Paris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Paris etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Haziran 2012 Salı

Merhabalar,

Uzun zamandır online blog yazamamıştım. Paris seyahat günlerim çok ayrıntılı olduğu ve bol fotoğraf içerdiği için o günlere ait günlerimi yazmam ortalama 4 saatimi almıştı. Yoğun iş programım nedeniyle diğer günleri yazmaya da hem enerjim hem de vaktim yetmemişti. Takip eden blog okurlarıma anlayışları için çok teşekkür ediyorum.

Bugün yeniden yazmaya başladım ancak kısmetse haftaya yine molalı geçecek. Çünkü söylemesi ayıptır yine kısa bir yurt dışı tatilim olacak :) Bu seferkinin amacı tamamen annemi şımartmak. Annemi hayatta en çok görmek istediği yerlerden birine, yani Paris'e götüreceğim! Bugün Ankara'da vize görüşmesini yaptı. Umarım çıkar ve gideriz...

Maddi imkanlarınız elverişliyse, sevdikleriniz hayattayken ve henüz sağlıklıyken onları sevindirecek şeyler yapın. Küçük ya da büyük farketmez ama kişinin gerçekten seveceği şeyler olsun. Onu ne kadar düşündüğünüzü bilsin...

Neyse, kaldığımız yerden devam edersek bu sabah üşüttüğüm için karın ağrısı ile uyandım. Tamamen klima yüzünden. Ofis çok sıcak olduğu için klimasız oturulmuyor ama beni de hasta ediyor. Üşüttüğüm için barsaklarım bozuldu :( Konu buraya gelmişken bari ishal durumunda neler yemek doğru olur neler yemekten kaçınılır ondan bahsedeyim...


09.30
1 fincan süt
1 adet Uno sandviç ekmeği arasında Comte peynirli tost (Paris alışverişinden)

Karnım ağrıdığı için sabah kahve içmedim.

Bu sabah sadece 2 randevum vardı, ikisi de gelmedi...

12.00
1 fincan Türk kahvesi (tek şekerli)

12.30
1 adet iri muz

İshal durumunda yenmesi faydalı olan besinler:
Muz
Elma (kabuksuz)
Şeftali
Patates
Pirinç lapası
Yoğurt
Ayran
Yayla Çorbası (pirinçli)
Tarhana Çorbası


Mümkün olduğunca yağlı et yemekleri, sebze, meyve ve salatalardan kaçınmak daha doğru olur. 

Birazdan arkadaşımla yemeğe gideceğim bakalım menüden durumuma uygun ne seçebileceğim?...

Arkadaşımla Batı Ataşehir'deki Wood'a geldik. Menü çok zengin olduğu için seçmekte zorlandım ama en hafif olabilecek yemek sandviç olacaktı. Bende ızgara tavuk göğsü ile yapılmış bir panini yemeye karar verdim.

Wood -Batı Ataşehir- Izgara Tavuklu Panini

14.00
Izgara Tavuklu Panini (içinde kaşar peyniri, yeşillik ve domates vardı. Biraz pesto sos koymuşlar. Hem pesto sos hem de eriyen kaşar peyniri nedeni ile biraz yağlı gibi görünse de benim durumum için uygundu. Normalde yanına patates kızartması koyuyorlar ama ben istemedim. Salata da fazla geldi yiyemedim. Zaten barsak hareketliliği nedeni ile salata yemem doğru olmazdı)
1 büyük kutu ayran

Şu an saat 18.30 hala tokum, henüz birşey yemedim. Çay-kahve de içmedim. Hava o kadar sıcak ki bol bol su içiyorum...

İşim saat 20.15 civarı bitti. Üşenmedim ve ofisten eve yürüdüm. Yemeğim hazır olduğu için pişirme süresi almadı ama yine de eve gir, evi havalandır falan derken akşam yemeğimi yemem saat 21.00'i buldu.


