Dün blog yazdığım için huzur içinde uyumuşken gece 03.30'da İnci'nin ağlama çığlıkları ile uyandım. Galiba kabus gördü, çünkü saçma şeyler sayıklıyordu. Salona gidip oturalım dedi. Aslında 2-3 haftadır gece deliksiz uyuyordu, ne oldu anlamadım. Saat 5.30'da uyumaya ikna ettik nihayet. O saatte oje şişeleriyle bile oynadık.
Tabi İnci de uykusuz kalınca sabah hep beraber geç kalktık. Karnımız iyice acıkmıştı. İnci'yi doyurmak benim, Pazar kahvaltısını hazırlamak eşimin görevi oldu.
10.30 civarında kahvaltımı yaptım. Fotoğraftaki omlet diliminden 2 parça yedim. Omleti eşim yaptığı için ne kadar peynir koydu, ne kadar yağ koydu bilmiyorum ama 4 yumurta koyduğunu söyledi. Ben de afiyetle yedim :) 2 dilim tam buğday ekmeği, 1 parça örgü peyniri, domates, salatalık dilimleri, birkaç yaprak kuzu kulağı ve 1 dilim de Köysel marka kabak reçeli (kirece yatırılmış kıtır kıtır) yedim. Şekersiz 1 bardak çay içtim.
Kahvaltıdan 2 saat sonra kadar tek şekerli bir Türk kahvesi içtim.
Bugün akşama doğru arkadaşlarımız gelecek ve çiğ köfte günü yapacağız. Ama öncesinde 1 tane zeytinyağlı enginar yedim, çünkü şekerim düştü.
Tüm hazırlıklar bitince saat 18.00'de eşimin yaptığı çiğ köftelerden (içinde çiğ yağsız kıyma var) 10 tane ve yanında 1 kase de cacık yedim. 1 bardak da acılı şalgam suyu içtim. Marul ve taze nane de yedim tabi… Ha bir de 1/2 lavaş yedim.
Yemekten sonra 1 fincan çay içtim. Sonra da şekersiz bir Türk kahvesi daha içtim.
Bu satırları yazarken de 1 bardak kola zero içtim. Sarımsaklı, soğanlı çiğ köfteleri yiyince içim yandı tabi :)
Aslında şu an karnım da acıktı. Eğer iştahıma hakim olabilirsem sadece yoğurt yer yatarım, olamazsam az önce yanımda çıt çıt çekirdek yiyen eşime uyup 1 kase çekirdek de yiyebilirim. Bakalım…
Dayanamadım çekirdek yedim :)
Diyetisyen Serap Orak Tufan
3 Mayıs 2015 Pazar
Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap
Twitter için https://twitter.com/DiyetisyenSerap
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
acılı şalgam suyu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
acılı şalgam suyu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
3 Mayıs 2015
Etiketler:
acılı şalgam suyu,
cacık,
çiğ köfte,
Diyetisyen Serap Orak Tufan,
kabak reçeli,
Köysel,
lavaş,
omlet,
pazar kahvaltısı,
taze nane,
Türk Kahvesi,
zeytinyağlı enginar
Günü birlik Adana gezisi
Bugün 2 Kasım Pazar 2014. Sabah 08.00 uçağı ile Adana'ya geldik. Taa Mart ayında eşim Adana için Pegasus'tan indirimli uçak bileti almış. O gün geldi çattı! Aslında aylar öncesinden veya önceden yapılan programlardan hiç hoşlanmam çünkü o gün geldiğinde canım gitmek istemeyebilir diye bir düşünce tarzım var. Ama bazı şeyler için mecbur kalıyorsunuz. Mesela yurt dışı tatilleri, opera veya konser biletleri vs. Bilet alırken her zaman biraz keyifsiz hissederim. Çünkü zorunluluklar veya mecburiyetlerden hiç hoşlanmayan, keyfine göre yaşayan bir insanım. Sosyal hayatımız gereği planlar yapıyoruz tabi, ama uzun vadeli olanlardan gerçekten hoşlanmıyorum.
