Mazeretim var, depresyondayım

İnci 19 aylık

Blogda 45 günlük bir aradan sonra bu Pazar hem de Şubat'ın ilk günüyken yeni bir başlangıç yapmaya niyet ettim (bu sefer arkası gelir inşallah!). Eskiden (yani İnci yokken) ne kadar boş zamanım varmış, bir seferde oturup 3 günümü birden yazardım. Ama şimdi 1 günü bile yazacak zamanım olmuyor. Zamanım olduğunda da enerjim olmuyor. Hani mevsimi geçince suyu çekilmiş portakallar olur ya, işte gün bitip İnci uyuduktan sonra kendimi aynen öyle hissediyorum :( Kendimi iyi tanıdığım için ihtiyacım olan bazı şeyleri minimum düzeyde bile olsa yapınca enerjim yine yükseliyor ama artık stoklar o kadar bitti ki uzun süre dayanmıyor. Ayrıca düzensiz "uyku düzenimiz" devam ettiği için zaten elden bir şey gelmiyor.

İnanın Ocak ayı nasıl bu kadar hızlı geçti anlamadım. Son derece stresli, yorucu, beklenmedik olayların olduğu (burada anlatamayacağım şeyler), mutsuz, keyifsiz, uykusuz, hastalıklarla dolu bir ay geçti. Evet tam olarak böyleydi. Abartmıyorum. Allah'a şükür şimdi her şey yolunda. Hal böyleyken hem ofis hem ev hayatı beni çok yordu. Gerçek duygularımı öğrenmek isterseniz 2 gün evden kaçıp kendimi bir otele kapatmak istiyorum ve kimseyle konuşmak istemiyorum. Anlayacağınız depresyonun eşiğini geçeli çok oldu. İşte böyleyken blog yazmaya ne modum ne de zamanım uygundu. Geçenlerde twitter da yazdığım gibi, bebeği 23.45'de uyuyan çalışan bir anne olarak neye zaman ayırabilirim ki? Neyse ki akıllı telefonum var da sosyal medyaya girip kendimi biraz oyalayacak ve eğlendirecek bir fırsat bulabiliyorum. Hatta bu aralar en sevdiğim arkadaşım olan telefonumu sırf bu nedenle yeniledim :)

Kendimce dert yanacak pek çok şey bulabilirim ama hem sizi sıkmak hem de derdi benden büyük olanları gücendirmek istemem. Allah herkese başta sağlık sonra da yaşam enerjisi versin. Her şey zamanla ritmini bulur, pürüzler, sorunlar biter, sadece bu aralar böyle bir dönem yaşıyorum. Ne zaman az müzik dinlesem böyle oluyorum ben. Sevdiğim tüm cd'lerim öylece duruyor. İlk işim ofise bir cd player almak olacak. Günümün çoğu ofiste geçiyor çünkü. Bu arada boş durmadım, bütün çocuk şarkılarını ezberledim :) en çok mırıldandıklarım kırmızı balık gölde, pepe şarkıları, 5 küçük maymun yatakta zıplıyor :) Çocuğu olanlar anladı beni...

Bu satırları yazarken eşim çantasını alıp çoktan spora gitmişti (gördüğünüz gibi çocuktan sonra erkeklerin hayatının düzeni hiç bozulmuyor), İnci yanımda halının üzerinde yuvarlana yuvarlana çizgi film izliyor. Dönüp onu gördüğüm zaman bu kadar mutlu olmasam, hatta şu an yanaklarını yememek için kendimi zor tutuyor olmasam kendimi depresyonda sanacağım :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Bir diyetisyenin beslenme günlüğü
1 Şubat Pazar 2015

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

1 yorum:

  1. pepenin son şarkısı size gelsin o zaman..kalbim kırıldı, kalbim kırıldı, Pepe bana hiiiiiiiç inanmadı....
    bende, 1 güncük bile olsa,yalnız tatil yapma hayaliyle yanıp tutuşanlardanım. kalbim sizinle serap hanım...
    bolllllllll şükür ve sabır.....

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...