21.00
1 kase süzme yoğurttan yapılmış soğuk buğday çorbası
5 kaşık zeytinyağlı kabak yemeği
3-4 kaşık zeytinyağlı barbunya pilaki
1 dilim ekmek

Eşim gelince kendine güzel bir salata yapmıştı sonra biraz o salatadan da yedim...

23.00
15-20 tane iri kiraz

Bolca su içtim!

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Paris Gezisi 6. Gün

Paris Gezisi 6. Gün (5 Mayıs 2012 Cumartesi)

Sabah erken kalktık. Bugün Paris'te son günümüz. Akşam 18.00'de Orly Havalimanı'ndan uçağımız kalkacak. Dün akşam bavulu topladığım için rahat rahat gezebiliriz. Önce kahvaltımızı yapıp biraz gezeriz. Sonra otele gelip bavulumuzu alır 12.00'de resepsiyona bırakırız. Sonra 2-3 saat daha gezeriz. Her yurt dışı tatilimizde beni bir hüzün kaplıyor, dönmek istemiyorum :(

İşi gereği seyahat eden insanlara çok imreniyorum. Çünkü her an yeniden kısa da olsa gezme fırsatları oluyor. Oysa biz sadece tatil amaçlı gezebiliyoruz. Ona da sıklıkla vakit ve bütçe ayıramıyoruz. Ama Paris için kafamda başka planlarım var. İstanbul'a dönünce bazı konularda ayarlamalar yapıp yine gelmeyi düşünüyorum...


Kahvaltı için sıcak sandviç yemeye yine Pomme de Pain'e geldik.

09.30
1 adet Comte peynirli sandviç (bu sefer 1 tam sandviçi yedim)
1 Americano (şekersiz)

Karnımızı doyurduktan sonra gezmek için Moulin Rouge'un olduğu semte gittik. Buraya çok yorgunken geldiğimiz için gezememiştik ama zaten çok da birşey kaybetmemişiz. Oldukça düşük kalitede bir semt olduğunu söyleyebilirim. Gezilecek pek birşey yok. Heryer sex shop dolu. Bizim Tarlabaşı'ndan hallice bir yer olduğunu söyleyebilirim. Bu bölgedeki otellerin ucuz olma nedeni bu bence. Ama sorun değil çünkü her yere metroyla gidebildiğiniz için bu semtte kalsanız da burada vakit geçirmeyebilirsiniz.

Metroyla dönüp bavulumuzu resepsiyona bıraktıktan sonra bu sefer de Şanzelize'ye gittik. Yurt dışı tatillerimde o bölgeye ait yemek kitaplarından almak gibi bir huyum var. Yemek dergileri/kitapları almaya bayılırım. Böyle yerel kitaplar çok ilgimi çekiyor. Ama tabi ki İngilizce kitap alıyorum. Virgin isimli bir yerden güzel kitaplar aldım. Bizim D&R türü kocaman bir mağaza.

Yürüyerek Concorde Meydanı'na gittik. Biraz da buralarda gezdikten sonra geri döndük. Burada bir Pantheon var ama gezmeye zamanımız olmadı...

Concorde Meydanı

Leon de Bruxelles

Bu saate kadar birşey yemedik. Son bir kez 1 tencere midye yemek istiyorum :) İstanbul'da nerede bulacağım...

Leon de Bruxelles'de
14.30
1 tencere Brüksel usulü midye (bu sefer saymadım ama yine 40-45 tane olmalı)
1 bardak bira
1/2 kase patates kızartması
1/4 ananas (fotoğraftakinin yarısını ben yedim. Tadı çok güzeldi)


Tatilin başından beri herkesin elinde gördüğüm La Duree poşetlerinden dolayı denemek istediğim ünlü makaroncuya gittik. Tatlıyla aram olmadığını bilirsiniz. Ama bu ünlü markayı tatmasam da olmazdı. 6 çeşit makaron aldık hepsinden 1 ısırık aldım. Toplamda 2 tane yemişimdir. Çok kaliteliydi gerçekten ama içim bayıldı tadından...

