peynirli börek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
peynirli börek etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 GÜNLÜK ÇADIR KAMPI MACERAM (GÖKÇETEPE TABİAT PARKI)

Sevgili blog dostlarım merhaba,

Aylar yıllar sonra beni buralara atan rüzgar nedir diye soracak olursanız, ki sorarsınız bence :) hemen açıklayayım. Hayatımda bir ilke imza attım ve günlüğümde mutlaka yer alması gerekiyor bence. Şu dünyevi boyutta 42. yılımı yaşıyor iken ömrümde ilk defa çadır kampına gittim ve tam 3 gece çadırda kaldım. Şimdi bana koca bir alkış lütfen, hatta sitcom dizilerindeki alkış efektini kulaklarımda duyar gibiyim, işte öyle bir gurur benimkisi :)

Şimdi bu nereden çıktı diye sorabilirsiniz. Çünkü pek o kadar outdoor bir insan değilim, hatta fazlasıyla şehirli ve pastoral hayatın börtü böcek gerçeklerinden hazzetmeyen bir kadınım. Ama işte bu maceracı ve keşifsever bünye yıllardır böyle bir deneyimi merak edip duruyordu. Tek başıma böyle bir tatil yapamayacağım için uygun zamanın gelmesini bekliyordum ve o beklenen zaman kampsever erkek arkadaşım sayesinde geldi. Beni korkutan tek şey çadırın içine insan olmayan bir canlının girmesiydi, onun dışında piknik ve orman ortamına uyum sağlama konusunda bir endişem yoktu. Çünkü lise çağım Antalya'da geçtiği için yeterince günübirlik orman ve piknik deneyimim vardı. Hatta çoğu insana göre piknik gereçleri hazırlama konusunda üst seviyede sayılırım. Lise dönemimde bolca karavan tatili yapma şansım olduğu için ihtisasım tamam yani :)

Önce güzel bir hazırlık listesi yaptım. Çadır ekipmanları işi onda, mutfak ve yemek ekipmanları işi bendeydi. 2 gece konaklama fikriyle yola çıkıp 3 gece konaklayınca bazı yiyecekleri ucu ucuna yetiştirdik. Gitmeden önce öğünlerde ne yiyip ne içeceğimizi önceden planlayıp ona göre malzemeleri aldım. Peynirli börek ve kakaolu, rom aromalı, çikolata damlalı bir kek yaptım. Salata malzemelerini önceden yıkadım. Kahvaltı ve ana öğün için ayrı paketlere ayırdım. Sınıflandırma işini çok severim, benden iyi kütüphaneci olurmuş. Bu bir beslenme blogu olduğu için yiyecek/içecek ayrıntıları daha ön planda olacak ama kamp alanından da bahsetmek istiyorum.

Kamp alanını neye göre belirledik? Tabi ki daha önce deneyimlenmiş bir yer olması önemliydi. Erkekler için doğal hayatta yaşamak kadınlara göre çok daha kolay. Kadınlar için güvenlik, tuvalet vb. konular önem kazanıyor. Onun daha önce gittiği bir yer olması ve benim kalabileceğimi düşünmesi sonucu Edirne'deki Gökçetepe Tabiat Parkı'na gitmeye karar verdik. Cumartesi öğlen ofiste seanslarımı bitirdikten sonra yola çıktık ve saat 17.00 civarında kamp alanına ulaştık. Ve uzun süren bir zemin araştırması yaptıktan sonra ben çadırı tam şuraya kuralım dedim :)

Gökçetepe Tabiat Parkı

İlk gün kamp alanına gelirken yol üzerindeki köyden mangalda pişirmek için et almıştık. Buzdolabımız olmadığı için sonraki günler için stok yapamadık. Gider marketten alırız diye düşünüyorduk ama Pazar günü hala sokağa çıkma yasağı bitmediği için bu planımız suya düştü, markete et gelmedi. O nedenle sadece ilk akşam mangalda et pişirebildik, yanında salata yaptım. Patlıcanları evde unuttuğum için sadece biber közledik :) Yanında da kırmızı şarap içtik. Ekmek de yedim.