Tam da gribal-nezlesel bir hastalığa batmış durumdayken (hatta bu nedenle evlilik yıldönümü sonrası blog yazamadım), şırıl şırıl burnum akarken Adana'ya gelme nedenim şudur: Sadece yeme turizmi! Eşimin et yeme aşkı nedeniyle aylar öncesinden alınmış Adana biletlerini değerlendirelim dedik. Bana kalsa bilet yansın umrumda değil ama hem eşimin hayallerini yıkmak istemedim hem de bana yeni bir şehir görme fırsatı çıkmış, hiç kaçırır mıyım? Kimin kızıyım ben? Gezmek, bir tır şöförü babanın kızı olarak genlerimde var, iyi ki de var :)
Hasta olmayıp da keyifli keyifli gezsem çok daha iyi olurdu tabi ama kısmet böyleymiş. Aslında İnci de bizimle gelecekti ama hazır annem babam İstanbul'dayken onu evde bırakıp baş başa gidelim dedik. İyi ki de öyle yapmışız. Hasta hasta onunla ilgilenmem zor olurdu.
Adana'ya gelmeden, daha önce gidenlere ve Adanalı arkadaşlarımıza tabi ki danıştık. Nerede ne yenir diye sorduk, öğrendik ve ona göre gezdik. Tabi ki asıl konu Adana kebap yemekti ama benim favorim ciğer şiş oldu.
Sabah 06.45'de evden aç olarak çıktık. Adana'da sabah kahvaltısı olarak ciğer şiş yiyeceğimiz için birşey yemek istemedik. Ama ben yine de yanımıza 1 paket çubuk kraker almıştım. İyi ki almışım uçakta onu yedik. Çoğunu ben yemişimdir :) Saat 09.30'da Adana'ya indik. Merkeze inip kahvaltı edeceğimiz mekanı bulmamız 10.30'u buldu. "Geleneksel Adana kahvaltısı yapmak istiyorsanız Ciğerci Birbiçer'e gidin" demişlerdi. Biz de öyle yaptık. Sanki sabah sabah hiç yenecek birşey değil gibi düşünseniz de herkesin iştahla akın akın geldiğini görünce ciğer yeme fikri gayet normalleşiyor :) Bol duman altı olarak ocak başına yakın bir masaya yerleştik.
1 porsiyonda 8 adet şiş var, her şişte 2 parça kuyruk yağı ve 3 parça ciğer var. Ben toplam 6 şiş yedim, tabi ki yağlarını yemedim, yani 18 parça ciğer yemiş oldum :) Eşime göre yağlarını yemediğim için asıl lezzetini bozmuşum ama göz göre göre böyle löp löp yağları da yiyemezdim doğrusu. Hem diyetisyen olduğum için hem de midem almaz.
Pide ekmeğinin arasına 6'şar parça ciğer koyarak kuru soğan ve ayran eşliğinde yedim. Masada ikram olarak getirilen yeşilliklerden pek yemedim. İtiraf edeyim iyi yıkanmamış olabileceğini düşündüm.
Sakatat seven bir diyetisyen olarak yediğim bu öğünden gayet memnun kaldım :) Adana'ya gidecek olan herkese Ciğerci Birbiçer'i tavsiye ederim.
Sonra yürüye yürüye Seyhan nehri üzerindeki Taş Köprü'ye gittik. Aslında son derece güzel ve tarihi bir yapı olan köprünün fotoğrafını çekerim diye düşünüyordum ama inanın içimden gelmedi. Maalesef çok bakımsız bir köprüydü. Üzerinde pek çok gereksiz grafiti yazılar vardı. Her yer çöptü. Adana halkı tarihine hiç sahip çıkmamış yani, Roma döneminden kalan bir köprüyü koruma bilinci yok demek ki…
Çok yürüyüp yorulduğumuz için civarda oturabileceğimiz tek mekan olan Optimum alışveriş merkezine gittik. Bir kahve içip dinlendik. Sonra taksiye binip şehir merkezine indik.