Dükkanda fotoğraf çekemedim çünkü izin istedim vermediler. Halbuki izin istemeden telefonumla çeksem kimsenin ruhu duymazdı ama işte böyle ben, incelikler yüzünden...


La Duree satış mağazası

otele döndük. Çok yorulduğum için otele kadar gitmeden sokağın başında bekledim. Eşim bavulu alıp geldi. Evimizi de özledik ama gitmek de hüzünlendiriyor...
Rue Copernic ve Avenue Kleber kesişimi
Aynı geldiğimiz gibi bir rota izleyerek havalimanına vardık.  Tatilin yorgunluğu üzerimize çöktü iyice...

Uçakta
20.00
1/2 tavuklu sandviç
2 adet Eti yulaflı bisküvi

İner inmez free shop çılgınlığımızı da yaptık ve taksiye binip evimize geldik. Eve gelmek çok güzel bir duygu ama Paris'i bırakmak da bir o kadar hüzün vericiymiş ya da bende öyle bir etki yaptı...

Son bir not: Paris'te sokakta 1 tane bile kedi görmedim. Halbuki tüm restoranlar sokağa açık hizmet veriyor.

Son söz : Bekle beni Paris, yine geleceğim...

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Paris Gezisi 6. Gün (5 Mayıs 2012 Cumartesi)

28 Nisan 2012 Cumartesi

Merhabalar,


2 gündür yoğunluğum nedeni ile yazamadım. Ama az önce kendime tek şekerli bir Türk Kahvesi yapıp ekran başına blog yazmak için oturdum.

Aslında dün akşam 2 günümü yazacaktım ama internet bağlantısı çok uzun süre yoktu. Kısaca son 2 günümü özetlemek gerekirse: Perşembe ofisteki elektrik kesintisi nedeniyle saat 14.00'e kadar çalışamadığım için tüm randevuları Cuma günü aralara almam gerekti. Bu nedenle dün çok yoğun bir tempoda çalıştım. Ama Pazartesi günü çıkacağım tatili düşünürsek 100 kişiye daha randevu verebilecek bir performansla çalışıyorum. Enerji tavan yaptı ama yorgunluk açısından tükendim... Şu an bu haftaki son randevumu bekliyorum. O da bitince ara tatilim başlayacak :)
Bundan bahsettim mi hatırlamıyorum, bahsetmemiş olabilirim çünkü bu hafta Çarşamba gününe kadar vizemizin çıkmasını bekliyorduk. Çıkana kadar çok duyurmak istemedim. Ama Çarşamba vizemiz geldi ve Pazartesi Serap Paris'e giderrrr! :)

 Bu sezon çok yoğun çalıştım, yine ara bir tatile ihtiyaç duyuyorum. Takip edenler bilir, gezmeyi, farklı yerler görmeyi, farklı yemekler yemeyi çok seviyorum. Sanırım bu özelliğim babamdan geçti. Çünkü babam sağlam bir tır şöförüdür. Şu an yurt dışına çalışmıyor artık Antalya'da sabah gidip akşam geldiği normal bir işi var. Ama öncesinde 3 kıtada pek çok yere gitmişliği var. Hatta Avrupa'nın yol haritasını bile çizer :) Haliyle genlerimde bir seyyah etkisi taşıyorum.

Bir de babası tır şöförü olan insanların bir özelliğinden bahsetmeden geçemeyeceğim. Bizler özlemeyi, beklemeyi ve sabretmeyi çok iyi biliriz. Yanımızdaki insanın hayatımızda olmadığında yaratacağı etkiyi çok fazla tecrübe ettiğimiz için bu konuda tükenmişliklerimiz vardır. O nedenle kendimden örnek vermem gerekirse evlenirken eşimin sürekli seyahat eden bir mesleğe sahip olmaması kriteri benim için 1.sırada yer alıyordu. Beraber gezeriz diye düşünmüştüm :) öyle de oluyor...

