yaz tatili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaz tatili etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2015 Tatil özeti (Rixos/Antalya)

Tatilden döndüm blog :)

Dün ilk iş günümü de geçirdim. Ama kafa yoğunluğundan dün yediklerimi çekmeyi unuttuğum için blog yazmaya bugün başlayabildim. Bu hafta tatil sonrası beslenmeyi düzenleme zamanı. Tahmin edersiniz ki açık büfe otelde 5 gün kalınca yeme-içme konusunda insan kendi limitlerini zorluyor. 3 gün de anne evine gidince olan oldu… Dün tartılıp 1 kg aldığımı görünce sevindim açıkcası :) ben daha çok almışımdır diye düşünüyordum. Dün 57,4 kg idim. İşin kötü tarafı ödem yok, bayağı yağdan kilo almışım (çok normal yedim, içtim, yattım inkar etmiyor vücut). Bu hafta dikkat edersem bu fazlalıktan hemen kurtulabilirim. İşte işin bütün sırrı bu! Hemen telafi edilecek, bahane üretilmeyecek, 1 kg bile önemsenecek! Neyse yeni aldığım elbisemi rahatlıkla giyebildiğime göre tipim o kadar bozulmamış demek ki :)

Tatil için Rixos Premium Tekirova'ya gittik. Ben yemeklerden ve otelin imkanlarından memnun kaldım ama odaların temizliği konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Premium bir otelde olmaması gereken ihmaller vardı. Yeni giriş yapılan bir oda temiz olmalı ama değildi malesef :( zaten bunu ETS'ye şikayet olarak bildirdik. Bu arada otel çalışanlarının tamamı çok nazik ve güleryüzlüydü.

Rixos Bahçe

İnci 5 gün boyunca çok az şey yedi (bu beni bunalıma soktu ama sonrasında boşverdim). Günde 1 muz ve 1 köfte kadar et yiyen bir çocuğunuz olunca ister istemez strese giriyorsunuz. Otel ortamından, kalabalıktan hoşlanmadı belli ki iştahı tamamen kapandı. İnanın sırf "yesin de ne yerse yesin" diye düşündüğümden patates cipsi, tatlı bisküvi, lokum, şeker, dondurma vs. ne kadar abur cubur varsa verdim. Onları bile pek yemedi, 1-2 ıssırık o kadar. Annemlere gidince herşey normale döndü ve şaşırtıcı bir şekilde herşeyi yedi. Tüm öğünlerini hem de!

Lotus Bar

İnci havuza ve denize de girmedi. Korkuyor malesef :( kıyıda kumla oynamayı tercih etti. Havuz kenarında da suyla oynadı. Girsin diye üstüne gitmedik, girmek istemiyorum deyince baskı yapmadık. Ben de çocukken denize girmezdim, korkardım. Bence bazı şeyler genetik ve içgüdüsel. İnci de sevmiyor işte. Belki büyüdükçe heveslenir.


Eşimle bir karar verdik. Bir daha ki seneye İnci'yi 2 gün annemlere bırakıp baş başa kalacağız. Çünkü beraber ne denize girebildik, ne baş başa bir kahve içebildik, ne de yemek yiyebildik. İnci babasına sardı. Adama rahat rahat bir kahve bile içirmedi. Buradan çocuklu ailelere tavsiyem tatile çocuklu arkadaşlarınızla veya ailenizle gitmeniz olur. En azından onlar çocuğunuza bakarken rahat rahat bir yemek yersiniz veya eşinizle denize girersiniz. Gerçi İnci deniz veya havuza girse üçümüz de eğlenebilirdik ama girmeyince yapacak birşey yok. Her çocuk aynı değil tabi.


Gelelim otelde neler yediğime…

Her öğün suşi çıktığı için sık sık suşi yedim :) bolca deniz ürünü ve balık tüketimim oldu. Hiç salata yemedim çünkü yerim kalmıyordu. Pilav, makarna, patates kızartması hiç yemedim. Bazen 1-2 kaşık kısır aldım. Zeytinyağlı kabak, taze fasulye ve semizotu mutlaka yedim. Ekmek de yemedim (dünya kadar çeşit vardı). Onun yerine börek veya sarma/dolma tarzı yiyeceklerden yedim. Kırmızı et 1 kez yedim ve tavuk da yemedim. Genelde balık ve deniz ürünlerini yedim. Kahvaltıda da yine tarzımın dışında yemedim. Sadece peynir çeşidi bir miktar fazla oldu. Bir de börek yedim. O kadar çok çeşit vardı ki yemem, tadına bakmam mümkün değildi. Aslında bu açık büfe hiç benim tarzım değil. Çok da israf oluyor ve atılıyor yiyecekler. Çünkü herkes tabakları doldurup doldurup yemeden bırakıyor. Üzülüyorum buna. Kendim de yiyeceğim kadar alıp ziyan etmemeye gayret ettim. Sadece tatlı için birer çatal alıp bıraktığım oldu. Tatlı sevmesem de cazibelerine dayanamadım :) Meyve de az yedim. Otelde kuruyemiş ve alkolü kaçırdım diyebilirim. Özetle böyle beslendim.