Eşim önceden araştırmış, bir arkadaşı Kazım Büfe'de mutlaka muzlu süt için demiş. Biz de tavsiyeye uyduk :) Bu koca bardak muzlu sütün sadece yarısını içebildim. benim için çok fazla bir porsiyondu.
Muzlu sütten sonra biraz yürüyerek gezdik. Banklarda oturduk dinlendik. Daha ben çok acıkmamıştım ki sadece yeme içgüdüsüyle Adana'ya gelen eşim kebap yemek istedi. Yine daha önce tavsiye dilen mekanlar arasında en çok bahsi geçen Kebapçı Adil Usta'ya gitmeye karar verdik. Atladık taksiye gittik. Ama yol boyunca gördük ki zaten burası bir kebap cenneti, yani her hangi bir yere de gitsek bence büyük bir lezzet farkı yoktur.
Bu arada bu kadar hastayken, burnum akarken bir de bol dumanlı mekanlara girince ben toptan iptal oldum. Gözümü zor açıyordum :(
Normalde ben bir kebapçıya gittiğim zaman en son siparişim Adana kebap olur, çünkü sevmem. Bana çok yağlı geliyor ve kokuyor. Ama tabi ki Adana'ya gelince yemesem olmazdı. Maalesef eşimin bayıla bayıla yediği Adana kebabı (oradakilerin deyimiyle kıyma) ben yine zor yedim. İçinde kuyruk yağları olması nedeniyle benim için çok ağır bir lezzetti :(
Anladım ki ben Adana insanı değilim, sabah ki ciğer şiş benim için daha iyiyidi. Yine usulune uygun olarak bol soğanla ve acılı şalgam suyu eşliğinde kebabımı yedim. Bir de humus vardı. O da çok yağlı bir sıcak meze ama baklagil olması sebebiyle benim damak tadıma daha uygundu. Yine soğan baş köşedeydi, mezeler ve yeşillikler vardı.
Yemeğimizi saat 15.00 civarında yedik, sofradan kalkarken ben bir daha birşey yiyemem demiştim tam da öyle oldu. Bana göre çok yağlı ve kalorili beslendiğim için uzun süre acıkmadım. Oradan çıkıp Baraj Yolu Caddesi boyunca yürüdük.
Eşim arada 2 çeşit de tatlı yedi. Tatlılar hep yağda kızartmalı ve şerbetli tatlılardı. Ben 1 minik ısırıkla tadına baktım. Yine bana hiç hitap etmedi.
O kadar çok yürüdük ki sağlam bir egzersiz günü oldu. Ben hala acıkmamıştım. Ama dinlenmek için 1 bardak çay içmeye oturduğumuz bir tatlıcı da sadece merak ettiğim için gelin bohçası denilen hamurlu-şerbetli tatlıdan yedim. Yerken içim bayıldı ama diğerlerine göre daha hafif bir tatlı sayılır bence.
Oturduğumuz yerin yanında Kebapçı Şeyhmuz'un yeri vardı. Gelen kokulara dayanamayan eşim bir daha Adana kebap yedi. Bir de ek olarak kuşbaşı siparişi verdi. Yine acıkmadığım halde etin tadını merakımdan 3 küçük parça kuşbaşı et yedim. Çok güzeldi. Bir daha Adana'ya gelirsem kuşbaşı yerim.
Aslında porsiyon olarak pek fazla yemedim ama yediğim şeyler hep yağlı ve kalorili olduğu için hem bana ağır geldi hem de uzun süre tok tuttu. Bir de o kadar soğan yememe rağmen midem hiç rahatsız olmadı. Galiba sumakla iyice beklettikleri için soğanın gaz yapıcı etkisi ortadan kalkmış oluyor.
Uçağımız 20.00'de idi ama yarım saat geç kalktı. Uçakta çantama attığım küçük bir Oreo paketi vardı. 2 tane Oreo bisküvi yedim.
