2 Aralık 2013 Pazartesi

Tarihi yazarken farkettim de bu sene ne kadar çabuk geçti böyle! Senenin yarısında hamileydim, diğer yarısında bebekliydim :) İş-güç, koşturmaca derken yine sene sonu ve tabi ki yeni yıl geldi bile. Randevuyla çalışan ve ajanda tutan biri olduğum için defterimin son yapraklarına geldiğimde günlerin nasıl tükendiği konusunda bir nostalji yapmasam olmuyor. Maşallah bu sene pek çok konuda iyi iş çıkarmışım. Kendimi tebrik ediyorum ;) Daha kafamda başka planlar da var ama henüz hayata geçmedi. Süpriz diyelim…

Uzun zaman sonra yeniden günlük blog yazmak bana da çok iyi geldi. Üzerimdeki miskinlik bulutları dağıldı. Artık mümkün olduğunca sıklıkta, ara vermeden yazmaya devam edeceğim. Olumlu yorumlar benim için son derece motive edici oluyor. Herkese çok teşekkür ederim.

Haftanın bu ilk gününde neler yediğime gelince…

Hafta içi en erken randevuyu 11.00'e verdiğim için her sabah evde annemin hazırladığı kahvaltıyı yapıyorum. Bir yandan işe hazırlanmanın telaşı, diğer yandan İnci hanımla flört falan derken sabahlarım çok telaşlı geçiyor. Gerçi evde olduğum her anım eğer İnci uyumuyorsa telaşlı geçiyor. Çoğu zaman telefon ve maillere çok geç dönüş yapabiliyorum. Ama İnci kucağımda uyuyorsa o zaman telefonum da yanımdaysa en azından sms veya mail yazabiliyorum. Neyse ki annem var da en azından ben İnci ile beraberken o da yemek hazırlıyor.

10.00
Kaşarlı tam buğday ekmeği ile yapılmış tost
1 bardak süt
4 tane yeşil zeytin
2 adet kokteyl domates

Bugün yoğun bir gün, seanslarım arka arkaya olduğu için işim saat 14.00'e kadar sürdü. Bu arada su içmenin dışında sadece Milupa'nın emzirme çayından içebildim.

11.30
1 fincan Milupa Still-Tee emzirme çayı (şeker koymuyorum)



Bir diğer randevuma kadar 2 saat aram vardı. Evde temizlik olduğu için ben de babamla dışarda yemeye karar verdim. Hızlıca yer sonra eve gideriz diye düşündüm. Artık öğle yemeklerimi evde yiyorum. İnci ile vakit geçiriyorum (emzirme, süt sağma, oynama vs), yemek yiyorum sonra ofise dönüyorum.

Geçenlerde bir postta da yayınladığım mekana, BALDIR'a gittik. Batı Ataşehir'de Palladiuma çok yakın bu mekanı merak ediyorsanız lütfen bir tık :)

14.30
1 porsiyon Baldır (üst dilim ekmeği yedim, alt dilimin de ucundan bir parça yedim)
1 porsiyon salata
1 bardak ayran
1 bardak çay
1/2 porsiyon trileçe (bir Balkan tatlısıymış, çok hafif, bunun yarısını yedim)



Güzelce karnımızı doyurup eve döndük. İnci beni görünce çok sevindi. Ben de onu görünce çok sevindim tabi. 1 saat yanında kalıp işe döndüm…

İşim saat 19.30 civarında bitti. Eve gidip yemeğimi yemem 20.00'yi buldu.

20.00
1 tabak ekşili köfte (içinde minik minik 14 tane köfte vardı)
4 kaşık kıymalı karnıbahar (üzerine 2 kaşık sarımsaklı yoğurt döktüm)
7 kaşık civarı kısır (ekmek yemedim)






Bu harika ev yemeklerinden sonra İnci'mle hasret giderip biraz oynadık. Sanırım saat 21.00 civarında da eşimin yaptığı Türk kahvesini yanında minik bir parça çikolatayla beraber içtim.

22.00
1 kutu narlı Karamalz (işte emzirme içecekleri arasındaki favorim bu marka. Bazen alıp soğuk soğuk içiyorum)



Yatana kadar da 2 adet mandalina ve 1 dilim armut yedim. Başka birşey yemedim.

Bu arada emzirdiğim için bolca su içtiğimi belirtmeme sanırım gerek yok. Günde 2-3 litre oluyordur.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

2 Aralık 2013

Twitterdan takip etmek isteyenler için tık tık!

4 yorum:

  1. trileçeyi hep merak etmişimdir ama aşırı tatlıdır diye denememiştim sizce nasıl ? sütlü kek üstüne karamel gibi mi yoksa daha mı ağır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında altındaki kek değil, sütün çırpılmasıyla yapılan köpüğümsü, pudingimsi bir şey. Ben beğendim, oldukça hafif, benim gibi sütlü tatlı sevenler için ideal.

      Sil
  2. yazılarınızı özlemişim:) sizinle aynı fikirdeyim ne kadar hızlı geçti bu sene böyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizi özledim :) takipteyim. Bir gün kahve içmek için buluşalım bebeklerimizi de alıp...

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...