedarik etmesi zor, ayrıca çoğu bayat oluyor. AZ yerim, ÖZ yerim. Light ürün yemem. Normal yağlı yerim ama az porsiyon yerim. Tereyeğ çok nadir yerim, yemeklerimi komple zeytinyağı ile pişiririm. Evde asla kızartma yapmam. Dışarda bulursam kaçırmam :) Çoğunlukla tatlıdan uzak dururum ama sütlaca dayanamam. Bulgura, ıspanağa, deniz ürünlerine, yoğurda, domatesli makarnaya aşığım (liste uzayacak gibiydi kısa kestim). 17 yıllık diyetisyenim. 40 yaşındayım. Ve hala 16 yaşında giydiğim bazı kıyafetlerimi bile giyebiliyorum. Kilom ömrümde 2 kez saptı. 1 tanesi hormonal bir sorun sonrasıydı, bir süre beni üzdü. Diğeri de hamilelik dönemiydi ama doğumdan 40 gün sonra 56-57 kg'a inmiştim. Blogda o günleri okuyabilirsiniz.

En önemlisi 6 yaşında bir İnci'm var. Son 3 yıldır tekrar bekarım, bu sefer bekar anneyim. (hey sen ordaki bekar anne anladın sen beni;)) Özgürlüğünü konfora tercih eden tüm güçlü kadınlara selam olsun...

Yine laf uzadı. Ben ne zaman bu blogun başına otursam böyle oluyor. Eski takipçilerimi çok özledim. Lütfen yorum yazın gerçekten çok motive oluyorum. İyi ki varsınız.

Neyse artık yediklerime geçeyim...


Dün gece deli gibi 2.30'da yatıp (ve hemen uyuyamayıp) 08.00'de kalktım. Saçma sapan bir filme takıldım, beğenmedim de boşu boşuna uykusuz kaldım. Sabah 09.30 da ofiste olabilmek için evde kahvaltı etmedim ama kahvaltımı yanıma aldım. 09.30 daki randevum da gelmeyince rahat rahat yiyebildim. Yanında da 1 kupa filtre kahve içtim. Yeri gelmişken kahveye de aşığım :)

Zeytin fazla oldu, bu kadar yemem normalde

Kahvaltı olarak tepsidekilerin tamamını yedim. Ekmeği dün Migros'tan almıştım. Zeytinyağlı ekmekmiş. Öyle yağlı değil ama bir zeytinyağı aroması var. Beğendim, arada alınabilir. 

Ataşehir'deki ofisimden çıkınca eve geldim, iyi ki de hemen gelmişim acayip bir yağmur yağdı. Haberlerde görmüşsünüzdür. Sel oldu resmen :( Normalde ben yağmurlu havaları severim ama bugün ki artık afet durumundaydı. Artık o kadar çarpık şehirleşme var ki belki de eskiden bu kadar yağdığında bu durumlar olmuyordu, anlamıyorduk. Zaten bugün kalbim buruktu, 17 Ağustos depreminin 20. yılı olmasına rağmen o hala o günleri çok net hatırlıyorum. Depremde hiçbir yakınımı kaybetmedim çok şükür ama insanların acılarını anlamaya çalışıyorum ve paylaşıyorum. O sırada ben Antalya'da idim. Okul kapalıydı (Hacettepe'de 2. sınıfa geçmiştim). Yaz tatilinde ailemin yanına geliyordum. Tüm enkaz kaldırma çalışmalarını an ve an televizyondan takip ettik günlerce :( Yakınlarını kaybeden herkese sabır diliyorum. Hayatını kaybedenlere de Allah rahmet eylesin. Unutulmaz bir acı... Tekrarı olmasın inşallah.

Eve gelince salondaki konsolumu boyamaya devam ettim. Dün 1. katını boyamıştım. İnstagramdan takip edenler storylerden görmüştür. Bugün 2. katı boyadım. Yarın da vernikleyeceğim. Boya konusunu ayrıca bir post olarak yazacağım çünkü laf yine uzadı.


