Merhaba blog,
"En son bu kadın yılbaşında yazıp gaza gelmişti ama devam etmedi yine" diye düşündüğünüzü duyar gibiyim… Haklısınız da. İnanın yılbaşı akşamı o kadar kaçırmadım ama sonraki günlerde evde kalan yemekler ve kuruyemişler nedeni ile biraz fazla yemiş ve hatta biraz kilo almış olabilirim :( yazacak yüzüm yoktu yani. Üstüne geçen hafta Pazar gecesi İnci'nin bakıcısından gelen mesajla birlikte sinir ve stres de eklenince geçen haftayı yok saysak iyi olur diyebilirim. İnanın fotoğraf çekecek modum bile yoktu.
Tahmin edersiniz ki bir bakıcı krizi daha yaşadık. Allah'a şükür büyük bir sorun yaşamadık ama bakıcımız sık sık kendine izin verip aniden gelmediği için bu sefer artık umudumuzu kestik. Pazar gece annesinin rahatsızlandığı ve aniden onun yanına gitmesi gerektiği mesajını yolladı. Olabilir hastalık, sağlık hepimiz için ama nedense ben iyi niyetimizin kötüye kullanıldığını düşünüyorum. Bu 3. sefer oluyor. Daha önce de bir bayram dönüşü gelmeyip haber bile vermemişti ve 1 hafta daha tatilini uzatmıştı. Sonra bir kez de yine bir akraba vefatını öne sürüp aniden gitmişti. O nedenle bu sefer artık pek inanasım gelmedi. Neyse bekleyelim dedim ama Çarşamba bir mesaj daha gönderdi 2-3 hafta refakatçi kalacakmış (bakın mesaj diyorum arayıp bir açıklama yapmak yok yani, dönüş meçhul…) Şundan dolayı üzüldüm, aramızda olumsuz hiç bir durum olmadığı halde tenezzül edip aramaması, açıklama yapmaması çok ayıp. Sonuç da bu da bir iş sözleşmesi ve kimse işine mesajla başlamadığı gibi mesajla da bitirmez. Arayıp bir özür belirtebilirdi. Kaldı ki annemler haftasonu yani yılbaşı bitince Antalya'ya dönebilirlerdi. Eşim belki bu hafta bir işe başlayabilirdi yani ben hayatımdaki her ayrıntıyı anında bildirmek zorunda değilim ki, o zaman İnci ne olacaktı? Annemler mecburen kaldılar, bu ay sonuna kadar böyle idare edeceğiz artık Şubat ayında da İnci'yi tüm gün bir kreşe vermeye kararlıyız. Zaten bakıcının bizi yeniden arayacağını hiç sanmıyorum. Çalışmak isteyen insan işine sahip çıkar. Bakıcımıza ödediğimiz ücretle İnci'yi Ataşehir'in en iyi kreşine verebiliriz, üstüne de bir sürü para cebimizde kalır.
Bu hikaye de böyle bitti…
Artık yeni bir hafta yeni işler ve kararlarla devam edelim. Ben şu aldığım kiloyu vereyim, işimle ilgili bir takım yenilikler yapacağım onlara odaklanayım, Çarşamba bir röportaj çekimim var ona hazırlanayım… Benden şimdilik bu kadar. Çocuktan sonraki bakıcı stresi her tür işten daha zor, emin olabilirsiniz.
Sevgiler…
Diyetisyen Serap Orak Tufan
Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap
Twitter için https://twitter.com/DiyetisyenSerap
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
bebek bakıcısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebek bakıcısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Merhaba Mayıs 2015 :)
İnci 22 aylık |
Aslında bir kaç gün önce süper bir blog yazısı yayınlayacaktım, yazı herşeyiyle tamamdı ama teknoloji kurbanı oldum :( Meğerse bilgisayarım kayıt yapmamış (sık sık otomatik olarak yazılanı kaydediyor aslında, bu sefer yapmamış). Sayfayı ön izleme yapmak için güncelleyince herşey tamamen yok oldu!!!! Akşamın bir vakti neredeyse ağladım diyebilirim :( ilk işim tansiyonum düzelince buzdolabındaki bir şişe birayı kapıp açmak oldu. Birkaç yudum alınca gerçekleri kabullenip sağlıklı düşünmeye başladım. Birayı da bitiremedim. Resmen üzüntüden iştahım kapandı!