Eve geldiğimizde İnci uyumuştu. Bütün gün onu görmeyince çok özledik. Ama iyi ki İnci ile gitmemişiz. Rahat rahat gezdik, İnci ile o kadar yürümemiz mümkün olmazdı.
Ayrıca eve gelince dayanamayıp yatmadan önce 2 kaşık zeytinyağlı pırasa yedim. Tüm gün et yiyince sebzesizlik sendromum tuttu.
Bir diyetisyenin beslenme günlüğü olarak bir Pazar günümüzü Adana gezisi şeklinde bol kalorili olarak tamamlamış olduk. Bu arada Adana çok sıcaktı, resmen yazdan kalma bir gündü. Mevsim şoku da yaşadık.
Biraz az su içtim :(
Diyetisyen Serap Orak Tufan
2 Kasım Pazar 2014
Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap
Twitter için https://twitter.com/DiyetisyenSerap
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
Tam da gribal-nezlesel bir hastalığa batmış durumdayken (hatta bu nedenle evlilik yıldönümü sonrası blog yazamadım), şırıl şırıl burnum akarken Adana'ya gelme nedenim şudur: Sadece yeme turizmi! Eşimin et yeme aşkı nedeniyle aylar öncesinden alınmış Adana biletlerini değerlendirelim dedik. Bana kalsa bilet yansın umrumda değil ama hem eşimin hayallerini yıkmak istemedim hem de bana yeni bir şehir görme fırsatı çıkmış, hiç kaçırır mıyım? Kimin kızıyım ben? Gezmek, bir tır şöförü babanın kızı olarak genlerimde var, iyi ki de var :)
Hasta olmayıp da keyifli keyifli gezsem çok daha iyi olurdu tabi ama kısmet böyleymiş. Aslında İnci de bizimle gelecekti ama hazır annem babam İstanbul'dayken onu evde bırakıp baş başa gidelim dedik. İyi ki de öyle yapmışız. Hasta hasta onunla ilgilenmem zor olurdu.
Adana'ya gelmeden, daha önce gidenlere ve Adanalı arkadaşlarımıza tabi ki danıştık. Nerede ne yenir diye sorduk, öğrendik ve ona göre gezdik. Tabi ki asıl konu Adana kebap yemekti ama benim favorim ciğer şiş oldu.
![]() |
Ciğerci Birbiçer'in ocakbaşı |
![]() |
Ciğer şiş |
1 porsiyonda 8 adet şiş var, her şişte 2 parça kuyruk yağı ve 3 parça ciğer var. Ben toplam 6 şiş yedim, tabi ki yağlarını yemedim, yani 18 parça ciğer yemiş oldum :) Eşime göre yağlarını yemediğim için asıl lezzetini bozmuşum ama göz göre göre böyle löp löp yağları da yiyemezdim doğrusu. Hem diyetisyen olduğum için hem de midem almaz.
Pide ekmeğinin arasına 6'şar parça ciğer koyarak kuru soğan ve ayran eşliğinde yedim. Masada ikram olarak getirilen yeşilliklerden pek yemedim. İtiraf edeyim iyi yıkanmamış olabileceğini düşündüm.
Sakatat seven bir diyetisyen olarak yediğim bu öğünden gayet memnun kaldım :) Adana'ya gidecek olan herkese Ciğerci Birbiçer'i tavsiye ederim.
Sonra yürüye yürüye Seyhan nehri üzerindeki Taş Köprü'ye gittik. Aslında son derece güzel ve tarihi bir yapı olan köprünün fotoğrafını çekerim diye düşünüyordum ama inanın içimden gelmedi. Maalesef çok bakımsız bir köprüydü. Üzerinde pek çok gereksiz grafiti yazılar vardı. Her yer çöptü. Adana halkı tarihine hiç sahip çıkmamış yani, Roma döneminden kalan bir köprüyü koruma bilinci yok demek ki…
Çok yürüyüp yorulduğumuz için civarda oturabileceğimiz tek mekan olan Optimum alışveriş merkezine gittik. Bir kahve içip dinlendik. Sonra taksiye binip şehir merkezine indik.
