kinoa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kinoa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ağustos 2019 Beslenme Günlüğü

1 gün aradan sonra günlüğe dönüş yapayım dedim. Malum araya zaman girince telaşlanıyorum, sonra da hiç yazamıyorum. 

Cumartesi günümde diyet de tatildeydi, hazır İnci babasındayken benim de misafirlerim vardı. O nedenle yeme konusunda şımarık bir akşam geçirdim :) 1 adet ekler, biraz yer fıstığı, birkaç tane cips, 1 kase baharatlı çekirdek ve 2 küçük kadeh beyaz şarap günün kaçamaklarıydı. Misafirlerim gece 03.00'de gittiği için sabah kalkışım 12.00 oldu :) 

Pazar günüme gayet sağlıklı beslenme niyetimle başladım. Zaten geç kalkınca gün de kısalmış oldu. Kahvaltım öğle yemeği gibi oldu. Domates, zeytin, yumurta ve tel peynirden oluşan kahvaltıma 2 dilim de ekmek eşlik etti.


Öğünle birlikte birşey içmeyi sevmediğim için kahvaltıda çay veya kahve içmiyorum. Kahve içeceksem de ya kahvaltıdan önce olmalı ya da sonra. Yemek sırasında muhakkak içeceği unuturum. Kahvemi yine kahvaltı sonrası içtim. Bu sefer karamelli kapsül espresso içtim.


Miskin geçen bir Pazar günü oldu çünkü İnci evde yoktu. Yemeği dünden yapmıştım. Canım da bir iş yapmak istemedi. İnci gelince beraber yiyelim diye üzüm ve şeftali hazırladım. Şeftaliyi yine paylaştık. Çok sert ama lezzetliydi. Evde az kişi olduğumuz için meyveleri çoğunlukla taneyle alıyorum. Asla istifleme yapmıyorum çünkü çürüyüp atılınca acayip sinirlerim bozuluyor. Mesela 2 şeftali ve bir salkım üzüm. Başka bir gün 2 armut ve 7-8 tane erik falan gibi. Çok kişilik ailelerin kiloyla alması, hızlı tüketmesi sayesinde sorun olmadığı için daha hesaplı olabilir. Aynı şekilde kuru soğan ve patatesi de 3-4 er tane falan alıyorum. Sarımsakları da ayıklayıp buzluğa atıyorum. Az kişi olup da tüketim hızlı olmayınca herşey çabuk küflenip bozuluyor. En sevmediğim şey bu israf konusudur. Açık bırakılmış ampule, dökülen yemeğe falan çok üzülürüm. Bir restoranda yemek yerken yediğim ekmek yarım kalırsa onu peçeteye sarar eve getiririm. Orda kalsa çöpe gidecek çünkü. Benim böldüğüm ekmeği başka müşteriye sunamazlar nasılsa. Hatta bazen çantamda çok küçük saklama kaplarından bulunduruyorum. Bazen İnci tabağında köfte falan bırakıyor. Çöpe atılacağına ya sonra yediriyorum veya da sokakta hayvanlara veriyoruz. Belki aranızda yadırgayanlar olabilir ama ben kendimi seviyorum bu duyarlı davranışımdan ötürü. Unutmadan evde de ambalaj atıklarını ayırırım. 2 ayrı çöp yaparım.

Yediğim meyveyi yazarken konu uzadı :)


Akşam yemeği olarak da 3 adet kıymalı biber dolması ve yoğurt yedim. Evde ekmek yoktu o nedenle 1 dilimden bile küçük kalan ekmeği yedim. Dolmayı pirinç ve bulgur karışık yaptım. Asla kinoalı dolma falan yapmam. Geleneksel yemek zevkimi bozmam. Bundan hoşlanmıyorum. Metabolizmamın da aynısını hissettiğini düşünüyorum. Dünya küreselleşebilir (globalleşebilir) ama yeme konusunda yerel (lokal) beslenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yani tabi ki canım isteyince suşi yiyorum ama kıymalı biber dolmasını da kinoayla falan yapamam yani. Yapanı da eleştirmiyorum herkesin özgür iradesidir.