Şuraya bolca karınca, kelebek ve sinek eşliğinde kampta ilk akşam yemeğini yiyen bir Serap bırakalım :) 


Kampla ilgili ilk izlenimim ne kadar kalabalık olduğuydu. O kadar çok boy boy çadır vardı ki meğersem insanımız içinde ne kadar çok kamp biriktirmiş :) Hafta sonu olması nedeniyle deniz kıyısındaki arazi çok kalabalıktı ve bize yer yoktu. Biz de ormanın derinliklerine doğru ilerleyip denize paralel tepelerde yerimizi aldık. Orası bile kalabalık sayılırdı ama en azından çadırlar iç içe değildi. O sırada sürprizlerle dolu bir gecenin ardından bizi nelerin beklediğini bilmiyorduk. Sabah ezanı ile beraber bitmek bilmeyen ezanlar, dualar, ilahi konserleri, tekbir sesleri eşliğinde tam 2 gün geçirdik. Evet rahatsız ediciydi. Arka arkaya 5-6-7-8 kez ezan dinlemek hiç hoş değil. Çünkü uyuyamıyorsunuz, tam bitti derken diğeri başlıyor. Meğerse ormanlık alanın bir kısmını dini eğitim alan bir öğrenci grubuna tahsis etmişler ve çocuklar sırayla ezan ve dualar okuyarak pratik yapıyorlardı. Keşke insanların dinlenmek ve tatil yapmak için gittikleri bir yerde bu konuda hassas davranılsaydı ama nerde? Bari mikrofon kullanılmasaydı. Bu sebeple 3. gün çadırı deniz kenarına taşıdık ve bu kalabalık grubun gürültüsünden kurtulduk. Şimdi bu yorumumdan dolayı beni linçlemek isteyecek bir takım arkadaşlar için şöyle bir açıklama yapmak isterim. Eğer gece sabaha kadar yüksek sesle müzik dinleyen, sabahtan akşama bağıra çağıra eğlenen ve yüksek sesle müzik dinleyen başka bir öğrenci grubu da olsa rahatsız olurdum ve burada yazardım. Bu gibi öğrenci grupları için sadece benzer grupların olduğu alanlar yapılmalı. Neyse akşam ilahilerini dinlerken çekirdek de yedim.

Uykusuz bir gecenin ardından ertesi güne başladık. Çadırda kalabildiğim için ilk geceyi geçirmenin gururu ile çok güzel bir kahvaltı yaptım. 

Börek haricinde kızarmış ekmek de yedim. Kamp boyunca 2 öğün yiyebildim.

Kahve için mokapot getirmeyi de ihmal etmedim tabi ki


Kahvaltı sonrası kahve keyfimiz bitince deniz kenarına indik ve ben bu senenin deniz sezonunu açtım :)

Saroz 



Plajın hemen bitiminde çadırlar başlıyor


Deniz kıyısında güzel bir bira ve cips keyfinden sonra akşam yemeği hazırlıklarını düşünmeye başladık. Marketlerde tavuk ve hazır köfte hariç mangalda pişirecek bir et türü yoktu. İçinde ne olduğunu bilmediğim hazır bir köfte almam, tavuğu da sevgilim sevmediği için almadık. Bana kalsa mangalda kanat harika olurdu. Hal böyle olunca kampımız gerçek bir kamp deneyimine dönüştü ve mangal üzerinde makarna pişirdik, kahvaltı için aldığımız sucuğun yarısını pişirip ekmek arası sandviç yaptık, patlıcan alıp közledik ve evden getirdiğim yoğurtla meze yaptık. İyi ki küçük bir tencere getirmişim, oldukça işimize yaradı. Makarna pişirmek kamp için harika bir seçenek, ben ketçapla yedim :)


Ertesi gün sabah mangalda sucuk, hellim peyniri, peynirli börek eşliğinde güze bir kahvaltı yaptık.

Ve kahve kokusu yükseliyordu...

Arka çadır komşumuz olan çift bize dün gece kavun ikram etmişti

Kahvaltı sonrası çadırımızı da toplayıp deniz kenarına göç ettik. Çadırı yeni baştan kurup yerleştik. Artık hafta sonu bittiği için deniz kenarındaki çadırlar azalmıştı. Harika bir alan bulduk. Belli ki buraya hafta içi gelmek lazım. Hafta sonu plaj da çok kalabalık oluyor. 