Eşim önceden araştırmış, bir arkadaşı Kazım Büfe'de mutlaka muzlu süt için demiş. Biz de tavsiyeye uyduk :) Bu koca bardak muzlu sütün sadece yarısını içebildim. benim için çok fazla bir porsiyondu.
![]() |
Muzlu süt |
Muzlu sütten sonra biraz yürüyerek gezdik. Banklarda oturduk dinlendik. Daha ben çok acıkmamıştım ki sadece yeme içgüdüsüyle Adana'ya gelen eşim kebap yemek istedi. Yine daha önce tavsiye dilen mekanlar arasında en çok bahsi geçen Kebapçı Adil Usta'ya gitmeye karar verdik. Atladık taksiye gittik. Ama yol boyunca gördük ki zaten burası bir kebap cenneti, yani her hangi bir yere de gitsek bence büyük bir lezzet farkı yoktur.
![]() |
Kebapçı Adil Usta'da |
Bu arada bu kadar hastayken, burnum akarken bir de bol dumanlı mekanlara girince ben toptan iptal oldum. Gözümü zor açıyordum :(
![]() |
Adana Kebap (Kıyma Kebabı) |
Normalde ben bir kebapçıya gittiğim zaman en son siparişim Adana kebap olur, çünkü sevmem. Bana çok yağlı geliyor ve kokuyor. Ama tabi ki Adana'ya gelince yemesem olmazdı. Maalesef eşimin bayıla bayıla yediği Adana kebabı (oradakilerin deyimiyle kıyma) ben yine zor yedim. İçinde kuyruk yağları olması nedeniyle benim için çok ağır bir lezzetti :(
![]() |
Humus |
Anladım ki ben Adana insanı değilim, sabah ki ciğer şiş benim için daha iyiyidi. Yine usulune uygun olarak bol soğanla ve acılı şalgam suyu eşliğinde kebabımı yedim. Bir de humus vardı. O da çok yağlı bir sıcak meze ama baklagil olması sebebiyle benim damak tadıma daha uygundu. Yine soğan baş köşedeydi, mezeler ve yeşillikler vardı.
![]() |
konsept bu :) |
Eşim arada 2 çeşit de tatlı yedi. Tatlılar hep yağda kızartmalı ve şerbetli tatlılardı. Ben 1 minik ısırıkla tadına baktım. Yine bana hiç hitap etmedi.
gelin bohçası |
O kadar çok yürüdük ki sağlam bir egzersiz günü oldu. Ben hala acıkmamıştım. Ama dinlenmek için 1 bardak çay içmeye oturduğumuz bir tatlıcı da sadece merak ettiğim için gelin bohçası denilen hamurlu-şerbetli tatlıdan yedim. Yerken içim bayıldı ama diğerlerine göre daha hafif bir tatlı sayılır bence.
Oturduğumuz yerin yanında Kebapçı Şeyhmuz'un yeri vardı. Gelen kokulara dayanamayan eşim bir daha Adana kebap yedi. Bir de ek olarak kuşbaşı siparişi verdi. Yine acıkmadığım halde etin tadını merakımdan 3 küçük parça kuşbaşı et yedim. Çok güzeldi. Bir daha Adana'ya gelirsem kuşbaşı yerim.
Aslında porsiyon olarak pek fazla yemedim ama yediğim şeyler hep yağlı ve kalorili olduğu için hem bana ağır geldi hem de uzun süre tok tuttu. Bir de o kadar soğan yememe rağmen midem hiç rahatsız olmadı. Galiba sumakla iyice beklettikleri için soğanın gaz yapıcı etkisi ortadan kalkmış oluyor.
Uçağımız 20.00'de idi ama yarım saat geç kalktı. Uçakta çantama attığım küçük bir Oreo paketi vardı. 2 tane Oreo bisküvi yedim.