Yemekten sonra başka birşey yemedim. Şu an bu satırları saat 22.00'de yazıyorum. İlerleyen saatlerde birşey yersem ekleme yaparım. 1 bardak süt içme ihtimalim yüksek mesela :)

Sevgilerimle...

Diyetisyen Serap Orak

25 Mart Cumartesi 2017

Bu sabah çok zor uyandım. Halbuki çok da geç yatmamış ve uykumu da almıştım ama resmen uyanabilmek için savaş verdim. Alarmı kapatıp yatmak çok tehlikeli birşey, neredeyse dalıyordum.


Evden çıkarken termosuma süt doldurdum. Önce birazını öyle içtim. Kalanını da yaptığım filtre kahveye ekleyerek içtim. 1 tane de dereotlu poğaça almıştım. Onu da aralarda yedim.


Tüm randevularım bitene kadar başka birşey yemedim. Yemek için arkadaşlarımla Watergarden'a gittim.Öğle yemeği saatim 14.30-15.00'i buldu. Happy Moons'ta tavuk yedim. Üzerinde biraz pesto sos vardı. O nedenle biraz yağlıydı ama bence yine de diyete uygun bir tabaktı. Kinoadan yapılmış bir garnitür ve salata vardı. Salatama biraz hardal da koydum. O kadar açtım ki tabakta hiçbir şey bırakmadım. İnanmazsınız diye fotoğrafını bile çektim :) Benim tabağımda yoktu ama arkadaşımın tabağından 4-5 tane de patates kızartması yedim. İçecek içmedim.




Yemekten sonra Espresso Lab'da bir Americano içtim. Sanırım içine koyduğum tatlandırıcıdan ötürü kahvenin tadı güzel gelmedi. Tamamını bitiremedim. Her zaman şekersiz içerim, nedense biraz tatlandırıcı koyayım dedim, kahveyi berbat ettim.

Tam bir avm çılgınlığı olsun diye Ordan çıkışta Brandium'a gittik. Değiştirmem gereken bir ayakkabı vardı, o mağaza da sadece Brandium'da vardı, o nedenle gitmeye mecbur kaldık. Oradan çıkışımız geç oldu. Yemek yemeye de fırsat olmadı, zaten acıkmamıştım da.

İlk saç kesimi

İnci'nin saçlarını doğduğundan beri hiç kestirmemiştik. Uzun zamandır taratmadığı ve yıkatmaktan hoşlanmadığı için kestirmeyi düşünüyordum. Düşünün yani haftada 1 kez banyoya zor ikna ediyorum, saçları kurutana kadar da çevirmediğim dolap kalmıyor ve taramak için de peşinde süründüğüm için tek çözüm yolu buydu. Brandium'daki Bal Kids Kuaför'de hayatında ilk kez onun saçlarını kestirdim. Sertifika bile verdiler. Saçının ucunu örüp onu da hatıra olarak aldım. Ahh! işte ben bu incelikler yüzünden...

İnci ve Berra

Eve gelince İnci'ye söz verdiğim için bolca mısır patlattım. Yağlı ve tuzluydu. Yemek yemeyince mısıra gömüldüm tabi. Şu gördüğünüz kase ile 2 kase dolusu patlamış mısır yedim. 1 bardak da Bacardi ve şekersiz Redbull karışımı içtim. Tam Cumartesi akşamı ama ;)


İlerleyen saatlerde 1 kase tuzlu ay çekirdeği de yedim.

Biraz geç yatınca karnım iyice acıktı tabi :( Sabah ki kahvaltı hakkımı gece kullandım diyebilirim. 4-5 tane siyah sele zeytin, 2 dilim cheddar peyniri, 1 dilim ekmek ve 2 parmak kalınlığında çiğ sucuk yedim! Tok bir şekilde, mutlu mesut yatağa gittim. Ama sabah kahvaltı yapmayacağıma dair kendime de söz verdim (gece yemeyip sabah kahvaltı yemek daha doğru olurdu tabi, siz yapmayın sakın)

Bir Cumartesi daha böyle bolca koşturmacalı ve hareketli geçti. Sabah yoğun bir iş, öğleden sonra da gezme olunca bugün sanki 2 günmüş gibi geldi bana.