Neyse o bölümü ayrıca yazacağım, çünkü katıldığım bir etkinlikle ilgiliydi ve sizinle paylaşmak istediğim bir konu. Koca postun silindiği aklıma geldikçe hala acayip moralim bozuluyor.
Gelelim son günlerden haberlere…
3. bakıcı girişimimiz başarıyla sonuçlandı :) Artık İnci için referanslı, yeni bir bakıcımız, evin mutfak işleri için de süper bir yardımcım var. Emine Hanım geçen hafta işe başladı, biz kendisinden çok memnunuz ama İnci resmen kadına kök söktürüyor, aslında hepimize sayılır çünkü yemek yemiyor, uyumuyor, arıza çıkarıyor ama herkes bunların çok normal olduğunu söylüyor. Yavaş yavaş alışacaktır. Biz yedirince yemeklerini yiyor yaramaz :) Sigorta konusunda da sorun çıkarmadı, ilk günden açık ve net oldu bize karşı.
Eski yeteneksiz bakıcım yemek yapmayı bilmediği için evin tüm yemek işleri bendeydi. Eve 19.00'dan sonra gelen çalışan bir kadın olarak çok yoruluyordum. O nedenle şu an Emine hanım'ın yaptığı yemeklerle resmen yeniden Lale Devri'me başladım diyebilirim. Ayrıca bakıcımız Hataylı olduğu için mutfak konusunda çok da becerikli. Maşallah diyelim :) Annemler de gitti bu arada…
Artık beslenme günlüğüne dönelim…
Son 1 ayda psikolojik nedenlerden dolayı yeme davranışımda biraz sapmalar oldu (eski bakıcının hırsız çıkması, yeni bakıcı arayışları, eşimin işten ayrılması, iş yoğunluğu vs.). Bazı akşamlar cips, bazı akşamlar pasta, bazı günler de fazla hamur işi kaçırdım. Neyse ki çok kilo almamışım, bugün tartıldım 56,7 kg olmuşum. Fazla değil ama biraz yağlanmışım, %21 olan yağ oranım %23 olmuş :(
Biraz sade beslenirsem herşey yoluna girecektir. Panik ve umutsuzluk ve hatta boşvermişlik yok! Asla! Yaz da geliyor zaten ;) otel rezervasyonu bile hazır…
Gelelim bugün yediklerime…
Sabah 2 dilim İHE organik tam buğday ekmeği ile yapılmış kaşarlı tostumu yedim, yanında sadece 2 yudum süt içebildim çünkü evde günlük süt bitmişti.
Ofise gidince şekersiz 1 kupa hazır kahve içtim. Artık ofise eşimle gidiyorum. Yeni bir ofis arkadaşım var yani :)
İş çıkışı İnci ve eşimle Migros alışverişi sonrası eve gelince, hazır pişmiş 1 tencere zeytinyağlı enginarı görünce o kadar mutlu oldum ki, eşim bana 30 tane gül alsa o kadar mutlu olurum yani! Şu güzelliğe bakar mısınız?
Bol garnitürlü 1 tane enginar yedim. Çok lezzetli ve tam damak zevkime uygundu. Emine Hanım'ın ellerine sağlık… 3-5 tane de penne makarna yedim.
İnci'ye yemek yedirip uyuttuktan sonra yaklaşık 12 tane iri çağla yedim. Tabi ki tuzsuz! Hipotroid hastası biri olarak zaten çok ödemli olabiliyorum, fazlasına gerek yok!
Çağla mevsimi |
Sonra da mama sandalyesinde servis edilen :) 1 Türk kahvesi içtim ve blog yazmak üzere bilgisayar başına oturdum. Biraz sonra da akşam yemeği için mutfağa gireceğim (eşim enginar yemez de- hatta 2-3 çeşit sebze dışında sebze yemez)
Evdeki son durum bu :)
Migros'tan aldığım kuzu kuşbaşı o kadar yağlıydı ki yemek yaparken resmen midem bulandı, iştahım kapandı. Tekrar gittiğimde bunu şikayet olarak ileteceğim. Yani resmen yağa para vermişiz. Ayıp yani…
Yemek yaparken karnım acıktığı için kardeşimin yaptığı minik bir parça poğaça yedim.
Akşam yemeğimi 19.00 civarında yedim. Pişirdiğim çoban kavurma çok yağlı oldu ama neyse ki domatesi, soğanı, biberi boldu. Pilavı da eşim yaptı. O da az yağlı olmuş. Böylece dengeyi sağladık :)
Biraz çoban kavurma, pirinç pilav ve salata yedim.