Eve geldiğimizde İnci uyumuştu. Bütün gün onu görmeyince çok özledik. Ama iyi ki İnci ile gitmemişiz. Rahat rahat gezdik, İnci ile o kadar yürümemiz mümkün olmazdı.
Ayrıca eve gelince dayanamayıp yatmadan önce 2 kaşık zeytinyağlı pırasa yedim. Tüm gün et yiyince sebzesizlik sendromum tuttu.
Bir diyetisyenin beslenme günlüğü olarak bir Pazar günümüzü Adana gezisi şeklinde bol kalorili olarak tamamlamış olduk. Bu arada Adana çok sıcaktı, resmen yazdan kalma bir gündü. Mevsim şoku da yaşadık.
Biraz az su içtim :(
Diyetisyen Serap Orak Tufan
2 Kasım Pazar 2014
Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için http://instagram.com/diyetisyenserap
Twitter için https://twitter.com/DiyetisyenSerap
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-
Etiketler:
acılı şalgam suyu,
Adaba Kebap,
Adana gezisi,
ciğer şiş,
Ciğerci Birbiçer,
Diyetisyen Serap Orak Tufan,
humus,
Kazım Büfe,
Kebapçı Adil Usta,
kuru soğan,
mezeler,
muzlu süt,
Oreo,
sumak,
Taş Köprü
344. GÜN
28 Ocak Cumartesi 2012
Yoğun bir Cumartesi daha beni bekliyor. Bu aralar Cumartesi için randevu almak isteyenleri malesef geri çevirmek zorunda kalıyorum...
08.30
1 fincan süt-evde
10.30
1 kupa kahve-ofiste
2 dilim Alman çavdar ekmeği ile yapılmış kaşarlı tost (evde yaptım)
13.45
1 adet armut
İşim saat 15.30 da bitti ve yine her zamanki gibi çok acıkmıştım. Akşam annem ve Semra&Berra ekibi bize geleceği için markete uğrayıp eve geldik. Kürşad akşam çiğ köfte yapacak...
Evde biraz kalan yemeklerden vardı. Onlardan yedim. Nasılsa akşam yemeğimizi fazla geç yemeyeceğiz.
16.00
5-6 kaşık kuru fasulye
1 dilim ekmek
Çiğ köfte yapmak yorucu ve zor bir iş ama onu yapmak kadar zor olan birşey varsa o da tüm yeşillikleri güzelce yıkamak. Tabi ki bu işler ellerimden öper :)
17.00
1 fincan çay
1 adet minik vişneli eti browni intense kek (tam bir lokmalık)
18.00
12-13 adet çiğköfte
1 kase cacık
Bol yeşillik
1 bardak acılı şalgam suyu
1/2 lavaş ekmeği
Gerçekten çiğ kıyma içerdiği ve bulgur ve baharat karışımından dolayı bana biraz ağır gelse ve şişirse de çok seviyorum. Eşim de çok güzel yapıyor...
20.00
1 fincan Türk Kahvesi(tek şekerli)
22.00
Meyve tabağı - elma, portakal, kivi, armut çeşitlerinden toplam 2 porsiyon kadar yemişimdir (bunu da eşim hazırladı, çiğ köfteyi de o yaptığı için bizim küçük Berra "bu evde de her şeyi Kürşad yapıyor:)" dedi. Teyzesinin yaptığı o kadar şey gözüne görünmez, Kürşad yapınca hayran oluyor:) tam bir Kürşad fanatiği oldu!
Toplam 2 litre kadar su
Günün değerlendirmesi :
Gündüz tamamen vakitsizlikten fazla birşey yiyemesem de akşam tam bir ziyafet oldu. Bu kadar şişiren şeyi bir arada yediğim için uzun süre tok hissettim. Bugün meyve de olması güzel oldu :)
28 Ocak Cumartesi 2012
Diyetisyen Serap Orak Tufan
www.seraporak.com
www.kendinizeiyibakin.com
Yoğun bir Cumartesi daha beni bekliyor. Bu aralar Cumartesi için randevu almak isteyenleri malesef geri çevirmek zorunda kalıyorum...