Neyse bu konudaki hislerimi ve deneyimlerimi yazsam roman olur...

Yurt dışı tatillerde beslenme açısından kendimi hiç kısıtlamam. Çünkü he denemek isterim hem de zaten o kadar çok yürünüyor ki yediklerimizin hepsini yakıyoruz. Ayrıca her zaman gidilen yerler olmadığı için tadını da çıkartmak gerekiyor. Danışanlarımın yurt dışı seyahatlerinde de oldukça esnek beslenme planları öneririm. Bu hafta tatile gitmeden önce hafif besleneyim diye düşünmüştüm ama akşamları badem ve kabak çekirdeği kaçırdım. Neyse gitmeden önce enerji olsun :)

Bu akşam da arkadaşlarımızla kebapçıya gideceğiz. Yine biraz kaçar ama porsiyonları kontrol etmeye çalışırım.


Bu da dün akşam ki yemeğim. İglo fish fingers, domatesli makarna ve eşimin yaptığı güzel salata...


Bu sabah kahvaltımı evde yapmadım ama sütümü içtim.

08.30
1 fincan süt (tam yağlı)

10.00
1 adet beyaz peynirli kepekli sandviç (Değirmen'den)

13.00
1 fincan tek şekerli Türk Kahvesi 1 adet kuru kayısı

Şimdilik bu kadar, dün akşam zeytinyağlı patlıcan yemeği pişirmiştim. İş çıkışı evde ondan yerim. Akşam da kebap...

Diyetisyen Serap Orak Tufan

23 Nisan 2012 Pazartesi

Merhabalar,
Dünkü gibi bugün de blogumu yer yemez yazıyorum :)

Öncelikle ulusal egemenlik ve çocuk bayramımız kutlu olsun. Bugünlerde memlekette kutlanmaya değer miraslarımıza sahip çıkmalıyız. Büyük önder Atatürk'ü saygıyla anıyor ve kurduğu Cumhuriyet'e sahip çıkmak üzere bir yaşam tarzı kurduğumu belirtmek istiyorum. Kendi adıma belirtmem gerekirse benim için dindar bir nesil yetiştirmek önemli değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Atatürk Türkiyesi'nin değerlerine sahip çıksın, herkese saygılı ve onurlu bir birey olsun, iyi bir insan olmaya çalışsın yeter.


Şu anda Rumeli Hisarı'nda Fincan Cafe'deyim. Ve geç ama güzel bir kahvaltı yaptım. Biraz geç kalktık ve karşıya geçmemiz 11.30'u buldu. Çok trafik olduğu için arabayı park edebileceğimiz ilk cafede kahvaltı etmeye karar verdik.

Servis biraz geç ama mekanın manzarası bu sıkıntıyı telafi ediyor. Çünkü karşımızda erguvanların açtığı harika bir Kanlıca manzarası ve masmavi boğaz var...

Gelelim neler yediğime...


12.30
1/2 karışık menemen- içinde jambon, sucuk,sosis,kaşar peyniri vardı, sosislerini ayırdım sevmiyorum(dolu dolu 3 kaşık kadar)
3 dilim ekmek (üzerine kaymak ve bal sürdüm. Rutinimin dışında bir kahvaltı olduğu için bu fırsatı kaçırmadım)

1/2 ıspanaklı gözleme(diğer yarısını paket yaptırdım)
1-2 dilim domates ve salatalık
1 tane yeşil zeytin
1 bardak çay
10 tane buzlu badem


Şimdi de blogumu yazarken sade nescafemi içiyorum.

Buradan çıkınca dün gidemediğimiz Emirgan Parkı gezimizi yapmayı düşünüyoruz. Oradan da Sabancı Müzesi'ndeki sergiye gitmeyi planlıyoruz. Bakalım planlarımıza ne kadar uyabileceğiz? Şu an saat 13.20

...