Saat 21.30 civarında da yaklaşık 2 porsiyona eş değer olabilecek kadar çilek yedim. Gerçekten güzeldi.
Yatmadan önce acıkınca 2/3 kase kadar yoğurt üzerine 1 yemek kaşığı dolusu yulaf ezmesi koyup yedim. Yulaf ve yoğurt karışımına bayılıyorum, biraz bekleyip yulaflar yumuşayınca daha güzel oluyor. Bazen akşam yoğurtlarını İnci'ye de böyle yediriyorum. Hatta bazen İnci'nin tarhana çorbasına da koyuyorum pişirirken. Özellikle bebekler için barsaklara ve kabızlığa çok iyi geliyor. Bebeğiniz keçi pisliği gibi kaka yaptığında mutlaka yulaf yedirin.
Gün bitti :)
Diyetisyen Serap Orak Tufan
2 Mayıs 2015 Cumartesi
Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap
Twitter için https://twitter.com/DiyetisyenSerap
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
Etiketler:
bebek bakıcısı,
çağla,
çilek,
çoban kavurma,
Diyetisyen Serap Orak Tufan,
keçi pisliği şeklinde bebek kakası,
pirinç pilavı,
salata,
yulaf ezmesi,
zeytinyağlı enginar
Bebek Bakıcısında Olmaması Gereken Özellikler (deneyimsiz anneden kazık yemiş anneye giden yoldaki en önemli adımlar)
Bugün bizim için yepyeni bir gün başladı. İnci için yeni bir bakıcı ile anlaştık. Bu sefer gerçekten deneyimli, referanslı, düzgün biriyle yolumuza devam edeceğiz. Daha önce blogda bahsettiğim bakıcıyla çalışmaya 2 hafta önce son verdik. Neden mi? Çünkü hırsızdı!
Size yaşadığım sıkıntıları çok ayrıntılı anlatmayacağım ama ana hatlarıyla bahsedeceğim ki siz de bir gün benimle aynı sorunları yaşamayın, en azından benzer sorunlar yaşıyorsanız bizim kadar çok kaybınız olmadan atlatın. İsmini bile artık kullanmak istemediğim bu basit insan modelini siz de biraz tanıyın.
1. Asla ve asla nüfus kağıdı olmayan birini işe almayın, kimliğini mutlaka görün. (yok efendim kaybetmiş de, çıkartmak için ceza ödemesi gerekiyormuş da, onu ödeyecek parası yokmuş da vs. vs. aylarca sizi oyalamasına müsade etmeyin)
2. İşe aldığınız insanın vücudunda ne gibi izler olduğunu en başta göremeyebilirsiniz (bu etapta saklar) ama kollarında bir sürü kesik izi olan, belli ki daha önce defalarca kendini öldürmek istemiş veya etrafındaki insanların bu şekilde dikkatini çekmeye çalışmış birini (masum masum ablacım gençlikte hatalarım oldu ama asla psikopat değilim sakın yanlış anlama, artık asla böyle bir psikolojide değilim diye kendini acındıran birini) asla ve asla çocuğunuza bakması için işe almayın. Bu izleri görür görmez işten çıkartın. Ben ki hayatta hatasını anlamış insanlara 1 şans verilmesi gerektiğini düşünen biriyimdir çünkü herkesin zor zamanları olabilir ama söz konusu çocuğunuzsa bırakın o mahlukat kendi başının çaresine baksın, sizin verdiğiniz şansın kıymetini bilemez.
3. Bebek için çorba bile yapmaktan aciz, iş bilmez birini asla bebek bakıcısı olarak işe almayın.
4. Sizden önce çalıştığı evin sahiplerini aşırı derecede eleştiriyor, kötülüyor ve aşağılıyorsa (ki bu referans almak için aramayasınız diyedir) bu kişiyi asla işe almayın. Tek taraflı dinlemeyin.
5. Evinizden yüklü miktarda para kaybolduğunda (1750 euro kadar) hemen polisi arayın ve evinizde yaşayan, gelip giden herkesin aranması için dilekçe verin. Aman rencide olur, üzülür, kırılır, ayıp olur diye düşünüp sakın olayın kapanmasına izin vermeyin. Hatta çantasını bile arayın.