Boya bitti, ben de açlıktan bittim tabi. Evde yemek de yok. İçimdeki açlık kalk makarna yap dedi ama ben kendimi tuttum ve önce 5 tane mürdüm eriği yedim sonra da kemik suyu ile şehriye çorbası pişirdim. Ekstra yağ koymadım çünkü kemik suyu yağlıydı. 



Büyük 1 kase bol kollojenli tel şehriye çorbası içip yanında 1 dilim de ekmek yedim. Hatta çorbanın içine doğradım. Fotoğraf çekerken onu unutmuşum.

Çorbamı içince biraz dinlendim ve hemen hızlıca dün aldığım kabakları pişirdim. O iş bitince de buzluğa koymak için aldığım domatesleri robottan geçirip, pişirdim. Bu sefer böyle saklayacağım. 

Kışlık domates

Saat 20.00 gibi 1 tabak zeytinyağlı kabak yemeği ve 2 dilim ekmek yedim. Bu satırları bitirip blogu yayınladıktan sonra da evde kendi yaptığım yoğurdumu yiyeceğim. Şu an saat 22.45.


Uzun süredir evde yoğurt yapmıyordum çünkü nedense kıvamını tutturamıyordum. Bu sefer hazır probiyotik maya ile mayaladım. 2 seferdir harika yoğurt oluyor. Fotoğrafta mayayı da paylaşacağım. 

Yanında küçük 1 dilim ekmek de yedim.

Şimdilik ara veriyorum. Bugün yatana kadar yediğim herşeyi yazacağım. Yarın güncelleme yaparım.

Hadi keyifle okumalar dilerim. Sizi seviyorum. Yazmasam da hep aklımdaydınız.

Diyetisyen Serap Orak

Sosyal medyada takip etmek için:


İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 

Gdo’lu Ürünleri Nasıl Anlarız? Diyetisyen Serap ORAK

Diyetteyken Türk Kahvesi içilir mi? Diyetisyen Serap ORAK

Polikistik Over Hastaları Nasıl Beslenmelidir? Diyetisyen Serap ORAK

İDEAL KİLO NEDİR?

SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENME/Video Eğitim kanalı çekimi

Spor Yapan Çocuklar Nasıl Beslenmelidir Diyetisyen Serap ORAK

Diyetisyen Serap Orak'ın Zayıflama Önerileri

Ramazan Ayı'nda nasıl beslenmeliyiz? Diyetisyen Serap Orak/Migros İyi Ge...

YouTube kanalımda ilk videom yayında!

Merhabalar,

Tembel bloggerdan yeni youtubera terfi ettim tam da bugün! Tamamen plansız bir eylemdi. Aslında herkes gibi instagramda şöyle story kısmına bir video çekip koyayım dedim ama video sanırım uzun geldi veya ben teknik kısmından anlamadığım için yüklemeyi başaramadım. Hal böyle olunca pes edecek değildim ve hemen YouTube kanalıma girip videoyu oraya ekledim.

Bu kanalı açalı 1 yılı geçti ama henüz hiç video yayınlamamıştım. İlk videomun daha iyi ayarlanmış olmasını tercih ederdim ama tamamen ani ve plansız bir video ile yayın hayatıma başlamış bulunuyorum :) hadi hepimize hayırlı olsun. Kanalıma abone olur ve beni takip ederseniz çok sevinirim. Artık yüz yüze de sohbet edebiliriz.