Eğer yüzseydim bu kadar çabuk yağlanmazdım. Aldığım fazla kalorinin büyük kısmını yakardım ve metabolizmamı hızlandırırdım ama canım tek başına yüzmek istemedi.

Otelin ayrılmaz baba kızı :)

Genel olarak fiziken dinlendiğim ama ruhen gerildiğim bir tatil oldu diyebilirim. Ama tabi ki kafam da boşaldı. Bir sonraki kısa tatilimi şimdiden hevesle bekliyorum.

Bu sene sağlam enerjiye ihtiyacım var, yepyeni şeyler düşünüyorum…

Blog devam edecek…

Antalya Lara Movida Beach


Diyetisyen Serap Orak Tufan

2 Temmuz 2015 Perşembe

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

TATİLDE NASIL BESLENELİM?


Yaz mevsiminin gelmesiyle beraber bütün bir yıl hayalini kurduğumuz tatil planları da hayata geçmeye başladı. Aslına bakarsak yaz ya da kış farketmez, tatil tatildir. Ancak bol dinlenmeli uzun yaz tatillerinin tadı daha başkadır. Pek çoğumuz zaten yaz tatili öncesi diyetlerle fazla kilolarımızdan kurtulduk, daha rahat bir yaz mevsimine hazırız. Ama...


Tatil söz konusu olunca pek çok koşulda farklılaşma ortaya çıkar. Hava değişimi, sıcaklık ve zaman farkı, uzun mesafeli otobüs veya uçak yolculukları, farklı kültürlere ait besinler ve beslenme tarzları, hatta içtiğimiz su bile değişmektedir. Tüm bunlar karşısında en ilkel dönem alışkanlıklarını bile unutamayan vücudumuz kısa süre içinde büyük uyum sorunları yaşayabilir.

Son yıllarda büyük şehirlerde yaşayan ve dinlenmeye az zaman ayırabilen çalışan insanların tatil anlayışı "herşey dahil" hizmetlerin yer aldığı bir kavrama dönüşmüştür. "Şımarmak benim de hakkım!" diye düşünen "bizler" herşeyin önümüzde hazır olduğu, kusursuz tatil seçeneklerini reddedemeyip "ruhumuzu" dinlendirirken malesef "bedenimize" eziyet etmekteyiz. Hayatımızda "herşey dahil" keyifler yaşamak istiyorsak bazı şeylerden biraz fedakarlık etmemiz gerektiğini hatırlatmalıyım.

Öncelikle büyük emek, sabır ve para harcayarak kavuştuğumuz formda bedenimizi tatil rahatlığına bırakıp verilen kilolaları almak istemiyorsak dikkatli olmamız gerekiyor. Diyet döneminde öğrendiğimiz temel kurallar tatilde de geçerlidir! Çok hareketli bir tatil geçirip (yüzme, yürüyüş vb.) daha çeşitli beslenebiliriz veya hareketsiz olmayı tercih edip daha düşük kalorili ve  az çeşitli beslenebiliriz. En kötüsü herşeyi göze alıp (kilo almayı) tatil dönüşü beslenme tercihlerimizden pişman olabiliriz.