6. Bu kadar para kaybolana kadar fark etmediğiniz kayıpları önlemek için sakın çantanızı bakıcınızın yanında bırakmayın, ona asla güvenmeyin. Yoksa sabahları siz duşa girdiğinizde çantanızdan yürüttüğü paralardan çok uzun süre haberiniz olmaz. Şüphelendiğiniz durumlar varsa aman yok canım o karıştırmamıştır diye düşünmeyin. Emin olun o yapmıştır! Hatta tuzaklar kurun, mutlaka birkaçına yakalanacaktır. Emin olmak için defalarca deneyip zaman kaybetmeyin. İlkinde işine son verin.
7. Evinize mutlaka kamera taktırın. Biz taktırmamıştık hata etmişiz.
8. Varsa Emniyet mensubu tanıdıklarınız bakıcının TC numarasını verip bir soruşturun bakalım (2 kez evden kaçma vs gibi) hakkında emniyet kayıtları falan var mı? Bunu öğrendikten sonra haftalarca yalanlarını dinlemeye devam etmeyin.
9. Gizli işler yapan insanlarla baş etmek için siz de gizli yöntemlere başvurun ki suçlunun suçundan emin olun. Sağlam delilleriniz olsun (geç oldu ama biz de öyle yaptık)
10. Etrafınızdaki insanları sizin gözünüzde şüpheli haline getirmek istediğini anladığınızda evinizdeki değerli eşyalarınızı saklayın ki suçu başkasına atmasına imkan vermeyin.
11. Ağzından dilinden para düşmeyen, devamlı parayla bir sorunu olan ve bunu sürekli dile getiren aç gözlü insanları işe almayın. Her şeyinize gözünü diker. Evdeki spor sırt çantasını bile çalar, sık kullanmadığınız için haberiniz bile olmaz.
12. Size ve çocuğunuza hitap ederken sınırları aşarsa (örneğin kendi hırsız olduğu için çocuğunuza sürekli küçük hırsız diye hitap etmeye başlarsa) hemen işten çıkartın, suyu ısınmış demektir.
13. Fazla toleranslı olmayın, ufak tefek şeyler diye düşündüğünüz hiçbir şeyi göz ardı etmeyin.
14. Ofisinize gelen tanıdıklarınızın bile çantasından para yürütecek kadar profesyonel hırsız olmuş biriyle çalıştığınızı bilmeyebilirsiniz ama yukarıdaki maddelere dikkat ederseniz bu safhalara kadar gelmezsiniz.
15. İşten çıkardığınızda yüzüne tükürmek istediğiniz birine yine de belki hatasını bilir ve bir özür diler diye telefonda ne zaman konuşmak istersen arayabilirsin demeyin, onda onu anlayacak erdem ne arasın?
16. Kimseyi oruç tutuyor, dini inançları gereği kapanmak istiyor diye dindar veya inançlı zannetmeyin. İnsanların vicdani duygularını sömürmeyi bir teknik olarak kullanan ve günümüzde buna güvenip hırsızlığını kamufle eden pek çok insan yaşıyor.
Aslında tüm bunlara mahal veren biri olarak kendime çok kızdığım doğrudur. Bu konularda tamamen iyi niyetimden kaynaklanan (ona göre salağın tekiyimdir herhalde) büyük ihmallerim olduğunun farkındayım. Ama hayatımda ilk kez bu kadar profesyonel hırsız olmuş ve bu yaşam şeklini başarıyla sürdüren, ardan, utançtan haberi olmayan, yüzü bile kızarmayan biriyle tanıştım. Tamamen deneyimsizlikten yani. Bu olayda yaşadığım hayal kırıklığının ve yediğim kazığın tadını hiç unutmayacağım. Bunca işimin gücümün arasında bir de bu sorun ile uğraşmak benim için zaman kaybı oldu.
İçimden bu insanın her türlü bilgisini sosyal medyada açıklamak geliyor ama kendini birşey zanneder de onu kafamda büyütüyorum diye düşünür diye endişeleniyorum, halbuki ben kimse bu hırsıza bir daha çocuğunu, evini, ofisini emanet etmesin derdindeyim.
Bu arada, kaybettiklerim başımın gözümün sadakası olsun demiyorum, benden çaldığı her kuruş zehir zıkkım olsun, burnundan gelsin diye diliyorum. Umarım bundan sonra çalışacağı iş yerlerindeki insanlar daha tedbirli ve uyanık insanlar çıkar.