Youtube kanalımın tıpkı blog gibi her telden çalan bir içeriği olmasını istiyorum. Yani illa yemek tarifleri veya bir beslenme eğitimi kanalı değil de tamamen kendi özerk kanalım olarak canım ne isterse onu paylaşacağım bir platform olacak. Yani öyle çok iyi kurgulanmış bir yayın akışı beklemeyin :)

Arada buraya da uğrar yazı yazarım ama tabi ki konuşarak ifade etmek her zaman için daha kolay olacaktır. Tabi öncelikle video nasıl çekilir, eklenir, çıkartılır vs tüm teknik şeyleri öğrenmem gerekecek. Hep beraber amatörlükten profesyonelliğe giden yoldaki gelişimimi göreceğiz bakalım :)

Şimdi buraya kanalımın linkini bırakıyorum, lütfen tıklayınız ve açılan sayfada subscribe yazan yeri de tıklayınız. Bu şekilde kanalıma abone olduğunuzda videolarıma daha kolay ulaşabilirsiniz sanırım. Henüz çok da bilgim yok :)

Tüm blog takipçilerimi YouTube kanalıma bekliyorum. Bu da ilk amatör videom ;) tıklayın hadi...

Diyetisyen Serap Orak

8 Mayıs 2019

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 

Düğün Diyeti

Merhaba blog :)

www.dugun.com sitesinde yayınlanan yazımı sizinle paylaşmak istedim. Belki de aranızda gelin adaylarımız vardı ;)

Diyetisyen Serap Orak’tan Tavsiyeler

Düğün öncesi kilo verme yöntemleri konusunda Uzman Diyetisyen Serap Orak’ın da tavsiyelerine göz atmanda fayda var. Düğün öncesi kilo almamak için neler yapılmalı, nasıl sağlıklı kilo verilir ve daha fazla ipucu için okumaya devam!
diyetisyen serap orak

1-Düğün Tarihi Ne Kadar Yakınsa Kilo Alma Riski O Kadar Fazla

Düğün diyetine başlamak için önemli olan düğün tarihinin ne kadar yakın olduğu. Çünkü süre uzunsa arada kilo alma riski mevcut. Yakınsa da fazla kiloları vermek için yeterli süre kalmamış olabilir. Bu durumda bir uzmandan destek almanın yanı sıra temel olarak sağlıklı beslenme kurallarına uymakta fayda var. Bunun için de tatlı, hamur işi ve fast-food besinlerden uzak durmak ve porsiyonları küçültmek alınabilecek önlemler arasında.
kilo vermek isteyenlere tavsiyeler

2-‘Diyet Yapıyorum Ama Kilo Veremiyorum’ Diyenler, Dikkat!

Düğün stresi ile diyet yapmana rağmen kilo verilemeyebiliyor. Evet stresin kilo verme üzerinde baskılayıcı bir etkisi vardır. Özellikle stres varlığında böbrek üstü bezinden salgılanan kortizol hormonunun su dengesini bozma ve karbonhidrata karşı iştahı açma etkisi söz konusudur.
Stresi yenmek ve fazla kalorilerle savaşmak için yürüyüş yapmak, dans etmek ve yüzmek etkili egzersizler olabilir. Ayrıca artık kilo verme konusunda bir direnç başladıysa bir uzmandan destek alıp bu evreden çıkmak ve düğüne kadar zaman kaybetmemek en faydalısıdır. Su tüketimini arttırmak ve besin çeşitliliğine gitmek kendi başına alabileceği önlemler arasındadır.

3-Haftalık Gelin Diyetiyle Kaç Kilo Verilmesi Sağlıklı? 

Düğün tarihi ve gelin adayının kilo fazlası bu konudaki en gerekli bilgilerdir. Sağlıklı bir beden haftada 0,5-1 kg arasında kilo vermeye uygun çalışır. Bu nedenle ayda 2-4 kg arasında kilo kaybetme ritmi olacaktır. Kişinin diyet yapma başarısı, yaşı, metabolizma hızı ve fiziksel aktivite durumuna göre bu ritim değişebilir. Normal kilodaki bireylerin, kilolu grubundaki bireylere göre kilo vermesi daha zordur. 

4-Düğün Öncesi Beslenme Düzenine Dikkat!