08.30
1 fincan süt-evde
10.30
1 kupa kahve-ofiste
2 dilim Alman çavdar ekmeği ile yapılmış kaşarlı tost (evde yaptım)
13.45
1 adet armut
İşim saat 15.30 da bitti ve yine her zamanki gibi çok acıkmıştım. Akşam annem ve Semra&Berra ekibi bize geleceği için markete uğrayıp eve geldik. Kürşad akşam çiğ köfte yapacak...
Evde biraz kalan yemeklerden vardı. Onlardan yedim. Nasılsa akşam yemeğimizi fazla geç yemeyeceğiz.
16.00
5-6 kaşık kuru fasulye
1 dilim ekmek
Çiğ köfte yapmak yorucu ve zor bir iş ama onu yapmak kadar zor olan birşey varsa o da tüm yeşillikleri güzelce yıkamak. Tabi ki bu işler ellerimden öper :)
17.00
1 fincan çay
1 adet minik vişneli eti browni intense kek (tam bir lokmalık)
18.00
12-13 adet çiğköfte
1 kase cacık
Bol yeşillik
1 bardak acılı şalgam suyu
1/2 lavaş ekmeği
Gerçekten çiğ kıyma içerdiği ve bulgur ve baharat karışımından dolayı bana biraz ağır gelse ve şişirse de çok seviyorum. Eşim de çok güzel yapıyor...
20.00
1 fincan Türk Kahvesi(tek şekerli)
22.00
Meyve tabağı - elma, portakal, kivi, armut çeşitlerinden toplam 2 porsiyon kadar yemişimdir (bunu da eşim hazırladı, çiğ köfteyi de o yaptığı için bizim küçük Berra "bu evde de her şeyi Kürşad yapıyor:)" dedi. Teyzesinin yaptığı o kadar şey gözüne görünmez, Kürşad yapınca hayran oluyor:) tam bir Kürşad fanatiği oldu!
Toplam 2 litre kadar su
Günün değerlendirmesi :
Gündüz tamamen vakitsizlikten fazla birşey yiyemesem de akşam tam bir ziyafet oldu. Bu kadar şişiren şeyi bir arada yediğim için uzun süre tok hissettim. Bugün meyve de olması güzel oldu :)
28 Ocak Cumartesi 2012
Diyetisyen Serap Orak Tufan
www.seraporak.com
www.kendinizeiyibakin.com
288. GÜN
3 Aralık Cumartesi
09.00
1 fincan süt
09.30
1 kupa kahve
Değirmen'den yine sandviç istedim.
10.30
1 adet beyaz peynirli sandviç (kepekli bir ekmekten yapılmıştı)
Her Cumartesi olduğu gibi programım çok yoğundu. İşim 14.30 da bitti. Hemen toparlanıp eve gittim. Akşam yemeğe arkadaşlarımız gelecek. O nedenle biraz evi toparlamak istedim. Fenerbahçe'nin bitmek tükenmek bilmeyen maçlarından biri var hiç değilse kalabalık olunca eğlenceli oluyor. Yoksa futbol izlemek bana göre değil...
Evde geçen hafta yarısını yediğim ıspanaklı pidenin diğer yarısı var. Derin dondurucudan çıkarıp ısıtıp yiyeceğim...
15.30
1/2 ıspanaklı kaşarlı pide
1 adet mandalina
Eşim de gelince hazırlıklara saat 18.00 de başladık. Çiğ köfte yapacak. Bence bu dünyadaki en güzel çiğköfteyi eşim yapıyor :)
19.30
12-13 tane çiğköfte (bazılarını daha acı olduğundan farkedelim diye küçük yapmış)
Taze nane, kıvırcık
1 bardak acılı şalgam suyu (bayılıyorum)
1/3 lavaş ekmeği
1 kase cacık
Birkaç dilim limonlu havuç dilimi
Yemekte alkol almadım ama ilerleyen saatlerde eğlenirken arka arkaya birşeyler içtim...