Onu bulduğum internet sitesine şikayet ettim. Başka bir isimle hesap açıp yine kayıt olabilir belki ama en azından bunu yapabildim.
Siz de bundan sonra bebeğinizi emanet edeceğiniz insanların nasıl bir aileden geldiğine dikkat edin ve beş para etmez insanlara hak ettiklerinden fazla değer vermeyin.
İşte benim son aylarım koynumda hırsız besleyerek geçti, blog yazmaya enerjim bile kalmıyordu. İnsanın sürekli kendini kollaması çok yorucu oluyor.
Anlayışla karşılacağınızı biliyor ve iyi niyetli dua ve dileklerinizi esirgemeyeceğinizi düşünüyorum. Allah kimseyi bu kadar kötüyle karşılaştırmasın…
Diyetisyen Serap Orak Tufan
6 Nisan Pazartesi 2015
Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap
Twitter için https://twitter.com/DiyetisyenSerap
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
Size yaşadığım sıkıntıları çok ayrıntılı anlatmayacağım ama ana hatlarıyla bahsedeceğim ki siz de bir gün benimle aynı sorunları yaşamayın, en azından benzer sorunlar yaşıyorsanız bizim kadar çok kaybınız olmadan atlatın. İsmini bile artık kullanmak istemediğim bu basit insan modelini siz de biraz tanıyın.
1. Asla ve asla nüfus kağıdı olmayan birini işe almayın, kimliğini mutlaka görün. (yok efendim kaybetmiş de, çıkartmak için ceza ödemesi gerekiyormuş da, onu ödeyecek parası yokmuş da vs. vs. aylarca sizi oyalamasına müsade etmeyin)
2. İşe aldığınız insanın vücudunda ne gibi izler olduğunu en başta göremeyebilirsiniz (bu etapta saklar) ama kollarında bir sürü kesik izi olan, belli ki daha önce defalarca kendini öldürmek istemiş veya etrafındaki insanların bu şekilde dikkatini çekmeye çalışmış birini (masum masum ablacım gençlikte hatalarım oldu ama asla psikopat değilim sakın yanlış anlama, artık asla böyle bir psikolojide değilim diye kendini acındıran birini) asla ve asla çocuğunuza bakması için işe almayın. Bu izleri görür görmez işten çıkartın. Ben ki hayatta hatasını anlamış insanlara 1 şans verilmesi gerektiğini düşünen biriyimdir çünkü herkesin zor zamanları olabilir ama söz konusu çocuğunuzsa bırakın o mahlukat kendi başının çaresine baksın, sizin verdiğiniz şansın kıymetini bilemez.
3. Bebek için çorba bile yapmaktan aciz, iş bilmez birini asla bebek bakıcısı olarak işe almayın.
4. Sizden önce çalıştığı evin sahiplerini aşırı derecede eleştiriyor, kötülüyor ve aşağılıyorsa (ki bu referans almak için aramayasınız diyedir) bu kişiyi asla işe almayın. Tek taraflı dinlemeyin.
5. Evinizden yüklü miktarda para kaybolduğunda (1750 euro kadar) hemen polisi arayın ve evinizde yaşayan, gelip giden herkesin aranması için dilekçe verin. Aman rencide olur, üzülür, kırılır, ayıp olur diye düşünüp sakın olayın kapanmasına izin vermeyin. Hatta çantasını bile arayın.
6. Bu kadar para kaybolana kadar fark etmediğiniz kayıpları önlemek için sakın çantanızı bakıcınızın yanında bırakmayın, ona asla güvenmeyin. Yoksa sabahları siz duşa girdiğinizde çantanızdan yürüttüğü paralardan çok uzun süre haberiniz olmaz. Şüphelendiğiniz durumlar varsa aman yok canım o karıştırmamıştır diye düşünmeyin. Emin olun o yapmıştır! Hatta tuzaklar kurun, mutlaka birkaçına yakalanacaktır. Emin olmak için defalarca deneyip zaman kaybetmeyin. İlkinde işine son verin.
7. Evinize mutlaka kamera taktırın. Biz taktırmamıştık hata etmişiz.
8. Varsa Emniyet mensubu tanıdıklarınız bakıcının TC numarasını verip bir soruşturun bakalım (2 kez evden kaçma vs gibi) hakkında emniyet kayıtları falan var mı? Bunu öğrendikten sonra haftalarca yalanlarını dinlemeye devam etmeyin.