Bu trafikte Emirgan Parkı'na ulaşmak ne mümkün! Trafikte dönüp dolanıp, zar zor ilerleyip bir yerlere varma çabasındayken eriştiğimiz ilk cafe de dinlenmeye karar verdik. Çünkü eşim trafikten ve sıcaktan çok bunalmıştı. Nerde olduğumuzu tam anlayamadık ama çay bahçesinin girişinde Şahin Tepesi yazıyordu. Burada bir kahve molası verip Anadolu yakasına geçmeye karar verdik.

15.00
1 fincan az şekerli Türk Kahvesi


Bizim Emirgan Parkı ve Sabancı Müzesi gezisi yine yalan oldu. Zaten İstanbul'da bir tatil gününde sadece 1 mekana gidebilecek enerjiniz, vaktiniz ve trafik şansınız oluyor. Bu güzel ve kalabalık şehirde yaşamanın bedeli ve hatta vergisi diyebiliriz. Bir kez daha bir tatil günü sahil tarafına gelmemeye yemin ederek ayrıldık. Neyse ki trafikte bile kalsak etrafta keyfine varılacak doğal güzellikler vardı...

Burdan ayrılıp yola çıktık, Maslak'tan devam ederek 1. köprüden geçtik. Köprüde hiç trafik yoktu!! Tüm şehir sahil taraflarında olduğu için köprü bomboştu. Önce Kadıköy'e eşimin ailesine uğradık. Biraz da onlara zaman ayıralım dedik..

16.00
1 bardak çay
1 minik ekler pasta


Sonra da arkadaşımız Dilek'e gittik. En güzeli ev gezmesi yapmak aslında, ne trafik gürültüsü ne kalabalık. Kafamız şişmiş resmen. Sabah ki huzur duygusundan eser kalmadı :(


18.00
1 porsiyon mantı (üzerine 1 kaşık yağ döktüm, diyetteyseniz yağsız yiyebilirsiniz)
4 kaşık çoban salata (eşim yaptı,her zamanki gibi harika)
1/2 dilim ekmek (salatanın suyuna batırdım, 3 lokma kadar)

Dilek'e ne zaman gelsek resmen yerleşiyoruz :) sohbet, muhabbet derken vakit nasıl geçiyor anlamıyoruz. Eşimin 20 senelik en yakın arkadaşıdır. Eşimle beni tanıştıran ve evlenmemize vesile olan kişidir kendisi. Bir anlamda ikimizin de başını yaktı diyebiliriz :)) çünkü hem eşim hem ben hiç evlenmeyi düşünmüyorken bir de bakmışız 4 ay içinde evlenmişiz!!


19.00
1 bardak Efes bira (bu şişe bu sezon çıkmış, ben tat olarak bir fark göremedim, sanırım sadece bahara özel ambalaj, tamamını ben içmedim. Dilek ile paylaştık)

20.00
1 adet kivi
4 iri çilek


20.30
2 top karamelli dondurma

Sürekli birşey yiyerek tam bir tatil akşamı yaptık :)

Eve dönünce blog yazmaya üşendiğim ve eşimle vakit geçirmek istediğim için tembellik yaptım. Yarın için yemek yapmaya da gerek yok, yarın akşam arkadaşlarımıza yemeğe davetliyiz. O nedenle yemek de yapmadım. Biz de film izlemeye karar verdik. Benim seçimim Amelie oldu. Bu filmi çok severim. Ayrıca Paris'te geçtiği için de bizi moda sokar diye düşündüm :)

Biletlerimizi aldık. Kısmetse, vizemiz çıkarsa 30 Nisan'da Paris'e gidiyoruz. Bu tatile çok ihtiyacım var...

Evde sadece bir kupa rezene çayı içtim, 1 parça da çikolata yedim.

Bu günlük de bu kadar... Malesef ipadimin şarjının bitmesi nedeni ile tam olarak online olamadı ama olsun.

Diyetisyen Serap Orak Tufan
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...