Burası yeni çadır manzaramız

Burası da yeni kamp alanımız, daha dün burada 1 tane daha çadır kuracak yer yoktu

Deniz kenarında bira ve kuruyemiş keyfi de yaptım

Aslında kamp alanında market, cafe ve restoran işletmeleri var. Yani aslında isterseniz tüm öğünlerinizi dışarıdan satın alarak yiyebilirsiniz. Hamburger, döner, tost, köfte vs bulabilirsiniz. Ama biz öyle yapmak istemedik. Her öğünü sadece kendi getirdiğimiz yiyeceklerle geçirmek ve orada yapabileceğimiz en kolay ve pratik yemeklerle yapmak istedik. Diğer türlüsü bence bir kamp deneyimi sayılmazdı. 

Bu akşam da yemeğimiz domates, biber soslu makarna oldu. İçine aç bitir dana jambonlardan alıp koyduk. Keşke koymasaydık bence sade hali daha güzel olurdu. Açlıktan düşünemedik galiba :) Çok acıkınca yemeğin bitmiş halini çekmeyi unuttum. Ama makarnanın sosunu pişerken çekmiştim.


Yemekten sonra şarabımızı da alıp plaja indik, mum tamamen benim organizasyonum :) Dalga sesleri eşliğinde titreye titreye şarabımızı yudumlarken kadehlerimizi 40'ından sonra gelen aşklara ve ilişkimizin 6. ayına kaldırdık. 


Ertesi gün dinlenmiş bir şekilde güne başladık. Artık bütün yiyeceklerimiz tükendiği için 1'er dilim hellim peyniri, kek ve kahve ile kahvaltımızı yaptık. 


Kahvaltı sonrası her şeyi toplayıp son bir deniz keyfi yaptık. Son kuruyemişimiz de bitirdik :)

Şuraya 3 gece çadırda kalmayı başarabilmiş mutlu bir kampçı koyalım 

Hoşçakal Gökçetepe, ilk kamp deneyimim olarak seni hiç unutmayacağım :)

Saat 17.00'de İstanbul'a doğru yola çıktık. Eve varışımız saat 21.00 oldu. Yolda illa ki Tekirdağ köftesi yiyelim ısrarlarım sonucu güzel bir öğün yedik. 2 akşamdır derleme toplama makarna öğünleri yapmıştık. Ama bence çok zevkli bir deneyim oldu. Bir sonraki kamp için şimdiden kafamda bir sürü fikirler oluştu. 

Biber çok acıydı yemedim, patatesi de yemedim ama 1 dilim ekmek yedim

Hayrabolu Tatlısı/Tekirdağ yöresine özelmiş

Bu tatlıdan sadece 1 tane yedim ve ömrüm boyunca bir daha yemeyi düşünmüyorum. O kadar tatlı, şerbetli bir şey ki 1 tanesini bile bitirmek benim için zulüm oldu. Üzerinde tahin olmasa zaten yiyemezdim. Yemenizi asla tavsiye etmem, hele de benim gibi tatlı sevmeyen biriyseniz. 

Farkındayım çok uzun bir post oldu ama elimdeki görsel verilerle 3 ayrı güne bölmek yerine bir post ile tamamını yazmak istedim. Eğer hala okuyorsan buraya kadar okuduğun için çok teşekkür ederim blog dostum :)

Kamp ile ilgili benim açımdan en olumsuz şey tuvaletin uzak olmasıydı ve sık sık gitme şansımın olmamasıydı. Sabah olmasını beklemek biraz zorlayıcı oluyor :) Bunun dışında karınca ve sinek ısırıkları da var tabi ama buna diğer piknik deneyimlerinden alışkınım. İyi ki ortalarda gezinen sincap vb. hayvanlar yoktu. Olsa korkardım. Ayrıntılı planlanmış bir kamp olması sebebiyle pek zorlu bir şeyle karşılaşmadım. Çok şükür her şeyimiz vardı. Kamp partnerimle de gayet uyumluyduk, sanırım öyle olmasa çoktan birbirimizi yemiştik :)

Bizim çadırımız Decathlon markaydı ve 2 kişi için gayet konforluydu. Kamp yerinde bir sürü boy çadır gördüm. İnsanımız Decathlon'a sağlam yatırım yapmış :) sanırım ben de artık eve tabak çanak almak yerine kamp ekipmanlarına yatırım yapacağım. 

Pandemi bittiğinde daha farklı maceralarda görüşmek üzere satırlarıma son verirken şunu söylemek isterim. Ben çadırda kalabildiysem ve gece karanlığında, ormanın içinde tek başıma fenerle tuvalete gidebildiysem herkes yapabilir :) 

Beni kampa götüren sevgilime çok teşekkür ediyorum, bir hayalim daha gerçek oldu.