9. Gizli işler yapan insanlarla baş etmek için siz de gizli yöntemlere başvurun ki suçlunun suçundan emin olun. Sağlam delilleriniz olsun (geç oldu ama biz de öyle yaptık)
10. Etrafınızdaki insanları sizin gözünüzde şüpheli haline getirmek istediğini anladığınızda evinizdeki değerli eşyalarınızı saklayın ki suçu başkasına atmasına imkan vermeyin.
11. Ağzından dilinden para düşmeyen, devamlı parayla bir sorunu olan ve bunu sürekli dile getiren aç gözlü insanları işe almayın. Her şeyinize gözünü diker. Evdeki spor sırt çantasını bile çalar, sık kullanmadığınız için haberiniz bile olmaz.
12. Size ve çocuğunuza hitap ederken sınırları aşarsa (örneğin kendi hırsız olduğu için çocuğunuza sürekli küçük hırsız diye hitap etmeye başlarsa) hemen işten çıkartın, suyu ısınmış demektir.
13. Fazla toleranslı olmayın, ufak tefek şeyler diye düşündüğünüz hiçbir şeyi göz ardı etmeyin.
14. Ofisinize gelen tanıdıklarınızın bile çantasından para yürütecek kadar profesyonel hırsız olmuş biriyle çalıştığınızı bilmeyebilirsiniz ama yukarıdaki maddelere dikkat ederseniz bu safhalara kadar gelmezsiniz.
15. İşten çıkardığınızda yüzüne tükürmek istediğiniz birine yine de belki hatasını bilir ve bir özür diler diye telefonda ne zaman konuşmak istersen arayabilirsin demeyin, onda onu anlayacak erdem ne arasın?
16. Kimseyi oruç tutuyor, dini inançları gereği kapanmak istiyor diye dindar veya inançlı zannetmeyin. İnsanların vicdani duygularını sömürmeyi bir teknik olarak kullanan ve günümüzde buna güvenip hırsızlığını kamufle eden pek çok insan yaşıyor.
Aslında tüm bunlara mahal veren biri olarak kendime çok kızdığım doğrudur. Bu konularda tamamen iyi niyetimden kaynaklanan (ona göre salağın tekiyimdir herhalde) büyük ihmallerim olduğunun farkındayım. Ama hayatımda ilk kez bu kadar profesyonel hırsız olmuş ve bu yaşam şeklini başarıyla sürdüren, ardan, utançtan haberi olmayan, yüzü bile kızarmayan biriyle tanıştım. Tamamen deneyimsizlikten yani. Bu olayda yaşadığım hayal kırıklığının ve yediğim kazığın tadını hiç unutmayacağım. Bunca işimin gücümün arasında bir de bu sorun ile uğraşmak benim için zaman kaybı oldu.
İçimden bu insanın her türlü bilgisini sosyal medyada açıklamak geliyor ama kendini birşey zanneder de onu kafamda büyütüyorum diye düşünür diye endişeleniyorum, halbuki ben kimse bu hırsıza bir daha çocuğunu, evini, ofisini emanet etmesin derdindeyim.
Bu arada, kaybettiklerim başımın gözümün sadakası olsun demiyorum, benden çaldığı her kuruş zehir zıkkım olsun, burnundan gelsin diye diliyorum. Umarım bundan sonra çalışacağı iş yerlerindeki insanlar daha tedbirli ve uyanık insanlar çıkar.
Onu bulduğum internet sitesine şikayet ettim. Başka bir isimle hesap açıp yine kayıt olabilir belki ama en azından bunu yapabildim.
Siz de bundan sonra bebeğinizi emanet edeceğiniz insanların nasıl bir aileden geldiğine dikkat edin ve beş para etmez insanlara hak ettiklerinden fazla değer vermeyin.
İşte benim son aylarım koynumda hırsız besleyerek geçti, blog yazmaya enerjim bile kalmıyordu. İnsanın sürekli kendini kollaması çok yorucu oluyor.
Anlayışla karşılacağınızı biliyor ve iyi niyetli dua ve dileklerinizi esirgemeyeceğinizi düşünüyorum. Allah kimseyi bu kadar kötüyle karşılaştırmasın…
Diyetisyen Serap Orak Tufan
6 Nisan Pazartesi 2015
Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap
Twitter için https://twitter.com/DiyetisyenSerap
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)