1 bardak Coca Cola Zero ile yapılmış votka (çok az alkollü hazırladım, ayrıca bardak da küçük bir viski kadehi)
1 bardak Cappy portakal suyu ile yapılmış Safari (yine az alkollü)
Tabu oynarken...
1 kadeh kırmızı şarap
12-14 tane cips (Doritos ve Lays karışık)
1 çay bardağı ayçekirdeği
1 adet fıstıklı baklava
Ee tabi ki 02.30 a kadar ayakta olunca hem acıkmak hem de yemek içmek normal. Üstelik bugün Cumartesi ;)
Toplam 2,5 litreye yakın su
Günün değerlendirmesi :
Sanırım dün 54 kg'yu gördüm diye bugün biraz şımardım. Çeşit çok olsa da porsiyonlarım her zaman kontrollü oluyor. Eşimin ellerine sağlık harika çiğköfte yapmıştı yine...
3 Aralık Cumartesi
Diyetisyen Serap Orak Tufan
www.seraporak.com
www.kendinizeiyibakin.com
09.00
1 fincan süt
09.30
1 kupa kahve
Değirmen'den yine sandviç istedim.
10.30
1 adet beyaz peynirli sandviç (kepekli bir ekmekten yapılmıştı)
Her Cumartesi olduğu gibi programım çok yoğundu. İşim 14.30 da bitti. Hemen toparlanıp eve gittim. Akşam yemeğe arkadaşlarımız gelecek. O nedenle biraz evi toparlamak istedim. Fenerbahçe'nin bitmek tükenmek bilmeyen maçlarından biri var hiç değilse kalabalık olunca eğlenceli oluyor. Yoksa futbol izlemek bana göre değil...
Evde geçen hafta yarısını yediğim ıspanaklı pidenin diğer yarısı var. Derin dondurucudan çıkarıp ısıtıp yiyeceğim...
15.30
1/2 ıspanaklı kaşarlı pide
1 adet mandalina
Eşim de gelince hazırlıklara saat 18.00 de başladık. Çiğ köfte yapacak. Bence bu dünyadaki en güzel çiğköfteyi eşim yapıyor :)
19.30
12-13 tane çiğköfte (bazılarını daha acı olduğundan farkedelim diye küçük yapmış)
Taze nane, kıvırcık
1 bardak acılı şalgam suyu (bayılıyorum)
1/3 lavaş ekmeği
1 kase cacık
Birkaç dilim limonlu havuç dilimi
Yemekte alkol almadım ama ilerleyen saatlerde eğlenirken arka arkaya birşeyler içtim...
1 bardak Coca Cola Zero ile yapılmış votka (çok az alkollü hazırladım, ayrıca bardak da küçük bir viski kadehi)
1 bardak Cappy portakal suyu ile yapılmış Safari (yine az alkollü)
Tabu oynarken...
1 kadeh kırmızı şarap
12-14 tane cips (Doritos ve Lays karışık)
1 çay bardağı ayçekirdeği
1 adet fıstıklı baklava
Ee tabi ki 02.30 a kadar ayakta olunca hem acıkmak hem de yemek içmek normal. Üstelik bugün Cumartesi ;)
Toplam 2,5 litreye yakın su
Günün değerlendirmesi :
Sanırım dün 54 kg'yu gördüm diye bugün biraz şımardım. Çeşit çok olsa da porsiyonlarım her zaman kontrollü oluyor. Eşimin ellerine sağlık harika çiğköfte yapmıştı yine...
3 Aralık Cumartesi
Diyetisyen Serap Orak Tufan
www.seraporak.com
www.kendinizeiyibakin.com
Etiketler:
acılı şalgam suyu,
ayçekirdeği,
cacık,
çiğ köfte,
doritos cips,
fıstıklı baklava,
ıspanaklı kaşarlı pide,
lavaş ekmeği,
portakal suyu,
Safari,
taze nane,
votka kola
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)