Diyetisyen Serap Orak

25 Mart Cumartesi 2017

Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

5 Kasım Cumartesi 2016

Hatırlıyor musunuz bu blogu ilk yazmaya başladığımda yine bir internet yasağı nedeniyle bloglar açılmıyordu. Bazı bloglarda maç yayınları yapıldığı için blog siteleri engellenmişti. O zaman "şansa bak bir blog açtım yasak geldi" diye düşünmüştüm, şimdi de tam düzenli blog yazmaya başlayayım dedim memlekette internetin fişini çektiler. Sonumuz hayrolsun...

Sosyal medya ve whatsapp bağlantılarımız kapandığı için iletişim sorunları yaşamak açıkcası beni mutsuz etti. Neyse ki annemler geldi.


Sabah kalkınca büyük bir dilim tam buğdayından kaşarlı tost yaptım. Dilimi ortadan 2'ye kestim. Evde süt yoktu, o nedenle içemedim.

Ofise geçince sabah ki ilk randevum gelmediği için rahat rahat bir espresso içtim. İş açısından yoğun bir gündü. 1 fincan da hazır kahve içtim.

Ofisten saat 14.00'de çıktım. Yemeğimi 15.00'e doğru Semra'da yedim. Çok acıkmıştım ama akşam dışarı çıkacağımız için az yemek istedim. Sadece 1 tabak sulu köfte ve 1 dilim de ekmek yedim.


Yemekten sonra Çarşamba günü yapacağım ara sınav için sınav sorularını hazırladım. Ben ders anlatırken gülüp eğlenen öğrencilerime sesleniyorum: siz sınavdayken de ben eğleneceğim hahaha :)

Akşam yemeği için annem ve babamla Ataşehir Big Chefs'e gittik. İnci gündüz babasıylaydı, akşam onu restoranta bıraktı. Kuşum arabada uyumuş, orada da koltukta uyumaya devam etti.


O kadar acıkmıştım ki önce ortaya söylediğimiz mantarlı pizzanın 1 dilimini yedim. İnce hamurlu bir pizzaydı.


Sonra da ızgara somonlu kinoalı salata yedim. Yemekte sadece 1 kadeh Kavaklıdere öküzgözü kırmızı şarap içtim. Çok lezzetliydi. Aile yemeğinin tadı da bir başka oluyor. Çok şükür böyle harika bir ailem var... 


Tam salatamı yemeye başlamıştım ki İnci uyandı. Huysuzlanmaya ve ağlamaya başladı. O nedenle şu salatayı nasıl yediğimi bilmiyorum.

Yemekten sonra benim bir alt sokağımda oturan amcamlara gittik. Orada 1 bardak şekersiz çay ve 1 fincan da Türk kahvesi içtim.


Tam eve gelirken İnci beni ekti ve annemlerle beraber kalmaya Semra'ya gitti. Cumartesi gecesi tek başıma kaldım mı?:) Ben de digiturk portaldan bir film açtım ve onu izledim. Avrupa sineması izlemeyi çok severim, farklı kültürlere ait hayat deneyimleri izlemeyi seviyorum. Seven varsa tavsiye ederim. Türkçe adı "Kızın mı var derdin var" orjinal adı Päin Seinää. 

Film 00.30'a doğru bitti, izlerken çok acıkmıştım sadece 1 kase ev yoğurdu yedim. Akşam kalorili yediğim için çekirdek falan yememeye gayret ettim. 


Bugünü de böyle dikkat etmeye çalışarak geçirdim. Böyle devam edersem çok yakında hamilelik öncesi kiloma ineceğime inanıyorum. Son 3 yıldır şu 3 kiloyu verememiştim (tabi bu benim gayretsizliğim, yoksa dikkat edince yağlar gidiyor)

Sevgiler...

Diyetisyen Serap Orak

5 Kasım Cumartesi 2016

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

7 Mayıs 2015

Bugün tüm gün bir toplantıda olacağım için ofise gitmeyeceğim. Mesleki toplantılara katılmak bana hem çok iyi geliyor hem de uzun süredir görüşmediğim arkadaşlarımla görüştüğüm için eğlenceli de oluyor. Hasret gideriyoruz.