En güzeli her zaman için hazırlıklı olmaktır. Tatile gideceğimiz günler önceden belli olduğu için gitmeden 1-2 hafta önce vücuttaki fazla depo kaloriyi bir miktar azaltmak için boşaltma diyetleri uygulamak iyi bir çözümdür. Özellikle bol yemeli, içmeli bir tatil planımız varsa öncesinde sıkı bir egzersiz (kardiyo) ve düşük kalorili/yağlı bir diyet (detoks vb.) uygulamamız yerinde bir karar olacaktır.
Gelelim açık büfe ve sınırsız içki tercihlerinin olduğu tuzaklara! Yapılabilecekler...
Tatildeyim diye çok geç saatlerde kalkmayın, metabolizma düzeni sever. Çok geç yatmazsanız çok geç de kalkmazsınız
Kahvaltıyı sakın atlamayın!
Kahvaltıda bal,reçel,marmelat vb. tatlı yiyecekleri yemeyin. İlerleyen saatlerde canınız dondurma, meyve veya tatlı büfesinden kaçamaklar yapmak isteyebilir
Kahvaltıda ve diğer tüm öğünlerde yağlı besinler ve kızartmalar yemeyin. Sıcakta yağ toleransımız azalır
Akdeniz tarzı bir kahvaltı tercih edin(peynir, zeytin, domates,  salatalık, yeşillikler,tam tahıllı ekmek veya çörek, meyve vb.) ,mümkün olduğunca işlenmiş et ürünlerinden kaçının(sucuk, salam, jambon, sosis, pastırma vb.) . Diğer öğünlerde protein ağırlıklı beslenme olasılığınız yüksektir.
Kahvaltı büfesinden yanınıza meyve alın, ara öğün olarak yiyebilirsiniz. Bu şekilde yüksek kalorili diğer atıştırmalıklardan kaçınabilirsiniz
Öğle ve akşam öğününüzü geçiştirmeyin, sofradan mutlaka tok kalkın. Aç olursanız sürekli bir atıştırma halinde olursunuz
Açık büfe avantajlarından faydalanın, hazırlanması vakit ve uğraş gerektiren besinleri tatilde sıklıkla tercih edin(zeytinyağlı sebze yemekleri, salata çeşitleri vb.)
Öğle ve akşam öğünlerinde protein ağırlıklı beslenin. Protein daha tok kalmanızı sağlar. Tercih edeceğiniz et türünün ızgara veya fırında pişmiş olmasına dikkat edin.Yağda kızartılmış et çeşitlerinden kaçının.
Etinizin yanına farklı sebze yemeklerinden birer kaşık olmak üzere 4-5 çeşit sebze alın. Ayrıca bir tabağa bolca yeşillikden oluşmuş bi salata hazırlayın
Pilav/makarna/börek vb. karbonhidratlı yiyecekleri yemek isterseniz ekmek yemeyin. Yüksek porsiyonlarda tüketmeyin
Her yemeğin yanına patates kızartması almayın, alırsanız diğer karbonhidratlı yiyecekleri yemeyin. Yağlı soslar kullanmayın
Tatlı büfesine gitmeyin veya tatlı için arkadaşlarınızla/eşinizle/ailenizle ortak tabak hazırlayın. Sadece tadımlık birkaç lokma yemeye çalışın fazlasını kaçırmayın.
Tatlı yemek isterseniz öncelikle hafif tatlıları tercih etmeye çalışın. Sütlü tatlılar, dondurma, meyve salatası, dondurmalı içecekler, buzlu meyveli içecekler tercih edilebilir. Şerbetli ve hamurlu tatlılardan kaçının. Yağda kızartılmış tatlıları yemeyin. Tatlı yanında kaymak ve krema gibi yağları tüketmeyin.
Yaz mevsiminde su tüketimi çok önemlidir. Sıcaklık nedeniyle aşırı terleme su  ve mineral kaybına neden olur. Vücut suyunu dengede tutabilmek için en az 2-3 litre su için. Sıvı alımı arttırın (limonata, taze ve doğal meyve suları,  ayran,  asitli olmayan light içecekler). Eğer kan basıncınız (tansiyon) düşükse ayran ve mineralli suları tercih edin. Kan basıncınız yüksekse tuz alımını kısıtlayın. Maden suyu içmeyin. Tuzlu ve salamura besinleri tüketmeyin (aşırı tuzlu zeytin, peynir, turşu, tuzlu kuruyemişler, salamura ve tütsülenmiş(füme) etler, soya sosu, cipsler vb.).

Tatil döneminde alkol tüketimi de önemli bir konudur. Sınırsız alkol imkanı sizin de bir sınırınız olmadığı anlamına gelmez. Özellikle yüksek alkollü içkileri az miktarda tüketmekte fayda vardır. Gündüz en sıcak saatlerde alkolden kaçınmak daha doğru olacaktır. Fazla alkol tüketimi su kaybına neden olacağı için kan basıncının artmasına neden olabilir.

Yaz tatillerinde en sık yaşanan sorunlardan biri de besin zehirlenmeleridir. Pek çok insan  açıkta satılan, hijyenik kurallara uygun hazırlanmamış yiyecekler nedeniyle tatili acil servislerde  geçirmektedir. Sıcaklık nedeniyle besinlerde mikroorganizma üremesi kolaylaştığı için dışarıda olan sıvı ve besin tüketiminize dikkat etmelisiniz. İyi pişmiş yemekleri tercih etmeli, az pişmiş veya çiğ etli yemekler yememelisiniz (çiğ köfte, suşi, az pişmiş etler, kokoreç vb.). Kolay bozulabilen tavuk ve balık etini hijyenine güvendiğiniz restoranlarda tercih etmeli, açıkta satılan besinleri yememelisiniz. Soslu, mayonezli, kremalı besinlerden uzak durmalısınız. 

Hava değişimi ve uzun süren yolculuklar aynı zamanda barsak fonksiyonlarını da etkiler. Sürekli oturma pozisyonu kan dolaşımını yavaşlattığı için kabızlık ve gaz şikayetine sebep olur. Yolculuk öncesi ve sonrası bol lifli beslenmekte fayda vardır. Yolculuk sonrası kabızlık olmaması için kayısı, armut, erik vb. meyveleri atıştırmak iyi gelebilir. Yolculuk sırasında sık tuvalete çıkmamak için su içmekten kaçınıldığında da yine kabızlık sorunu görülebilir. Sonrasında bolca su içmek gerekir.

Tatil dışında hareketsiz ve masa başında geçen bir hayatınız varsa tatildeki egzersiz  imkanını değerlendirmeye çalışın. Yüzmek hem serinlemenizi hem de çalışmayan tüm kaslarınızı kullanmanızı sağlar. Hem kalori yakmış hem de vücudunuzu sıkılaştırmış olursunuz.
Diyetisyen Serap Orak 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...