26, 27, 28, 29 Haziran 2021

Diyetisyen Serap Orak

Bu post 4 Temmuz 2021'de yazılmış ve yayınlanmıştır.

23 Mart Perşembe 2017

Selam ben geldim :)

Isınma turlarına başlıyoruz. Bugün kimler neler yedi bir düşünsün bakalım...

Mercimek köftesi

Bu sabah troid ilacımı aldıktan yarım saat sonra hızlı bir şekilde 1 bardak süt içtim ve 1 dilim de peynirli börek yedim. Börek ne alaka diye soracak olursanız; Pazar günü kız kardeşim Semra börek yapmıştı. Ben de mercimek köftesi yapmıştım. Kendi çapımızda şöyle bir gün havası estirelim dedik :) 3 çocuk, 3 anne çok eğlenceli bir Pazar öğleden sonra geçirdik.

Neyse gelelim bugüne...

Ofise gelince filtre kahve yaptım ve büyük bir kupa dolusu içtim. Kahvem geçen hafta Kolombiya'dan geldi. Tam da ofiste kahve bitmişti denk geldi.

Öğle yemeğimi 14.30 civarında yiyebildim. Evde 3 akşamdır karnabahar yemeği yediğim için bugün gözüm Arnavut ciğerine düştü ama ıspanağımın yanına çok az alarak iştahıma hakim olmayı başardım. Sadece ciğerleri yedim, patatesleri bıraktım. Ispanağı da bitirdim. Yanında 1 minik oval kepekli ekmek de yedim.


Yemek sonrası 1 bardak şekersiz çay ve 1 fincan da kahve içtim. Kahvenin yanındaki minicik lokumu da yedim :)

Bu satırları yazarken akşama ne yesek diye düşünüyorum. Karnabahar hala bitmedi ama sanırım bu akşam onu yemem. Akşama makarna, köfte gibi pratik birşey düşünüyorum. Buzlukta önceden yaptığım köfteler var nasılsa.

Mesaim saat 18.00'de bitiyor. O saate kadar başka birşey yiyeceğimi sanmıyorum. Çünkü randevularım var zaten.


İş çıkışı Semra ve Berra ile beraber yemeğe çıktık. Ümraniye'deki Kalbur'a gittik. Oranın yemeklerini çok beğeniyoruz. İnci de etlerine ve lahmacuna bayılıyor.


Yemekte 1/4 lahmacun, 1 porsiyon çöp şişin etleri ve yanındaki biber, domates (yağlarını yemedim tabi ki), 1-2 kaşık kadar haydari ve biraz da ekmek yedim. Birşey içmedim. 

Yemek sonrası şekersiz 1 bardak çay içtim.

Eve gelince dün BİM markette görüp aldığım fındık kreması dolgulu çikolatadan 1 tane yedim. Çikolatacı olmadığım için bana göre büyük bir porsiyon sayılır.


Bu satırları yazarken de 7-8 tane kadar badem yedim.

Bugün hiç meyve yemediğim için kaçırdığım şekerli şeylerden korkmama gerek kalmadı. Yoğun kalorili beslendiğim bir gün değildi. Gayet sağlıklı beslendim bence. Suyu biraz az içtim tahminimce. Çünkü bugün çok üşüdüm. Hava çok soğuktu.

Diyetisyen Serap Orak

23 Mart Perşembe 2017


Sosyal medyada takip etmek için:

İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap 

354. GÜN

7 Şubat Salı 2012

Salı günü Etiler/Ulus çalışma günüm. Bugün çok yoğun değilim. Bu karlı günlerde herkes kar tatilinde...

07.30
3/4'e yakın sokak simiti- arabada giderken
2 dilim beyaz peynir

09.30
1 kupa kahve


13.00
1 kase tarhana çorbası
5-6 tane kıymalı yaprak sarması (bulgurlu)
1 dilim peynirli börek
1 kaşık karnıbahar/brakoli

Füsun Hanım'ın ellerine sağlık sarma ve börek çok güzeldi. Aslında daha yerdim ama Füsun Hanım'ın doğumgünü pastasından yiyeceğim için fazla hamur işi yemek istemedim. Nice mutlu yıllara...


15.30
1 kupa kahve
1 küçük dilim pasta

17.30
6 adet çiğ badem-yağlı tohumlarda kavrulmamış  tuzsuz olanlar her zaman için daha sağlıklıdır.