Güne çok erken başladım, çünkü 08.30'da Zorlu Center'daki Raffles Otel'de olmam gerekiyordu. Arkadaşlarımla Üsküdar sahilinde Bağ Pastanesi'nde buluştuk. 2 küçük peynirli sandviç yedim. Evden n çıkmadan önce 1 çay bardağı kadar da süt içmiştim. Keşke yemeseydim çünkü otelde kahvaltı için harika seçenekler vardı. Sabri Ülker Vakfı konuklarını ağırlamak için son derece özenle hazırlanmıştı. Ortam açık büfenin fotoğrafını çekmek için pek müsait değildi ama ben her zaman ki gibi blogum için rezil olmayı göze alıp yiyeceklerin fotoğrafını çektim :) Tok gittiğim için sadece şekersiz bir sade kahve içip yanında 1 tane hurma yedim. 








Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi'nin bu sene 3. senesiydi. Ben ilk kez katıldım. Geçen yıllarda bir davet almamıştım, bu sefer bu özel toplantıya katılma şansım oldu. Davetiye organize eden arkadaşlarıma buradan da çok teşekkür ediyorum.

Diyetisyenler grubumuz : Nebil Tok, Melis Gerem, Gamze Şanlı Ak, Sanem Apa Doğan, Elif Bilgin, ben, Fatma Koçak, Feyhan Belen ve Elif Erdin Yıldız

Sonraki arada bu sefer az sütlü bir kahve yanında açık büfeden de bazı sağlıklı atıştırmalıklar aldım. Kinoa ile yapılmış güzel bir ikram vardı. Ondan 2-3 tatlı kaşığı yedim. Birkaç pikan cevizi, 1 tane kayısı ve birkaç badem ile beraber oturumlar arasında lezzetli ve sağlıklı bir mola vermiş olduk.



Konuşulan konular oldukça güzeldi ama yeni bir bilgi öğrenmek dışında aslında bir revizyon oldu. Çok önemli beslenme profesörleri konuşmacıydılar. En çok vurgulanan konu her besinden yeterli ve dengeli alınmasıydı. Yani öyle tüm dünyada konuşulan protein diyetlerini gerçek bilim insanları dikkate bile almıyor bilginiz olsun…





Öğle yemeği menümüz de normalden biraz farklıydı. Başlangıç olarak mozarella peynirli domates vardı. Bunun 2 tanesini yedim (yanlış hatırlamıyorsam), ana yemekte somonun tamamını yedim, altındaki yabani pirincin yarısını yedim. Tatlıdan da 1 minik lokma aldım. hiç beğenmedim :(




Sonraki toplantılar arasında yine kahve içtim, ama sohbet etmekten ve ordan oraya gitmekten kahvelerimi hiç tam olarak bitiremedim.

Yıllardır görmediğim 3 üniversite arkadaşımı da gördüğüm için çok mutlu oldum. Keşke daha çok vaktimiz olsaydı.

Çok ciddi dinlerim… Fotoğraf için Can İleriok'a çok teşekkürler

Bu arada ilk kez Zorlu Center'a gittim, güzel bir avm olmuş. En azından açık havada dolaşabiliyorsunuz. Bu gün ki etkinlik sayesinde yine 2 kez motora binip boğazı geçme şansım oldu. İşte bunu yaşadığınızda İstanbul'da olduğunuzu hissediyorsunuz…

Eve geldiğimde tüm günün yorgunluğu üzerimdeydi. Ev halkı lahmacun siparişi vermiş. Aslında evde pırasa vardı ama ben de çoğunluğa uyup 1 tane lahmacun yedim ve 1 bardak da ayran içtim.

Sonra 1 tane de kahve içtim. 




Yarın sabah erkenden Üsküdar'da Berra'nın okuduğu okulda 3. ve 4. sınıflara beslenme eğitimi vereceğim için sunumuma biraz göz atıp yattım.

Ne yoğun bir hafta… İş hiç bitmiyor…

Diyetisyen Serap Orak Tufan

7 Mayıs Perşembe 2015

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...