Düğün öncesi yoğunluk, telaş, stres gibi nedenlerle beslenme düzeni bozulabiliyor. Özellikle öğün atlamamak çok önemlidir. Çok acıkan birinin iştahını yönetmesi çok zordur. Ayrıca aşırı çay, kahve tüketiminden kaçınmak gerekir çünkü kafein şeker düşmesi ve çarpıntıya neden olabileceği için gerginlik ve stres hissi yaratır. Düğün öncesi stresini yenmek için bu ayrıntılar da önemlidir.
düğün öncesi beslenme

5-Tuzlu ve Yağlı Besinlere Kısa Bir Ara

Düğün öncesinde yedikleriniz, cildi de bozabilir. Düğün öncesi dış görünüşü en çok bozan unsurlar, ödem denilen şişlikler ve cilt yağlanması sebebiyle oluşan sivilcelenmelerdir. Bu nedenle ödeme neden olan tuzlu besinler ve sivilceyi artıran yağlı besinlerden kaçınmak, ilk alınması gereken önlemler arasında. Kızartmalar, çikolata, kremalı besinler ve kuruyemişler en çok yağ içeren besinler. Turşu, soya sosu, soda gibi gıdalar da tuz yönünden zengin.

6-Asıl Kayıp Kas Dokusundan Oluyor

Fazlalıklarından kısa sürede kurtulmak isteyen gelin adaylarının tercihi, düğün öncesi şok diyetler oluyor. Şok diyetler ile kilo vermek mümkün ama hızlı kilo verme söz konusu olunca asıl kayıp her zaman kas dokusundan oluyor ve bu nedenle kişilerin zayıflığı sağlıksız görünüyor.
Şok diyet olarak tabir edilen çok düşük kalorili ve organ/doku hasarına neden olabilen diyetlerden kaçınmak en doğrusu. Unutmayalım ki ne kadar fazla kas kaybımız olursa ilerde o kadar çabuk ve fazla yağlanırız.

7-Sağlıklı Zayıflamak İçin Sporu İhmal Etme!

Eğer kişi daha önce hiç spor yapmamış biriyse yapabileceği en uygun egzersiz yürüyüş olabilir. Düğün öncesi kasları ve eklemleri zorlayarak sakatlanmalara neden olabilecek sporlardan kaçınmak en doğrusudur. Pilates gibi sıkılaşmayı sağlayan egzersizler zayıflamanın her aşamasında faydalı olacaktır. Ayrıca stresli gelin adayları için hem spor hem de terapi yerine geçmesi için yoga da tavsiye edebilirim.
düğünüm var kilo vermem lazım

8-Kilo Vermede Duraksama Olabilir Ama…

Kilo verme döneminde plato evresi dediğimiz duraksama dönemleri olabilir. Bu konuda diyetisyeniniz size gerekli motivasyonu sağlayacak ve diyetinizi gerektiği gibi güncelleyecektir. Ancak bir diyetisyen gözetiminde değilseniz fiziksel aktivitenizi artırmaya çalışarak veya beslemenizi çeşitlendirip farklılaştırarak gerekli uyarıyı yaratabilirsiniz.

Diyetisyen Serap Orak’tan Gelin Diyeti Listesi

Diyetisyen Serap Orak’ın düğün öncesi kilo vermek isteyen gelin adaylarına önerdiği örnek beslenme planı şöyle:
  •  
    Sabah (09.00)
    • 1 yumurta ve 1 dilim peynir ile yapılmış omlet
    • Çeyrek avokado veya 4 yarım ceviz
    • 1 dilim tam buğday ekmeği
    • Domates, salatalık ve yeşillikler
  •  
    Ara (11.00)
    • 1 porsiyon meyve
  •  
    Öğle (13.00)
    • 1 porsiyon ızgara et türü veya 1 porsiyon baklagil yemeği
    • Bol yeşillikli salata
    • 1 kutu ayran veya 1 kase cacık
    • 1 dilim ekmek
  •  
    Ara (16.00)
    • 1 adet muz
  •  
    Akşam (19.00)
    • 1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği
    • 1 bardak yoğurt
    • 1 dilim tam buğday ekmeği
    • 1 porsiyon meyve veya 1 bardak süt

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...