Bugün erken çıkacağım akşam randevum yok. Eşimin de işi erken bitmiş. Eve gidip güzelce ev yemeği yiyelim...


19.30
1 büyük kase yoğurt çorbası
2 adet köfte
Bol salata (eşim harika yaptı yine)
1 küçük dilim pizza (Pazar'dan kalma)

21.30
1/2 elma
Birazcık çekirdek

Toplam 2 litre kadar su

Günün değerlendirmesi :
Bugün ev yemekleri yediğim için güzel bir gündü. Yarın ne yiyeceğimi şimdiden kafama koydum. Kaç gündür bir şekilde aklıma suşi girdi. Yarın akşam yerim artık. Bugün pasta kalorisi hariç lüzumsuz birşey yemedim bence.

Artık blogumun yıldönümü yaklaşıyor. Bu kadar sevilen ve faydalı bulunan bir blog olduğu için çok mutluyum...

7 Şubat Salı 2012

Diyetisyen Serap Orak Tufan

www.seraporak.com
www.kendinizeiyibakin.com

333. GÜN (Antalya)

17 Ocak Salı 2012

Antalya'da güneşli bir güne başladım. Ama hava çok soğuk! Kısa kalacağım için annem tüm programımızı doldurmuş. Komşu ve ev gezmelerimiz olacak...


10.30
1 bardak çay
1 adet yumurta (1/2 beyazı, sarısının tamamı)
1 dilim tulum peyniri
3 adet yeşil zeytin
5 minik siyah zeytin (zeytinler anne-baba mahsulu, Antalya'da zeytin yapma kültürü vardır)
1 kaşık biber domates sosu
2 dilim tam buğday ekmeği
2 minik domates 

Kahvaltı sonrası annemle yeni açılan alışveriş merkezi Terra City'e gittik. Biraz alışveriş yapalım dedik. Havanın bu kadar soğuk olmasından mı nedir taaa burdan palto aldım iyi mi?! :)

Sonra bir aile dostumuz olan Neşe Teyze'ye gittik. Bir ev gezmesinde olabilecek en önemli kalori bombaları masada hazır bekliyordu. Ben de çok acıkmıştım...


16.00
1/2 kase çorba
1 dilim kek
2 küçük dilim peynirli börek (gerçekten çok küçük dilimlerdi, tatlı tabağına olan orantısından anlayabilirsiniz, bu tabak tatlı tabağıdır)

1/2 parça elmalı tarçınlı cevizli krep (işte buna hasta oldum! Kendimi tutmasam bundan 20 tane yerdim heralde çok lezzetliydi, ben de yapacağım)
Kırmızı biber turşusu
Sonradan 1 tane de minik ekler pastadan yedim
2 bardak şekersiz çay

Eve gelince soğukla savaşmak için bitki çayı içeyim dedim...

18.00
1 kupa bitki çayı
1 adet kuru incir


Annem savaşa hazırlanır gibi yemek yapmış, ama ben çabuk doyan biri olduğum için yeterince randımanlı yiyemiyorum. Üzülmesin diye ne yaptıysa bolca yemeye çalışıyorum.


19.30
1 kase domatesli şehriye çorbası
8 küçük kıymalı yaprak sarma
2 minik kuru biber dolması

1 dolu tabak yoğurtlu semizotu salatası (tabi ki sarımsaklı)

1 adet zeytinyağlı enginar dolması


21.00
1 Türk kahvesi

Blog yazmaya burada da devam ettim...


22.00
6 adet badem
Karışık meyve (toplamda hepsi 2 porsiyon eder)

Toplam 2 litre kadar su 




Günün değerlendirmesi : 
Bugün ev gezmesinde yediklerim nedeniyle fazla şekerli ve karbonhidratlı bir gün oldu. Ama hareketli bir gündü. Böyle günlere her zaman katılmadığım için azar azar herşeyden yiyerek tadını çıkardım diyebiliriz. Elmalı ve tarçınlı krep muhteşem bir fikirmiş yapanın ellerine sağlık. Büyük pastadan ve çikolata kaplı pişmaniyelerden hiç yemedim.
Evde zaten çok sağlıklı yemekler yedim. Sadece yoğurtların sarımsaklı olması nedeniyle şişkinliğim oldu. Ama sarımsak uğruna herşeye değer. Sarımsağa da aşığım...

17 Ocak Salı 2012

Diyetisyen Serap Orak Tufan

www.seraporak.com
www.kendinizeiyibakin.com
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...